|
Türkiye"de yaşamak istiyorum

Kemanım da öyle. Ve…

Üst üste geldi her şey;

Şehitliğe döndü vatan toprağı…

Şimdi de Van depremi.

Rahmet, rahmet, rahmet…

Allah encamımızı hayreyleye.

İkram Kali benim sevgili dostum. Vanlı. Elim telefona gitmedi bir süre… Van 1. Lig''deyken ara sıra görüşüyorduk. Van düştü dostluk gönüllerde kaldı, sima ve hatıralar hafızalarda… Üç gün önce İkram''ı aradım telinden… Ulaşamadım… Çalıyor çalıyor cevap yok. Hala da öyle… Meraklandım. İkram''ın hayatı, ona bir kez daha ikram edilmiştir inşallah Yaradan''dan…

Hayatın akışında neler değişmiyor ki…

Şöyle gezerim arada bir salonları, müzik dünyasını, müzikholleri… Saz, söz, caz benim vaz geçilmezlerim. Sanata yönelik ne varsa merakımdır. Beceremem ama izlemek beni benden alır, geri getirir… Eksik olmasın dostlar da yalnız bırakmazlar bu konuda beni… Dr. Adnan Çoban, Dimitri Karacakardeşler, Kemancı Kamil, Coşkun Sabah. Bunlar can dostlar. Ömrümüz oldukça tabii. Can yoksa canan olsa ne yazar.

Neyse…

Şehirde nerde ne var onu da gözlerim. O kadar çok sanatçı, o kadar çok iletişimci var ki bunca senelik gazetecilik hayatımızda; Sezen Cumhur Önal''dan tutun Cenk Erdem''e, Kemani Tatyos Efendi''den tutun Suna Kan''a, İranlı Farid Farjad''a kadar.

Kemani Tatyos, dedem tamburacı üstattan babama ondan bana uzanan bilgi aktarımı…

İranlı da nereden çıktı demeyin onlar da bir zamanlar bu işe ''Allah büyük, Hayri Küçük'' diye başlayan sonraları dev bir ağ oluşturan organizatör firmaların tanıtımı… Şimdi bir de internet var ya, dünya yağınıza geliyor. Nerde ne var biliyor, izleme fırsatı buluyorsunuz.

Sanatla ruhunuz dinlenirken, hayata bakışınız da değişiyor..

Geçende kemanı ağlatan adam İranlı Farid Farjad Los Angeles''ten kalkıp taa Mersin''e gelmiş konseri ertesi de şöyle demiş; ''Türkiye''de ölmek ve gömülmek istiyorum.''

Sebebi de şuymuş; ''Yaşadığım yerde sevgi ve saygıya çok önem veririm, onu da Türkiye''de buldum. Türkiye''ye yerleşmek, burada yaşamak istiyorum. Eğer bir gün dünyadan gidersem burada gömülmek istiyorum. "

Ne güzel…

Dünya anlamışsa eğer…

Sevginin yüceliği ne güzel.

Biz de Türkiye''de bu sevgiyle yaşıyoruz zamanı geldiğinde depreme karışıp gidiyoruz.

Şu dünyadan göçmeden bu ülkenin suyunu içene, ekmeğini yiyene havasını koklayana ne mutlu. Ölüm nasılsa alın yazısında var…

Bir de Serena Karamızrak var benim dünya gözüm…

O görüyor, bana söylüyor.

Geçende 37 milyon kişinin hayran olduğu gitarist Dominic Frasca ve Stefano Barone diye tanıtılan iki sanatçıyı salondaki sadece 17 kişiyle, Ekimin tam ortasındaki bir gecede, İstanbul Jazz Center''da izledim.

Sanata ve müzisyenlere haksızlık etmek istemem ama bu müzik ziyafetinden çok; bir ''show''du sanki…

Hayatın içinde belki bu seslerin hepsi var…

Belki her nota bir mesaj veriyor ona da kabul. İrkilmek gibi, korku gibi… Ovada giden posta treni raylarından çıkan demir gıcırtısıyla uyanmış bir bebeğin ''bu dünyaya ben niye geldim'' dediği gibi…

Resital bitiminde salonda iki kişi vardı benden sonra; Frasca ve Barone…

Bana bir güzel tavsiye borçlusun Serena…

Çünkü ben Türkiye''de, dünyayla beraber yaşamayı seviyorum.

il y a 13 ans
Türkiye"de yaşamak istiyorum
Bir Başka Mesele: Aşırı hayvan sevgisi ‘kaydırılmış merhamet’ projesidir
Sahibinin Sesi
BM değil, Mekke Sözleşmesi
Kızın adı Rachel
Bin 187 dokunuş ve 30 genç