|
AK Parti’nin aşil topuğu ve Davutoğlu
Geçtiğimiz Pazar günü Başbakan Davutoğlu'nun katıldığı TV Net yayınından önce kısa bir sohbet toplantısı yapıldı. Davete icabet eden bendeniz de; o masanın çevresine toplanmış bulunan yazar, yönetici, çalışanlar arasında; Davutoğlu'nun Yeni Şafak yazarlığı günlerini de yadettiği sohbetini dinleme imkanı buldum. Yayın öncesi sohbet kısaydı, çoğumuz söz alamadık bile, lakin esas cihetiyle sağlamdı.

Başbakan Davutoğlu, Yeni Şafak'a günlük yazılar yazdığı günlerde, Müslüman kimliği nedeniyle akademide maruz kalmış olduğu birtakım ayrımcılıklardan sözedince, o masanın çevresine sıralanmış olan insanlara baktım; Grubun patronu olan Albayraklar oradaydı; onlar da darbe döneminde evlerinden alınıp götürülmüş ve işkenceye uğramışlardı, üstelik o günlerde bugün olduğu gibi “basın özgürlüğü” rüzgarı estirecek bir gazeteci dayanışması yoktu. Dayanışmaya kalkışacak kadar cüretkar olan da soluğu emniyetin tezgahlarında alırdı.

Tıpkı Albayrak ailesi gibi, Yeni Şafak'ın yayın yönetmeninden yazarlarına, çalışanlarına hemen hepimiz; darbeden öyle ya da böyle, az ya da çok nasibimizi almıştık. Kimi okulunu uzatmış, bazısı kimseye hakaret etmediği halde davalarla boğuşmuş, beriki meslektaşlarının katıldığı toplantılarda sosyal dışlanmaya maruz kalmıştı, öteki darbeye karşı çıktığı için ana akım medyasındaki köşesinden olup Yeni Şafak'a gelmişti. Etkiler irili ufaklıydı; ama ayrımcılığın hem kaynağı, hem mahiyeti tekti… Herkesin bildiği gibi, AK Parti'nin kurucusu, geçtiğimiz yıla kadar Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin tarihi de benzeri mücadele süreçleriyle dolu…

AK Parti'yi AK Parti yapan şey yani; tepeden tırnağa ayrımcılığa uğrayanların, en sahih anlamıyla halkın temsilcisi oluşuydu. Yöneticilerinin, teşkilatının ve seçmeninin ortak ülküsü dil, inanç, ırk ayrımlarının ortadan kalkması; madunlarla elitlerin sadece kağıt üzerinde değil, gerçekte de eşit olmasıydı. AK Parti, kurulduğu günden bugüne dek ezilenlerin, haksızlığa, ayrımcılığa maruz kalanların, mazlumların temsilcisi oldu.

Haddini aşıp zıddına dönüşmediği; elitizmden şikayet ederken öykünme içeren yeni ve ucuz bir elitizmin merkezi haline gelmediği; burnundan kıl aldırmayan, ham, kof, kibirli siyasetçi, akademik, işadamı modeli üretmediği; ayrımcılıktan yakınırken yeni “beyazlık” kriterleri yaratıp bunlar üzerinden ayrımcılık yapmadığı için ayakta kalabildi.

Bu yüzden AK Parti'ye en çok “vurulan” yerin, aşil topuğu olduğu düşünülen “gösteriş, tüketim, lüks ve şatafat merakı” olması boşuna değil. Son birkaç yıldır tedavülde olan AK Parti'ye topluma tepeden bakan, anlamaya değil dizayn etmeye çalışan seçkin bir sınıfın egemen olduğu ve bu sınıfın yoksulun derdiyle dertlenmediği suçlamaları, bu yüzden boşuna değil… Cumhuriyet Mitingleri'nin, Kemalist hassasiyetlerin AK Parti surlarında hiçbir gedik açmadığı anlaşıldığından bu yana; algı yönetimi bu argümanlarla yapılıyor.

Başbakan Davutoğlu'nu yıllar önce; Dışişleri Bakanı'yken gitmiş olduğu Myanmar'da izlemiş; orada Türkiye'den binlerce kilometre uzakta bulunan Türk şehitliğini ziyaret ederken duygulanışına, dualarına şahit olmuştum. O görüntüde tarih bilinci de vardı, vatan sevgisi de; yerli ve milli hassasiyetler de vardı; coğrafyaya dair dert de… Bu manzarayı Neo-Osmanlıcılık olarak okumaya can atan bir hazır kıta olduğunu biliyorum ama oradaki manzara Neo-Osmanlıcılık asla değil ama olsa olsa bir ecdat muhabbetiydi.

Sonuçta, bu ülkenin madunlarının birer özne haline gelişi; karar verici, inisiyatif alıcı aktörlere dönüşmesi AK Parti'yi AK Parti yapan ayırıcı vasıfların tersine çevrildiği anlamına gelmiyor. Ve görebildiğim kadarıyla, akademik geçmişiyle Anadolu'daki kitlelere dokunma becerisini birlikte taşıyabilen Başbakan Davutoğlu; AK Parti'ye yüklenmeye çalışılan algıyı tersine çevirebilecek birisi gibi duruyor…
#ak parti
#Yeni Şafak
#Myanmar
9 yıl önce
AK Parti’nin aşil topuğu ve Davutoğlu
Düşünemeyen insan, Batılı Leviathan düzeni ve İslâm’ın direnişi
"Anakronizm", ciddi bir düşünce hastalığıdır!..
Tasavvuf bu mudur?
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet