|
Wikileaks: Trump-Obama, ABD-Berlin, Samsung-Volkswagen...

Wikileaks'in 'sızıntı' yapmadan evvel özel durum ve şartlar gözettiğini biliyoruz...



Örneğin, ABD'de seçimler yapılıyorsa, elindeki belgelerin özellikle konuyla ilgili olanlarını tercih ediyor.



Kendi zaviyesinden haklı; global kamuoyuna geniş erişim ve medyayı etkin kullanım açısından doğru bir planlama.



Kaldı ki, belgeler yayınlanmadan önce coğrafi dağılımı da hesap ederek, koçbaşı niteliğinde basın-yayın organlarını peşinen bağlıyor.



Son olarak dünyanın tepesinden boca edilen yaklaşık 9 bin belge-ki yayınlanacak olanların ancak yüzde biri olduğu söyleniyor-hangi “zamanlamalara” göre ayarlanmış olabilir?



'ZEKİ MÜREN DE BİZİ GÖRECEK Mİ?'


İstihbarat servislerinin elektronik ve günlük araç-gereçler üzerinden izleme/dinleme/gözetleme yaptığı bilgisi yeni değil. Hatta sıkıcı gelecek kadar eski haber...



Akıllı telefonların ve bilgisayarların yaratabileceği güvenlik risklerini

gönüllü kabul etmiş

, bir yandan, “benim de telefonum dinleniyor” demeyi “prestij” sayarken diğer taraftan bu cep casuslarının zararlarına göz yuman insanların çağındayız.



Yayınlanan son CIA belgelerinde bu psikolojik konforumuzu-belki-bozabilecek tek istisna, casusluk araçları listesinde “televizyon”un da ifşa edilmiş olması...



Dünya çapında tanınırlığı, alınırlığı olan bir marka üzerinden bilgi servis edildiğinden herkesin “izlendiği” bir

canlı yayıncılık

söz konusu.



Televizyonun Türkiye'de 1960'ların sonundan bu yana özel ve psikolojik bir yeri var.. Televizyon zaten “yüz yüze” kullanılan bir araç. Türkiye de hep baş köşede bulundurulan bir araç. Türkiye'nin zihin altında, “Zeki Müren de bizi görecek mi” hali zaten mevcutken.. CIA bizi zaten görüyormuş. Yani, akıllı edavat konusunda Türk tüketici ilk kez huylanabilir.



İşin “teknolojik” faslı bu kadar.. Yani, “siber/elektronik istihbarata” ilişkin belgelerde tek bilinmeyen yokken neden bu kadar toz kalktığını sorgulamak yerindedir.



Ama hedef aldığı dengeler, ağırlık eklediği kefeler daha fazla ve şaşırtıcıdır...



PARANIN, POLİTİKANIN, GÜCÜN SOLUCAN DELİKLERİ...


Wikileaks belgeleri; Donald Trump-Barack Obama rekabetinin görünen/ görünmeyen tüm katmanlarını.. ABD-Almanya (Avrupa Birliği) tahterevallisinin tüm iniş-kalkışlarını.. Global ekonomik savaşın Volkswagen-Samsung üzerinden ABD-Asya-Pasifik-Avrupa portföylerini.. Hatta Başkan Trump tarafından ucuz ülkelerde büyük yatırımları, istihdamları bulunun kalıplı Amerikan firmalarına yapılan, “ülkeye dönün” ikaz-davetlerini ve bundan korkanları.. Ki, içlerinde ağırlıklı payı işte elektronik/dijital dünya şirketleri tutuyor.. Nihayet, en büyük dilim; daha Başkan seçilmesinin üzerinden birkaç ay geçtiği halde “muktedir” olamayan Trump Beyaz Sarayı'nın

“siber istihbarat savaşlarındaki yerini”

de bize tekraren gösteriyor!



Wikileaks ve “çözüm ortakları”, Trump ve ekibinin hem Moskova ile ilişkilerini gündemde tutmak hem de yeni bilgileri ortaya çıkarmak için birbirlerini yiyen medyanın şehvetini kışkırtıyor...



Cumhuriyetçilerin, muhafazakârların Başkanlık seçimlerini Rusların “elektronik-siber kıyaklarıyla” kazandığı kangren kanaati de iktidarın “yürümesini” veya istediği hedefe ulaşmasını engelliyor.. Gerekirse bacağın kesilmesine kadar işin varabileceği tehdit parmağını sallıyor.



DİJİTAL İLİŞİK İKTİDARLARI...


Evet, bu konu bir casusluk konusu ve siber savaşın bir bölümünü oluşturuyor. Önemsiz sayılması imkânsız zira, bizzat Başkan Trump selefi Obama'yı aynı suçu işlemekle itham ediyor!



Beyaz Saray'ın yeni mukimi, eski Başkan tarafından bir “siber istihbarat” operasyon ürünü olmakla, dahası bunun Amerika'nın en büyük düşmanıyla “işbirliği” halinde sağlamakla suçlanıyor, daha doğrusu yaşken eğiliyor. ('Washington PostWashington Post, Kasa Dairesi 7'nin arkasında da Rusya'yı buldu', 09/03, Sputnik.)



Barack Obama da, dünya halklarına ve kendi halkına bugüne kadar yutturulmuş en kapsamlı yalanı söylemekle itham ediliyor... (“Beyaz Saray sözcüsü Spicer: 'Bunların hepsi önceki yönetim döneminde oldu”. 09/03, Yeni Şafak.)



ABD anayasasını, kendisini var eden demokratik söylemleri ama en önemlisi Amerikan değerlerini ezerek, vatandaşlarını gizli emirlerle dinlettiği/izlettiği, nihayet yeni ve seçilmiş ABD Başkanını da dinlettiği suçlamasıyla...



Yeni CIA belgelerinin, 2013 yılında Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA)'in faaliyetlerini sızdıran CIA eski çalışanı, Rusya'da mukim Edward Snowden tarafından doğrulanarak kutsanması da, Wikileaks'in ABD'nin en büyük ikinci siber istihbarat karargâhının Almanya-Frankfurt'da bulunduğunu öncelikle açıklaması da, elektronik güç savaşının bir kolunun Londra ortaklığıyla yürütüldüğü notu da hep aynı şeyi söylüyor...



Hemen görülüyor ki, adı geçen belgeler aynı dosyanın içindedir ve birbirleriyle rabıtası küresel kamuoyuna gösterilmekte.



Belli ki arkası gelecek ve “güç savaşı” kolayca sona ermeyecek.



#ABD
#Donald Trump
#Berlin
#Wikileaks
7 yıl önce
Wikileaks: Trump-Obama, ABD-Berlin, Samsung-Volkswagen...
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!