|
selaset (yazıda akıcılık)

yazmak için; bilmek, söyleyecek bir şeyi olmak lazımdır.. yazının ilk temel şartı budur.. bunun için de dolmak ve olmak lazımdır.. fikir, bilgi ve tecrübe biriktirmek lazımdır.. en azından yazı yazdığınız sahada..



yazının diğer bir temel şartının ihlas ve içtenlik olduğuna şüphe yoktur.. samimiyet, kelamın en has özelliğidir.. kalpten gelmeyen fikirler ve beyanlar etkili bir mevcudiyet kazanamazlar..



güçlü yazının başka bir temel özelliği de , bildirdiği düşüncelerin doğru ve gerçeğe uygun olmasıdır..



güçlü ve sağlam yazının ehemmiyetli başka bir vasfı da, “akıcılık” tır.. eskilerin “selaset” dediği şeydir.. akıcılığın iki çeşidi vardır: birisi fikirde, yani manada akıcılık, diğeri de söyleyişte, telaffuzda akıcılık…



anlamda akıcılığın anlamı, paragraflarda ve sayfalarda ifade edilen fikirlerin ve duyguların birbiri ile uyuşarak yürümesi ve gelişmesidir.. zihniniz, fikirleri takibederken bir engele, bir pürüze takılmamalıdır.. pürüz dediğimiz şey ya bir anlam karışıklığıdır.. yahut da, bir fikrin kendinden evvelki veya sonraki fikirle uyuşamaması keyfiyetidir.. fikir akıcılığı bulunmayan bir yazıyı okurken kendinizi iri taşlarla dolu bir tarlada yürüyor gibi hissedersiniz..



fikirdeki yahut anlamdaki akıcılığın sağlanmasında en büyük rolü eskilerin “sarahat”dediği “açıklık” oynar.. ayrıca birbirini izleyen fikirler ve duygular arasındaki entegrasyon ve tabiilik; açıklıkla birleşerek çoğu zaman da sadeliğin yardımını alarak manadaki akıcılığı birlikte temin ve teşkil ederler.. zihin böyle yazıları, yani akıcı metinleri okurken hiç yorulmaz; fikirler, tasavvurlar, hayaller ve duygular sayfaların üstünden akar geçer.. metni anlamakta zorlanmazsınız..



söyleyişteki yani telaffuzdaki akıcılık ise, kelimelerin ve cümlelerin sesleri arasındaki “ses uyuşması” telaffuz kolaylığı ve biraz da ses güzelliğidir.. telaffuzu akıcı olan bir parçayı okurken adeta bir musiki nağmesi dinliyor hissine kapılırsınız.. bu ses güzelliği, mana ve duygu güzelliğiyle birleşmiş olursa: böyle bir metin ya gerçek bir şiirdir, veya bir artistik nesirdir.. ikisi de aynı kapıya çıkar ikisinin de özü, edebi hazdır, söz güzelliğidir…



ekseriya ( çoğu zaman ) fikir akıcılığı ile telaffuz akıcılığı birlikte bulunur ve ikisini de kapsamı içine alan bir terimle sadece “akıcılık” kelimesiyle ifade edebiliriz.. bazı yazarlar için “işlek bir dili var” denir.. bu işleklik dediğimiz şey ise, yazıdaki akıcılıkla beraber kelime hazinesi ve cümle çeşitleri bakımından bir zenginliği de şümülü (kapsamı) içinde bulundurur.. yani işlek bir dile malik olmak için, geniş bir vokabüler ve türkçenin çok çeşitli cümle klişelerini ihtiva eden bir dil çatısına sahib olmak lazımgelir.. kudretli dili olan yazarın ve hatibin, zengin kavramlardan, zengin cümle çeşitlerinden rahatça seçme imkanına sahibolan kişi olduğuna şüphe yoktur.. yani işleklik , biraz da ifade gücünden geniş kavramlardan bereketli hayal ve fikirlerden doğan bir hususiyettir..



sevgili okuyucularıma dilini akıcılıkla vasıflandırabileceğimiz seçkin yazarlarımızdan bazılarını hatırlatmak isterim:



hamdullah suphi tanrıöver, ali fuat başgil, peyami safa, refik halit kara , reşat nuri güntekin, falih rıfkı atay, nizamettin nazif tepedelenlioğlu, burhan felek, mehmet kaplan, mümtaz turhan, erol güngör, ismail hami danışmend, ahmet aydın bolak, can kıraç, şiar yalçın, hüseyin cahit yalçın, yunus nadi, bedii faik, birol emil, eşref edib, ahmet hikmet müftüoğlu, ziya gökalp, ömer faruk akün, yusuf ziya ortaç, osman bölükbaşı… ve daha nice sayısız kalem ustaları...



1960'lı yıllara kadar yaşayan bütün gazeteci, edebiyatçı ve muharrirlerimizin hemen hepsinin dilinde bir güzellik bir sağlamlık ve bir akıcılık bulunduğunu söyleyebiliriz.. yani zoraki dil devriminin güzel türkçemize getirdiği zafiyet ve fakirliğin henüz zuhur etmediği devirde yetişen entelektüel tabakanın hemen hepsi dilimizi güzel kullanmıştır.. doğru kullanmıştır.. son 10-15 senedir iyiye gidiş hareketinin canlandığını da ayrıca kaydedebiliriz..


#Selaset
#Yazı
#Akıcılık
7 yıl önce
selaset (yazıda akıcılık)
İsmailağa buluşması
Nezahet, Zarafet ve Nezaket...
İmalat PMI, kredi kartı harcamaları ve Fed
Kim bu çılgın tüketiciler
Yıl 2030: Sokak köpekleri simülasyonu