Apo davası başladığı andan itibaren medya organları ve özellikle televizyonlar eldeki bütün maddi imkanları kullanarak Mudanya''ya konuşlandı. Yüzyılın davası diye adlandırılan Apo davasının yansıtılış biçimine bakıldığında ise yapılan bunca masrafa rağmen genel olarak medyanın bu sınavdan geçer not alamadığı görülüyor.
İki kelimeyi bir araya getirmekten aciz, olayı ne hukuki ne de siyasi yönden değerlendirme yetisi olmayan, donanımsız ve kulaktan dolma bilgilerle izleyiciye haber veren muhabir ve spikerler, genelde Apo duruşmasından birkaç anekdot aktarmaktan öteye gidemediler, sudan diyaloglar içinde kayboldular. ''Duruşma'' ile ''dava''yı ayıramayan muhabirlerin büyük çoğunluğu oluşturduğu sunumlarda birçok hata, gaf yapıldı. İdam kararından sonra, Türkiye''nin uluslararası ilişkilerinin seyri konusundaki analizler için ise, nöbetçi Anayasa profesörleri ve siyasetçilere sığınıldı.
Apo''nun magazinini yakalamakta gecikmeyen medya, idam kararı verildikten sonra da malum kararı panayır havasına sokmakta gecikmedi...
Olayın stratejik ve toplumsal önemini gözardı ederek, sükunet ve kararlılık aşılaması gerekirken, ajitasyona ve infiale neden olan medyanın belirleyici etkisiyle sokaklara dökülen halkın çizdiği tablo da davayı etkilemesi açısından pek iç açıcı değildi... TRT ise Apo ayrıcalığını kârlı kapatabilir, prestijini çok daha sağlam temeller üzerine oturtabilirdi...
Medya karşı olduğu, benimsemediği ya da karalamaya çalıştığı insanlara büyük saygısızlıklarda bulunmayı kendinde bir hak olarak görüyor. İnfaz gerçekleştirildikten sonra birdenbire gündemden düşürülen Merve Kavakçı''ya hitap şekilleri ilk olarak ''Merve'' diye başlamıştı. Sonra ''Amerikalı Merve''ye dönüştü bu söylem... Şu sıralar ise Fethullah Gülen taraftarlarına "Fethullahçı" diye hitap ediliyor... İlkeleri ve yayın politikası hasebiyle bu söylemi kullanmaması gereken bir televizyon kanalımız da aynı ifadeyi tekrarlamaktan imtina etmedi...
Habercilik alanında çok yeni oluşu ve yeterli hıza ulaşamayışı nedeniyle özellikle Apo olayında diğer kanalların gerisine düşse de, bu unsur bir kenara bırakıldığında BRT seviyeli yayın yapan kanallar arasında sağlam bir yer edinme başarısına doğru emin adımlarla ilerliyor. Kamuran Çörtük''ün kanalı BRT, özellikle sohbet programlarında teknik ve semantik açıdan göz dolduran yapımlara imza atıyor. Medyanın gemi azıya aldığı son yıllarda, çizgiyi şaşırmadan devam eden bu kanala şimdi de Birol Yayla ve Şenol Filiz''in Gelenekten Geleceğe Yansımalar adındaki müzik programı katılıyor. Magazini sulandırmadan sunan, filmlerinde belirli bir kaliteyi yakalayan bu kanal, büyük başarılara imza atmaya aday... Haber ağını daha güçlü tutarsa, bunu başarmaması için hiçbir neden yok...
