|
‘Ateş Serbest’ ve Ilımlı İslam’a dönüş...

Lokal okumalarda “kılcal damar” analizleri ‘göz-alabilir’ ama jeo-politik, stratejik analizlerde emboliye neden olabilir...

Mesele Suriye ve Irak ise,
“Kerkük gitti mi, buraya hangi koridoru kurarsan kurur”
cümlesi, meseleyi cümleten bitirdiğinden, bol detay satan söylevlere kulak tıkayabilirsiniz...

Daha basit nasıl yazılır: “Kerkük’ün Bağdat’ın elinde olması, Irak ve Suriye’deki ABD-İsrail planlarını/yatırımlarını fena tökezletiyor...

Bu cümle kurulduktan sonra, “ama” ile bağlanan her yol nihai hesaplaşmayı kamufle ediyor. İngiliz tipi “
aşiret manuelleri
” satanları kapıdan kovmak gerekiyor.
Ortadoğu’da paletler döndü mü, her şey biter. Yenisi başlar. Trump’ın, “
Suriye’de yeni bir evredeyiz
” sözü o. Bağdat-Erbil hattında yaşanan oydu. İsrail’in ardından, S.Arabistan ve BAE’nin Erbil’e destek verdiğinin hatta PYD’ye yardım ettiği bilgisinin rabıtası da odur.
Hepsinin sebebi neden söylenmiyor;
ABD, Suriye’de ricat edebilir!
Bu tecrübe ilk kez yaşanabilir. Sorumlusu olarak da İran’ı işaretliyorlar.

Haşdi Şabi üzerine yazılanlara bakın... Son gelinen nokta, bu örgütün neye/nereye evrileceği? ABD’nin İran’ın üzerine Devrim Muhafızları’na basarak yükselişiyle Haşdi Şabi arasında bağ kuramayanlar, ikisi için ayrı çıkışlar olmadığını görmeli.

Kimisi yeni bir Hizbullah’a dönüşeceğini kimi de Irak ordusu içinde eritilip/seyreltileceğini kestiriyor. Oysa ortada nal gibi duran ikiz aynası var.

Amerika, Irak’ta elinde kalan son iki oyuncuyu yitirirse, İbadi ve Mukteda es Sadr da oyundan düşerse,
Irak’taki Haşdi Şabi’nin, İran’daki “Devrim Muhafızları”nın klonu olabileceği neden düşünülmüyor?

Delil diyorsanız, “Irak-Suriye denkleminden hem İran Devrim Muhafızları hem Haşdi Şabi derhal çıkmalı” diyenler kim?..

İran’ın, Washington ‘Devrim Muhafızları’nın üzerine gitmeye devam ederse, yaptırımlar ağırlaşırsa, Ortadoğu’nun ABD için daha zorlu bir alana dönüşebileceği tehdidi kulak ardı edilmemeli. Onun sağlaması da Avrupa ülkelerinin “
anlaşmalara bağlıyız
” açıklamalarıdır.

İran generali Kasım Süleymani’nin Kerkük’te oynadığı rol, zamanlamadaki varlığı dahi akılda tutulmalı. Kerkük’ün ele geçirilmesinde, Haşdi Şabi’yi Devrim Muhafızları’nın eğitip/silahlandırmasının katkısı olduysa, yenilen kim? Kimlerin planı kazandı?

Amerika, Barzanileri korumak için Irak başbakanı üzerinde öyle böyle baskı yapmadı. ‘O halde nasıl ABD’nin sözünü çiğnedi’ merakının cevabı büyük korkuda saklı.

Sağır Sultan duymaktan sıkıldı; Kerkük’ün Erbil’in eline geçmesi “bağımsız Kürdistan” veya “Kürdistanlar”ın ayakta kalabilmesi için hayatiydi. Üzerine “referandum”u koyarsanız, İbadi zaten solunum cihazına bağlanacaktı...

İran da aynı kaygılara sahipti ve sadece engellemekle ilgilenmedi. “Bağımsız Kürdistan hayali”ni bitirmeye de çalıştı. Çünkü hayali görenleri biliyordu.

