Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte bu yıl Çin'in ev sahipliğinde düzenlenen G20 Zirvesi'ni takip etmek üzere Hangzhou şehrindeyiz. Cumhurbaşkanı'na, Bakanlar Mevlüt Çavuşoğlu, Nihat Zeybekçi, Berat Albayrak ve Mehmet Şimşek, milletvekili Mehdi Eker ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın yanısıra, Hazine Müsteşarı Osman Çelik, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergun Atalay gibi isimler de eşlik ediyor.
Şehir sıcak ve nemli, aynı zamanda temiz ve düzenli; zirve nedeniyle hemen her G20 güzergahı, yerel halka kapatılmış olduğu için, 9 milyonluk şehirde bizim gibi şehre başka ülkelerden gelmiş yabancılarla Hangzhou sakinlerinin karşılaşma imkanı neredeyse yok. Geçtiğimiz her yerde plastik bir tenhalik var…
Uçaktan inmemizin üstünden 24 saat geçmeden güzel haberler gelmeye başladı. Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın geziye eşlik eden gazetecileri konu hakkında bilgilendirdiği, 4 yeni enerji anlaşmasının yapılmış olması bunlardan biri. Haberin detaylarını bugün Yeni Şafak'ta okuyabileceksiniz, ancak özellikle Modern İpekyolu olarak adlandırılan ve Pekin'le Londra'yı birbirine bağlaması öngörülen dev projenin Türkiye ayağı olan Edirne-Kars hızlı tren hattının kısa sürede tamamlanacak olduğunu öğrenmenin heyecan verici olduğunu söylemeliyim. Enerji Bakanlığı stratejilerinin, bir sonraki yıl ya da bir sonraki seçim değil, on yıllar sonrası ve her türlü şart düşünülerek kurulduğunu bilmek ise sevindirici.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk olarak Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüştü ve iki ülke arasında çeşitli işbirliği anlaşmaları imzalandı. Bu arada, darbe girişiminden hemen sonra Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Zhang Min'in Türkiye'yi ziyaret ettiğini ve dostluk gösterisi anlamına gelen bu ziyarette, Türkiye'nin üst düzey yetkilileriyle devletin son durumunu, ikili ilişkileri ve her iki tarafı ilgilendiren ortak meseleleri görüştüğünü hatırlatalım.
Bu yazının yazıldığı saatlerde Erdoğan'ın Putin'le yapacağı görüşmenin detayları henüz netleşmemişti. Görüşmenin Hangzhou saatiyle 22.15'te olacağı öngörülüyordu. Ancak 15 Temmuz darbesinden hemen sonra, hiç vakit kaybetmeden, hangi tarafın galip geleceğini beklemeden Türkiye'ye ve Erdoğan'a desteklerini ileten Putin'le görüşmenin sıcak bir havada geçeceği kesin gibi… Erdoğan'ın Putin'le Türkiye'nin Suriye'de IŞİD'e karsı düzenlediği Fırat Kalkanı Operasyonu ve terör örgütü YPG-PYD'nin Fırat'ın doğusuna çekilmesi konusunda görüş alışverişinde bulunacakları bilgisi de öyle…
Amerikan Başkanı Obama'nın ajandasında yer alan ve Amerikan yönetimince duyurulan Erdoğan-Obama görüşmesine gelince; G20 herkesin bildiği üzere küresel ekonomi ağırlıklı bir zirve, ancak Erdoğan'ın yapacağı baş başa görüşmelerin, politik niteliğinin olacağını öngörmek hiç de zor değil ve Obama görüşmesi bunlardan birisi…
Amerikan yönetiminin 15 Temmuz darbesindeki tavrı başlı başına ana tema olmayı hak edecek denli derin bir hayal kırıklığı. Ama Türkiye'nin Obama yönetimi hakkındaki tek hayal kırıklığı bu değil; YPG konusundaki görüş ayrılığından FETÖ konusundaki yavaşlığa kadar bu konuda açılabilecek pek çok başlık var…
Evet, Obama artık “topal ördek”, ama yine de 15 Temmuz'dan sonra “dost ve müttefik” Amerika'nın tutumunu Türkiye'ye -Biden aracılığıyla değil- bizzat açıklamak zorunda hissedecektir. Bakalım, neler olacak…
