|
Korku dağları bekliyor!
"Silahsız kuvvetler" gene harekete geçti. Herhalde gizli andıçlarda, Tayip Erdoğan'a kimin nasıl saldıracağı bütün teferruatıyla tespit edilmiştir.

Önce, AK Parti'ye teveccühü azaltmak ve heyecanı kırmak maksadıyla, Tayyip Erdoğan'ın siyasi bir partiye üye olmakla birlikte, milletvekili seçilemeyeceğini, dolayısıyla başbakan koltuğuna oturamayacağını yazıp çizmeğe başladılar. Sonra da, 7 Temmuz 1998'de Hürriyet'te manşet olmuş bir haberi, tozlu arşivlerden indirip servise koydular. (Ben, 9 Temmuz 1998'de, Tayyip Erdoğan'ın iddialara verdiği cevabı sütunumda yayınlamıştım.)

Erdoğan ve milletvekilliği

Deniliyor ki: "Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 11'inci maddesi, "312'den mahkum edilenlerin, -affa uğrasalar dahi- milletvekili seçilemeyeceklerini öngördüğü için, cezası ertelenen Erdoğan, seçimlere giremez. Zira af için bile böyle bir sınırlama konulduğuna göre, erteleme ile de yasağın kalkmaması gerekir."

Oysa, durum tamamen farklı. Zaten Anayasa Mahkemesi, ertelemenin affa benzer bir etki yarattığını kabul ettiği için, Hasan Celal Güzel'in siyasi yasağı bulunmadığı kararını verdi.

Prof. Kayıhan İçel, Haziran ayında Anayasa Mahkemesi'nde düzenlenen panelde Tayyip Erdoğan'ın durumunu şu şekilde özetlemişti:

"...4454 sayılı yasa, 'ertelemeden' söz etmekle beraber, üç yıllık deneme süresinin iyi hal ile geçirilmesi şartıyla, bunun, Türk Ceza Kanunu'nun 97'nci maddesinin, genel af konusunda gösterdiği düzeyde sonuçları yaratmasını kabul etmiştir. (Genel af ile ertelemenin sonuçları aynıdır.) Mahkûmiyetin vaki olmamış sayılması, bazı hakların yasaklanması söz konusu ise, üç yıllık sürenin geçmesiyle birlikte, tüm bu yasaklamaların kendiliğinden ortadan kalkması neticesini doğuracaktır... Bu konuda, Danıştay'ın içtihadı birleştirme kararını hatırlatmakta yarar var. Danıştay, ertelenmiş mahkûmiyeti bulunan bir memur kişinin, deneme süresi bitmeden görevine son verilmesinin, tecilin gayesi ile bağdaşmayacağını açıklamıştır. Danıştay'a göre, mahkûm olan kişi, deneme süresinde, haklarını aynen muhafaza eder. Milletvekili seçilme açısından da, Danıştay'ın kararında gösterilen yönde çözüm oluşturmak gerekir. Deneme süresi dolmamış olsa bile, kişinin seçilme hakkına sahip olacağı kabul edilmelidir. Türk Ceza Kanunu'nun 91'inci maddesi gereğince, erteleme kararı 'mahkeme kararında hilafı tasrih edilmedikçe (aksi belirtilmedikçe) fer'i cezalar hakkında da uygulanır' Deneme süresi içinde fer'i ceza, yani 'haklardan yasaklılık' söz konusu olmadığından, memuru görevden almak nasıl mümkün değilse, aynı şekilde, bir kişinin seçilme hakkı da engellenemez."

Prof. Kayıhan İçel'e göre, yasada, "infaz edilmiş suçlara da uygulanması" açıkça belirtilmese dahi, bir iyileştirme söz konusu olduğundan -Türk Ceza Kanunu'nun 2'inci maddesi uyarınca- lehteki düzenlemeler geriye doğru işleyecektir.

Affa uğrasa bile...

Peki "Affa uğramış olsalar dahi milletvekili seçilemez." ibaresi ne anlama geliyor? Af veya ertelemeye rağmen, siyasi yasak sürüyor da, sadece yargıç mı, zamanı geldiğinde (kanunun yayımı tarihinden üç yıl geçtikten sonra) memnu hakları iade edebiliyor?