Türkiye’yi zaten söylemiyorum. “Bu takımda varım” demesi dahi gözünü karartabilecekleri durdurdu. İsrail Başbakanı’nın Putin’e, “Erbil’i korumak için savaş uçakları gönderebilirim” yoklamasına, “tavsiye etmem” yanıtının arkası ne sanıyorsunuz.

Hep basit yazıyoruz.. Ki, “uzmanlar” konuştuğunda, susturucunuz hazır olsun; “Kerkük’teki yenilgi bağımsız devlet rüyasını bozuyor ve stratejik üsler yaratma yolundaki Amerikan-İsrail projesini baltalıyor.

Dün Riyad veliahtından gelen, “Ilımlı İslam’a dönüyoruz” açıklaması, yine ne kadar sıkıştıklarını gösteriyor ve artık ABD’de hangi kliğin egemen olduğunu neredeyse elle tutacağız.

Beğenen olur beğenmeyen olur, üçgen caridir,
Ankara-Tahran-Bağdat hattı konvansiyonel ve konjonktürel aşamayı atlayabilir!
‘BAŞKAN VE KRAL’ SİZİ DESTEKLERSE...

Bugün hâlâ bölgede Amerikan etkisi var mı? Evet. İsrail, S.Arabistan, Mısır, BAE, vs...

Ancak, Suriye’nin üzerine Irak ve Kerkük’te yaşananların, Barzani yenilgisinin bölgede büyük sonuçları olacak. Tahran ve Ankara, Irak ve Suriye’nin balkanlaştırılmasını çelmeliyor.

ABD Dışişleri Bakanı Tillerson Riyad’a geliyor, Kral ve Başbakan İbadi ile buluşuyor, küre bu sefer gizli ovalanıyor, İbadi sonra Ürdün’e, ardından Mısır’a, bugün de Türkiye’ye geliyor...

Başbakan İbadi, Türkiye ziyaretinde ne söyleyecek? İran’ın Irak üzerindeki etkisine katkı vermememizi mi? İbadi’ye söylenen, “korkma, Başkan ve Kral arkanda”dır. Türkiye’nin içinden de destek alacağını biliniz.

Biz şunu söyleyelim; Barzanilerin öyküsünü unutma. Artı, ABD Kerkük’te başını çevirdi ve Suriye’deki Kürtler de bunu gördü! Amerika Rakka’daki Kürtleri Erbil üzerinden besliyordu. Rakka’daki Amerikan faaliyetlerine etkisi ne olacaktır? Kesin yargı için erken ama “destek hattı” çatırdıyor!

Bugün, “Suriye’nin kuzeyinde pazarlığa açığız” mealinde mesajlar gönderen Şam yönetimi, ki Rusya kabul edin, ABD desteğinin düştüğü gün Türkiye ile birlikte “ar(a)da kalanı” ne yapmayı planlıyor?

Teslim gerekiyor ki, Ruslar; bir yanda Suriye Kürtleri diğer yanda Ankara ve Şam arasında değerli bir pozisyonu elinde tutmayı başardı.

Ayrıca şu dramatik gelişme de ceptedir; Amerika’nın Suriye’nin doğusundaki askeri müdahalesine geçerli bahanesi kalmadı. Rakka’nın akıbeti tüm olasılıklara açıktır.

‘Alakasız’ bir şeyle bitirelim mi: Genelkurmay Başkanı, ABD’ye gitmeden evvel, “Ateş Serbest-2017” tatbikatına katıldı...

#Türkiye
#ABd
#İran
#Irak
7 yıl önce
‘Ateş Serbest’ ve Ilımlı İslam’a dönüş...
Eski kiracılara ‘sahte satış’ baskısı da önlenmeli
Muhafazakâr ve demokrat kimliğin yeniden inşası…
Âşık olan neylesin?
Kırmızı kar, Yeşil dönüşüm
Kosova"da son Osmanlı"yı anmak