Zonguldak''ın bir ilçesine bağlı SSK Hastanesi''ne oğlunun sırtında getirilen yaşlı ve hasta bir adam, bir doktor tarafından yanlış teşhis konulduğu andan itibaren tam beş saat kırk dakika hastane koridorunda bir sedyede kan kusarak ve feryad ederek ambulans bekledi...
Oğlunun telkinleri ile dayanılmaz acılarını bastırmaya çalışan ihtiyar adam artık kendinden geçmişti ki; ambulans gelebildi. Fakat heyhat, talihsiz Hasan Dutar, hastaneye yetiştirilemedi... Bir insana yapılan "vatandaş muamelesi"ni ve bu insanın ölümünü an be an izledi Türkiye... "Paran yoksa, bir hiçsin" vahşi anlayışına kurban giden Dutar''ın cebinde birkaç milyar para olsaydı, belki de şimdi yaşıyor olacaktı... Birkaç hafta önce ana haber bültenlerinde yayınlanan ve kaset savaşlarının gürültüsüne kurban giden bu manzara, Türkiye''nin ne ilk, ne de son ayıbı...
Bu akılalmaz olay, önceki akşam Aktüel programında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan''ın klişelerini dinlerken yeniden ve buruk bir ifadeyle canlandı izleyicinin gözünde...
"SSK''yı yeniden yapılandıracağız!", "SSK''da rezaletin diz boyu olduğunu biliyoruz, ancak SKK hastaneleri önünde biriken kuyrukları önümüzdeki altı ay içinde yarı yarıya azaltacağız!", "İşsizlik sorununu çözeceğiz!". Bütün bu sözler toplumun dinlemekten artık bıkkınlık duymaya başladığı ve klasikler arasına girebilecek birtakım laflar... Bunları söze dökmek yerine birileri tarafından yıllardır preslenen toplumu, biraz olsun ferahlatmak gerekiyor... Okuyan sözlerini tutarsa ne âlâ, ama tutmazsa zaten kırıntı şeklinde varolagelen güven, telafisi mümkün olmayan yaralar almakta gecikmeyecek.
Ertuğrul Özkök''ün Kanal 7''deki günah çıkartmasında da belirttiği gibi medya -taraflı ya da tarafsız- kamuoyu oluşturma işlevini layıkıyla yerine getiriyor. Özel kanalların start alışı ve ''abartı habercilik'' anlayışının medyaya hakim olmaya başlamasıyla haber bültenleri para karşılığı ana haber bültenine çıkan medyatik isimlerle doldu. Ekranlar tutuklanan, elleri kelepçeli mahkumlar arenasına dönüştü. Toplum sağlığında derin izler bırakan bu görüntüler yetmiyormuş gibi, sanığa tatbikat yaptırılan yerde çoğu zaman gazetecilerin olaya müdahil oldukları da gözlerden kaçmadı, kaçmıyor.
Reha Erus''un yazdığına göre, benzer olayların yayınlandığı İtalyan televizyonu RAI''de artık bu tür görüntüler yayınlanamayacak. RAI''nın ve İtalyan parlamentosunun dahliyle getirilen yasağa göre "para karşılığı programa çıkmak ve sanık görüntülerini yayınlamak" yasak...
İnsanın aklına ister istemez "Türkiye''de böyle standart kurallar getirebilecek bir kuruluş var mı?" sorusu takılıyor. Medya organlarımızdan biri böyle bir özeleştiri yaparak "Artık benim televizyonumda şiddet yok, para karşılığı adam konuşturmak yok, kendi çıkarlarım doğrultusunda topluma mesaj enjekte etmek yok!" diyerek bazı yaptırımlara gider mi diye düşünüyor insan... Cevabı bulmak ise müneccimlik gerektirmiyor...
............
Apo''ya idam cezası verildi... Duruşmanın hakimi kalemini kırmadı... Ekranda İstiklal Marşı''nı büyük bir coşku ve gururla okuyan kalabalıklar... Ancak ondan daha çok deniz ve martı manzaraları...
