|
Çekimserlik trajik duruma karşı

Çekimser kalmak bir şeyi seçmek demek değildir. Tam tersine, seçmekten kaçınmak, çekinmek demektir.



Çekimser, seçmekten çekilmekle aslında bir şeyi seçmemiş olmuyor. O, gerçekte öyle bir şeyi seçmiş oluyor ki, eğer seçme sorumluluğunu üstlenmiş olsaydı en seçmeyeceği şey ne idiyse onu seçmiş oluyor. En çok neye muhalefet ediyorsa, oyunu ondan yana kullanmış oluyor.



Bu açıdan Sartre'ın öğrencisine verdiği cevapla uzak yakın ilgisi olmayan bir tablo var karşımızda. Sartre, yardımcı olması için kendisine müracaat eden öğrencisine: “Bu konuda kendin karar vermelisin” dediğinde, aslında ona yol göstermiş oluyordu. Hem de öğrenciye ömür boyu unutamayacağı bir ders vererek… Öğrencinin sorunu şuydu: savaş açılmış, sınıf arkadaşlarının hepsi cepheye koşmuş, fakat o, cepheye gidememişti. Çünkü yatalak bir annesi vardı ve onu bırakıp cepheye gitmesi annenin ölümünü sonuçlayacaktı, böylece karar veremiyordu. Durum, aslında, tam da trajik olanın alanı içinde duruyordu. Delikanlı iki müspet almaşık arasında bocalıyordu. Cepheye gitse, yurt savunmasına katılacak; annesinin yanında kalsa onun sağ kalmasına yardımcı olacak…



Öğrencisinin dilemması, aslında, Sartre'ın felsefesinin de özünü oluşturan sorunsaldır. O, bunalımın bu tür durumlarda seçememekten doğduğunu, bunalımın buradaki bocalamadan kaynaklandığını ileri sürüyordu. Ancak bu gibi durumlarda, seçmeye karar verecek olan, bizzat sorunsalla karşı karşıya bulunan kişidir, diyordu. Ona dışardan yardım edilemezdi. Kişi, sorunsalının üstesinden bir başına gelmek zorundaydı.



Sartre'ın öğrencisine verdiği cevap Çin nüktesindeki öğüdün ta kendisiydi. Yani aç insana (sorun sahibine) bir balık ikram etmiyor, fakat ona balık tutmayı öğretiyordu…



Burada, Sartre'ın durumunda, o, öğrencisinin sorunu karşısında belki tarafsız kalıyor, fakat ona kayıtsız kalmıyordu. Bilakis öğrencisine yol göstermiş oluyordu. Oysa çekimser birinin tavrı, öğrencinin sorusu ve sorunu karşısında omuz silkmekten ibaret kalmak olurdu.



Tarafsız kalmakla çekimser olmanın eşdeğer olmadığını söylüyoruz. Tarafsız, taraf olanlar arasında eşit mesafede kalmayı öngörür. Tarafsız, taraf olanlar arasında hakemlik yapabilir. Oysa çekimser, hakemliğine müracaat edenlere sırt çevirir ve bir bakıma onlara “canınız cehenneme…” der.



Tarafsız, kendi ölçütüne göre taraflar arasında adil bir karar verme çabası güder. Çekimserse davayı ortada bırakır.



Çekimser gerçekte önündeki almaşıklardan birini seçmekten çekiniyor veya kaçınıyor, fakat ve ancak gene de seçim sürecinin içinde yer alıyor. Oysa seçim sürecinin içinde yer alması gerekirken bu süreç içinde yer almayan çekimser bile değildir. O, tümüyle başka bir kategori içinde mütalâa edilmek gerekir. Ona kaçak (firarî) demek gerekir. Herhangi biri de kaçak pozisyonuna girebilir. Hapisten kaçan, yasadan kaçan kimseler de kaçaktır. Fakat bizim bahsettiğimiz kaçak onlardan da farklı. Bizim bahsettiğimiz kaçak görev veya sorumluluk kaçağıdır. Görevinden ve sorumluluğundan kaçan kimse, kendisine güvenerek sorumluluk veya görev yüklemiş olanı ortada bırakan tip...



Çekimser pis bir tiptir. Şimdi sözünü ettiğim kaçağa ne ad (veya sıfat) yakıştıracağımı bilemiyorum. Belki çirkef: katmerli pislik anlamında…


#Sartre
#Çekimser
8 yıl önce
Çekimserlik trajik duruma karşı
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!