Suriye’deki hedeflerini ister tutturmuş ister ıskalamış olsunlar, İran balistik füzeleri bölgede birden çok ‘amaca’ isabet etti.. Belki Türkiye’nin almayı ‘düşündüğü’ S-400’ler de dahil...
Ayın 18’inde Rakka’nın güneyinde Suriye savaş uçağının Amerikan ‘süper eşek-arıları’ tarafından düşürülmesi, farklı bir aşamaya geçtiğimiz anlamına geliyor.
Amerika’nın mazereti, terör örgütü PKK’nın ‘mutand kolları’ YPG/PYD/SDG unsurlarının vurulması. Vurulması da değil, yanlarına bomba düşmesi. CENTCOM’un resmi açıklaması böyle.
Aynı açıklamaya göre, uçak düşürülmeden evvel ABD-Rusya arasında bölgede hava güvenliğini sağlayan anlaşma gereği Suriye’deki Rus Üssü’ne haber verilmiş...
“ABD, Suriye rejimi, Rusya ya da rejim yanlısı güçlerle çatışmak istemiyor. Ancak kendisini veya
işbirliği yaptığı kuvvetleri herhangi bir tehdide karşı savunmakta tereddüt etmeyecektir
”. (‘Coalition Defends Partner Forces from Syrian Fighter Jet Attack’, 18/06, U.S. Central Command.)
Suriye’de günlük hengamenin dışında bir girdap oluşuyor...
İlk ipucu, 18 Mayıs’ta ABD’nin,
yakınında hükümet yanlısı kuvvetleri vurması ve günümüze kadar buna devam etmesidir...
El Tanf,
Suriye-Irak-Ürdün sınır üçgeni
ne yakın bir nokta ve burada Şam rejimini destekleyen İran destekli gruplar birden çok kez vuruldu.
Fakat El Tanf sadece bu değil; “ABD ile Rusya arasında, hava harekatlarında araçların güvenli bir şekilde ayrışmasını sağlayan bir iletişim kanalı kurmak konusunda 2015 yılının sonlarında imzalanmış bir mutabakat metninin varlığı biliniyor. Pentagon bunun, ‘kuvvetlerin bulunduğu bölgeler ve harekât icra edilen alanlar konusunda gerçek zamanlı bilgi paylaşımı için kurulduğunu açıklamıştı”. (11/06, AA.)
Adı
Hukuki zemini nedir bilen yok. Tam ne olduğunu bilen de yok.
Kimi ABD’li yetkililer burasını, Rusya ile ABD’nin üzerinde mutabakata vardıkları ve karşılıklı kuvvetlerin menzil dışında bırakıldığı alan şeklinde tanımlıyor.
Ruslar ne diyor? El Tanf’a 8 Haziran’da gerçekleşen bir başka saldırının ardından Dışişleri Bakanı Lavrov; “Saldırı uluslararası hukuka aykırıdır ve
ABD ile ‘ayrışma bölgesi’ gibi bir alan hakkında mutabakatımız yok
tur”...
Burada Amerikan gücü var mı, neye hizmet eder, ne kadardır ayrı konu ve bütün Ortadoğu çalkalanırken dar alanda paslaşmayalım ama Mayıs ayında ABD Genel Kurmay Başkanı Joseph Dunford, DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Bret McGurk ve Savunma Bakanı Jim Mattis, El Tanf bölgesine ilerleyen grubun
‘İran tarafından yönlendirildiğini’
zaten/alenen söylemişti.
Yani, bir mini Ortadoğu Bermuda Üçgeni’nde Amerikalılar seri olarak Şam rejimi yanlısı İran destekli grupları vuruyorlar, ardından Amerikan jetleri Suriye savaş uçağını vuruyor, onun ardından İran benzeri daha önce görülmemiş biçimde-Rusya’nın gövde gösterisi mahiyetinde Hazar’dan fırlattığı ve İran, Irak üzerinden geçerek Suriye’deki noktaları vurduğu füzeler hariç-
6 orta menzilli füze fırlatıyor
! Suriye’deki DAEŞ hedeflerine. Altı yıl içinde böyle bir saldırı ilk kez gerçekleşiyor.
Tabii bölge karışıyor. İsrail’in mesajı almamış olması mümkün değil. (Körfez bölgesi, Türkiye, artı silah pazarlarının hareketleneceğini de ekleyelim.)
Eş zamanlı olarak Rusya’nın reaksiyonları gelmeye başlıyor...
“Rusya Savunma Bakanlığı, ABD’nin Suriye rejimine ait savaş uçağını düşürmesi nedeniyle Washington ile Suriye’de uçuş güvenliğinin sağlanması anlaşması kapsamındaki iş birliğini durdurduğunu açıkladı. Açıklamada, ABD’nin adımı uluslararası kuralların ihlali ve ‘askeri saldırganlık’ olarak nitelendirildi. Koalisyon güçlerinin Rusya ile mevcut iletişim kanalını
vurgulandı. Bundan sonra, Fırat’ın batısında tespit edilen ABD-koalisyona ait uçak/hava araçlarının Rus sistemlerince
‘hedef’ kabul edilerek izleme
yapılacağını bildirildi”. (‘Rusya, Suriye’de ABD ile işbirliğini feshetti’, 19/06, Dünya Bülteni.)
Rusların bu kararı ve İran atağı,
Moskova ve Tahran’ın, DAEŞ’in CIA ve MOSSAD’ın arkasına sığınamayacağını veya cümleyi düzden kurarsanız, bu istihbarat örgütlerinin DAEŞ’i “örtmesine/sutre tutmasına” göz yummayacağını hissettiriyor! Kuşkusuz, Ankara’nın bu konuda başından beri duyduğu şüpheleri de arkalayarak!
Sonuç olarak, ABD’nin Suriye’ye askeri müdahalesinin kapsamı ve stratejik kuvveti hızla genişliyor.
Başkan Trump, başlangıçta ABD’nin odak noktasının DAEŞ olacağını iddia etmişti. Belli ki artık o kadar değil. Pentagon ve CIA’in iyice pozisyonlarını yükselttiğini, inisiyatif kullandıklarını söyleyebiliriz.
ABD, Suriye çatışmasında aktif oyuncu haline geliyor.
Unutulan bir haberi de anımsatalım; CIA’de İran masasına yeni atanan Michael D’Andrea’, yani ‘Ayetullah Mike’ın geleneksel casusluk faaliyetleri yerine, “gözle görülür” operasyonlara odaklanacağı zaten bekleniyor!
Tel Aviv de füzelerin taşıdığı mesajı Amerika’ya “elden” ve
kanallarla hemen iletecektir. (‘Trump’ın damadı Kushner Ortadoğu’ya gidiyor’, 20/06, AA.)
Bize gelince.. ABD’nin “müttefiklerine” sağladığı koruma artık resmi! “
Fırat’ın batısı”ndaki müstakbel ittifak
da öyle olabilir mi?