İşte, Prof. Kayıhan İçel'in bu konudaki görüşleri:

"Genel af, cezaları, bütün sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırıyor. Keza, sonuçları yönünden genel af düzeyinde olan erteleme yasası da, mahkûmiyeti vaki olmamış sayıyor. Bu durumda, "Affa uğramış olsalar dahi, seçilemezler" kaydının özel af için konulduğu yorumu yapılmalıdır. Zira, genel affa, bir yandan cezaları bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırma gücünü tanırken, diğer yandan, yasaklanmış haklar üzerinde genel affın etkisinin sınırlandırılması, anlamsız bir çelişkiden ibarettir. Bir başka yönden, memnu hakların iadesi yönünden, sadece Yargı erkine yetki verilmesi, Yasama erkine sebepsiz bir güvensizlik anlamına gelir."

Prof. Kayıhan İçel'in yukarıdaki görüşleri, çok sayıda hukukçu tarafından paylaşılıyor.

Bütün bu gerçeklere ve Anayasa Mahkemesi'nin Hasan Celal Güzel hakkında verdiği karara rağmen, halâ Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilemeyeceğini iddia edenler var. Yüksek Seçim Kurulu, bu şekilde yönlendirilerek, AK Parti Genel Başkanı'nın önü kesilmeğe çalışılıyor.

Eski kaset

Andıç yazarları, gene de tedbiri elden bırakmıyorlar. Erdoğan'a bir başka türlü de darbe vurma gayreti içindeler. 7 Temmuz 1998'de Hürriyet'te "İşte şok eden sözler" başlığı ile, Tayyip Erdoğan'ın, 1993 yılında, Refah Ümraniye İlçe Teşkilatı'nın açılışında sarfettiği bazı cümleler manşete taşınıyor ve Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in, o konuşmayı ihtiva eden video kaseti, çözümünü yapmak üzere bilirkişiye gönderdiği belirtiliyordu. Erdoğan'ın, kıyam (ayağa kalkma, ayaklanma, isyan) çağrısında bulunduğu, bu şekilde DGM'lik olduğu iddia ediliyordu.

Şimdi, gene aynı medya grubu (Aydın Doğan grubu) tutmuş, aynı kaseti servis yapıyor. Gene "Şok eden sözler" başlığı ile.

Erdoğan, 1993 yılında konuşmuş. Kaset, 1998 yılında, "servise" çıkarılmış. DGM, bu arada Tayyip Erdoğan hakkında, o konuşmasından dolayı -zaman aşımı sebebiyle- takipsizlik kararı vermiş. Erdoğan, o gün sarfettiği cümlelerin ne anlama geldiğini bir bir açıklamış.

Aradan üç yıl geçiyor, aynı kaset gene servise konuluyor.

Basının tetikçi konuma düşmesi ne acı! Acaba, hangi özel menfaatler korunuyor?

Tarzan zorda!

Tarzan zorda... Çırpınıyor. Milletin menfaatlerini koruyacak, güç odaklarının önünde boyun eğmeyecek bir iktidarın önünü kesmek için uğraşıyorlar.

Maşaallah, devletin kasasını ve kamu bankalarını gönüllerince kullanmışlar. Her birinin yüzmilyonlarca dolar borcu var. Ya Şubat krizinde, 5 milyar doların kimler arasında pay edildiği ortaya çıkarsa! Acaba aslan payını, bir politikacının ilişkili olduğu banka ile, bir medya patronunun bankası almış olabilir mi? Merkez Bankası'ndan birinin 1.5 milyar dolar, diğerinin 850 milyar dolar çektiği belirtiliyor.

Efendim, korku dağları bekliyor!
#AK Parti
#Andıç
#Silahsız Kuvvetler
#Tayyip Erdoğan
23 yıl önce
Korku dağları bekliyor!
Zamanda ve mekânda bir uyanış: Sîdî Ukbe Ulucamii
19 Mayıs’a 10 gün kala…
Uluslararası doğrudan yatırımları çekmek
Enflasyon, döviz kuru beklentileri ve CDS
İsrail ve Batı’nın çifte standardı