|
Eveleme geveleme develeme bitti
Geçtiğimiz hafta siyaseti bıraktığını açıklayan Emine Ayna'nın, Cumhuriyet Gazetesi'ne verdiği röportajı okuyorum. Ayna hanımın siyasetten çekilmesinin başlangıç noktası,
“7 Haziran'ın hemen ertesinde Cumhurbaşkanı'nın bu seçimi tanımadığını söyleyerek “tekrar seçim” istemesi”
imiş. Yanlış hatırlamıyorsam, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Emine Ayna'nın iddia ettiği gibi seçimi tanımadığını söylememişti. Hem, Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'nin koalisyonla yönetilmesini ülkenin hayrına görmeyip tekrar seçimi tavsiye etmesinin Emine Ayna'yı neden bu kadar enterese ettiği de muamma.


Sakın Emine Ayna, PKK 7 Haziran'dan sonra tekrar insan katletmeye başladığı için siyaseti bırakmayı düşünmüş olmasın. Zira terör tekrar başladıktan sonra ne HDP'nin hükmü kaldı, ne de Emine Ayna'nın bir işlevi…



Zaten röportajın ilerleyen satırlarında da,

“dağa mı çıkacaksınız?”

sorusunu

“sine-i millet diye bir tabir vardır. Halkın içindeyim. Halk bu mücadeleyi nasıl yürütüyorsa, halk neredeyse ben de orada onu yaşıyor olacağım”

diye cevaplıyor Emine hanım.

“Dağa mı çıkacaksınız?”

diye sormak art niyetlilikmiş.

“Halk neredeyse ben de onu yaşıyor olacağım”

diyor. Halkın nerede olduğunu Emine Ayna'ya söyleyelim; sokaklarına hendek kazılan, devletin güvenlik güçlerine karşı PKK tarafından neredeyse canlı kalkan yapılan o halk; şehirlerini, ilçelerini bırakıp göçüyor. Küçük çaplı bir kavimler göçü oluştu hendek stratejisi sayesinde, ama Emine hanımın sözünü ettiği halk; herhalde varını yoğunu bırakıp giden gariban Kürtler değil; nişanlısıyla birlikte çarşı izninde olan gencecik bir subayı sırtından kurşunlayanlar, eşinin-çocuğunun gözü önünde asker tarayanlar, örgüte evinin kapısını açmadı diye 70 yaşında bir ihtiyarı dahi infaz edebilenler sanırım.



“Ambulanslar yaralı PKK'lıları almaya gelseydi, siyaseti bırakmazdım”

gibi bir cümle de kuruyor röportajın bir yerinde Emine Ayna; gösterdiği bu engin şefkat keşke sadece PKK'nın yaralılarına-ölülerine olmasaydı, keşke o merhametten bir dirhem de kaza var diye çağırıldığı yerde PKK tarafından pusuya düşürülerek hayatını kaybeden trafik polisinin ya da katledilen bebeklerin payına düşseydi. Ama hayır, Emine Ayna rikkatini ambulansı yakıp, şoförü öldürüp, sağlık personelini kaçıranlara tahsis ediyor; şehirlerde can güvenliği bırakmışlar gibi, mayınsız, hendeksiz yol varmış gibi, ambulanslara roket atmamışlar gibi, ya sırttan vurarak ya da pusu kurarak kahpece öldürmüyorlarmış gibi

“ambulans gelmedi”

diyor. Hem

“savaş”

kelimesini ağzından düşürmüyor, hem de

“düşman”

dan ambulans bekliyor.



Tuhaf bir mantık bu; zaten Öcalan da bunları uyarmış:

“Zannediyorum 2014 yerel seçim dönemindeydi. Seçim döneminde ifadelerimiz daha agresifleşiyor. Erdoğan'a yönelik “diktatör” gibi ifadeler kullanmıştık. O zaman da (Öcalan'ın) bize dönük bir eleştirisi olmuştu. Kelimesi kelimesine değil ama mealen şöyle demişti. “Bir yandan görüşüp müzakere yürütüyorsak peki biz diktatör dediğimizle nasıl görüşüyoruz ki?” Öcalan'ın en önemli niteliklerinden biridir eleştirel olması. Örgütünü de arkadaşlarını da bizi de eleştiriyor.”

Emine Ayna, bu cümleleri muhabire aktarıyor, ama belli ki Öcalan'ın onları; hem örgütü hem de HDP'yi küresel güçlerin maşası haline geldikleri için eleştirdiğini anlamıyor ya da anlamazlıktan geliyor.



Aslında, PKK'nın Öcalan'a rağmen şahinleştiğini, barış masasına oturmuş ve Türk Devleti'yle barış için karşılıklı sözleşmiş olduğu halde, bölge karışınca ve

“IŞİD'le savaşıyorum”

bahanesiyle ABD'ni desteğini alma ihtimali belirince, maraza çıkararak barış masasını devirdiğini pekala biliyor. PKK, 7 Haziran seçimlerinden itibaren bunca zayiat vermesine rağmen, O'na yeni hendekler kazdırmaya devam eden özgüven patlamasının sebebinin de, PYD yoluyla hem ABD'yi, hem Rusya'yı, hem İran'ı, hem de Esed yönetiminin örtülü desteğini alması olduğunun farkında…



Ama işte açıktan,

“PKK ve HDP, karar verici güçlerin bölgedeki ateşe ellerini sokmadan bölgeyi dizayn etmek için kullandıkları bir manivela.”

diyecek de değil.



O yüzden Emine Ayna, yaralılar diyor, ambulans diyor; arada

“Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurulmasın”

diyor; sonunda da

“ABD tıpkı Irak'a yaptığı gibi Türkiye'yi işgal edebilir”

diyerek kendince bir de aba altından sopa gösteriyor.



Gerçeği söyleyemediği için, lafı geveleyip duruyor...


#Emine Ayna
#pkk
#hdp
#Cumhuriyet Gazetesi
8 yıl önce
Eveleme geveleme develeme bitti
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Kamu yönetiminde sorunların çözümüne yönelik ayak sesleri duyulmaya başladı
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu