|
Senaryosuz olur mu?

Senaryo tiyatro veya sinemada oyunun sahnelerinin sırasını, akışını, hangi sahnede nelerin olup biteceğini belirleyen metin... Elde senaryo bulunmadan sinemayı veya tiyatro oyununu yönetmek imkân dışı kalır. Senaryo olmadan yönetilen bir film, ancak yönetmenin inisiyatifine boyun eğer, yönetmen becerikli biriyse karşılaşılacak meseleler azalabilir fakat yok olmaz. Senaryosuz olarak yönetilen filmlere yönetmenin keyfî müdahalesi bulaşır ve eserin berbat olma tehlikesi baş gösterir. Yönetmenin keyfî müdahalesi diyoruz ve hemen akla şu soru geliyor: Senaryonun kendisi zaten senaristin keyfine göre düzenlenmiyor mu? Öyle ama senaryo metninin hazırlanmasında, rasgelelik anlamında bir keyfilik söz konusu olmaz. Senaryo hazırlanırken, olup bitecekler kendi iç mantığının zorunluluklarına uygun olarak gelişir. Yoksa sıkıştığı yerde (bizim Yeşilçam türü filmlerde görüldüğü gibi) olmadık tesadüflerle işin içinden sıyrılmayı denemek kural dışı kalır, sırıtır.



Siyasayı yönetenler de aslında ya somut metinler halinde veya kafalarının içinde belli bir senaryoya göre hareket eder. Hazırlanan plan ve programlar, yıllık bütçeler böyle bir senaryo sayılabilir. Aslolan ve matlup sayılan programlara, bütçelere uyulmasıdır, çünkü bunlar uyulsun diye hazırlanır. Fakat programın da, bütçenin de, dostlar alışverişte görsün hesabına göre düzenlenmesi olmayacak hususlardan değildir. Daha da vahim olanı şudur: ortada bir senaryo vardır, ama bu senaryo, yönetmenin kafasında saklıdır. Kafaların içinde saklı olan senaryonun başkaları tarafından bilinmesi imkân dışıdır. Böyle olduğu için de, insanlar, bu senaryonun ne olduğunu keşfetmek için çaba harcar. Her kafadan bir ses çıkar, herkes kendi kafasına göre yöneticinin kafasının içini okumaya çalışır; böylece ortaya sayısız senaryo örneği çıkar.



Böyle senaryoların ortalarda fink attığı dönemlerde cart curt ederken herkes ortada görünür ama bu cart curtların hesabının sorulma zamanı geldiğinde, herkes sorumluluğu birbirinin üstüne yıkmaya kalkışır. Birileri der ki meselâ. “Bizim zaten siyasî sorumluluğumuz yoktu, biz sadece görevimizi yaptık.” Bir başkası da: “Biz gerçi (meselâ) cumhurbaşkanına veya (meselâ) başbakana yardımcı olmak istedik, karar ve eylem onun üstündedir” diyerek mazeret dermeyan etmeye girişir. Kafalarının içindeki senaryonun ne olduğu bilinmediği için, hiç olmazsa ona uyulup uyulmadığı sınanmak istense, o da meçhul kalır. Ortada kalan yalnızca adamların cart curtlarını seslendiren tenekeden orkestranın kakofonisidir: bir curcuna ve hengâme...


#Senaryosuz olur mu
#tiyatro
#Yeşilçam
#kakofonisi
8 years ago
Senaryosuz olur mu?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle