Geldiğinden beri ağzıyla kuş tutsa burun kıvrılan Galatasaray kalecisi Leo Franco dün harikalar yarattı. Kem gözlere sürme çekti, uzun dillere makas attı! Leo''nun refleksleri vallahi azrailin elinden kurbanını alacak çabukluktaydı. Hele iki adımdan Holosko''nun fişek kafasını iki hamlede yakalayışı vardı ki iyi çekim kısa metraj filmde Oscar alır. Leo olmasa Galatasaray daha ilk yarı pes ederdi…

İki taraf da sahaya mücadele gücü yüksek oyuncularla başladı. Servet kenarda Emre Güngör oyundaydı. Rakibi taciz yönü daha kuvvetli olan Barış da Sarp''a tercih edilmişti. Rijkaard yine doğruları yaptı. Emre Güngör mükemmel oynadı. Havadan yerden Beşiktaşlılara göz açtırmadı. Barış için aynı şeyi söyleyemem. Bu çocuk bir takım için ne kadar lazımsa bir o kadar da gereksiz. Hiç yaratıcı tarafı yok. Elano''nun ortasından kaçırdığı kafa golü evlere şenlik. Elano da gizli ajan gibi takımı yönetiyor kimse farkında değil. Son noktaya gönderdiği ortalar harika. Arda da dün dar alanda güzel işler yaptı ama iki taraf da sert ve agresif oyunu seçince üst üste iki güzel hareket yapmanın mümkün olmadığı maçta futbol adına ortaya seyredilir bir şey çıkmadı. Topla buluşanı devirdiler…

İlk yarının özeti; bir itişme, bir debelenme, devamlı top kayıpları, karşılıklı ataklar ama hepsi veresiye!... Beşiktaş biraz daha üstün, ama gol yollarında acemi.

Rijkaard Caner''i aldı Jo''yu soktu, Galatasaray aynı Madrid maçında olduğu gibi ikinci yarı golü daha çok düşündü ve Jo, Elano, Arda paslaşmasıyla Arda''nın ayağından şık bir gol kazandı. Denizli de Yusuf''u Nihat''ı, Bobo''yu oyuna aldı. Maç hızlandı, Leo yine kurtardı savunma uzaklaştıramayınca Sivok ile eşitlik geldi.

Keita-Üzülmez eşleşmesinde İbrahim''i kutlamak lazım, görevini başarıyla yaptığı gibi ataklara da katıldı. Tello ve Ekrem en kötü günlerinden birindeydiler. Beşiktaş İnönü''de derbeder bir oyun çıkardı… Derbi beklendiği gibi sürdü, Galatasaray istediğini aldı. Leo, Mehmet Topal ve Lucas Neill takımın kahramanlarıydı.