|
Sığlık

Sığlık tahsille giderilemiyor.



Nice tahsilli zevatı görüyoruz. Kimileri akademik kariyerlerinin nihayetine de erişmiş oluyor, ama gene de sığlıktan kurtulamıyor.



Elbette bahsimiz zihinsel sığlık...



Bizim dilimizde, Türkçe'de, birine hediye verirken genelde: “Sana layık değil, ama...” diye sunarız hediyemizi. Bu yarım cümlenin anlamı nedir? Onun anlamı karşı tarafın idrakine havale edilir. Karşı taraf da bunu: “Sana daha değerlileri layık, ama gücümüz buna yetti...” cümlesiyle tamamlar. Ama o, “Sana layık değil, ama...” diyen yarım bırakılmış cümleyi: “Sen zaten bana hiçbir şeyi layık görmezsin” diyerek elindeki paketi getirenin yüzüne fırlatsa, bu, nasıl bir bozguna yol açar?



İçinde yaşadığımız bu ülkede benzer tablolarla az karşılaşmıyoruz.



Çünkü soyut düşünme sadece tahsille elde edilmiyor. Kişinin zihinsel yatkınlığı (istidat) da işin içine karışıyor.



Her şeyi maddi, nesnel bir boyut içinde kavramak isteyen biri, imgenin, istiarenin, benzetmenin, ima'nın, simgenin hakkını veremeyeceği için, bir cümledeki soyutlamaya da zihninde bir karşılık bulamaz. Ona, faraza dense ki, Bilal-i Habeşi'nin nuru Cennette 500 yıllık mesafeden görünür; o, eline metreyi alıp bu kadar mesafenin bu yeryüzünde neye tekabül ettiğini ölçmeye kalkışır.



Günümüz ülke siyasasında halen tartışılmakta olan başkanlık sistemi, kimilerinin kafasında şimdiki cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kişisel sorunuymuş gibi algılanıyor. Durumun ülke siyasasındaki karşılığı akla bile gelmediği için ünlü Prof. Dr. Bakınız ne diyor: “...Türkiye'deki rejimin, Parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı sistemine dönüştüğünün iddia edildiğini ve Erdoğan'ın da böyle davrandığını belirtebiliriz. Kimilerinin “Sivil darbe”, kimilerinin ise “Yeni vesayet” dediği bu “Cumhurbaşkanlığı sistemi” hakkında başta Anayasa Mahkemesi olmak kaydıyla Yüksek Yargı ne diyor, onu da zaman gösterecek.”



Kimileri kabul etmeyi içine sindirmese bile “darbelerin” ve “vesayet rejiminin” ortadan kaldırılması yolunda büyük çaba harcayan ve bu istikamette dikkate değer mesafe kat eden bir Cumhurbaşkanına darbeci ve vesayetçi iddiasını dermeyan edebilmek için ancak sığ zihinli olmak gerekiyor. Hele bir de düşünsel planda tartışılan bir konunun yargıya taşınmasını arzulayan bir kafa yapısının nasıl bir sığlık engininde kıvranmakta olduğunu görmek insana acı veriyor



Yıllarca darbelerden ve vesayet rejiminden nemalanmış olanlara, darbeden ve vesayetten kurtulmanın yolunun işaret edilmesinin bile nasıl bir ağırlık verdiğini görmek zor değil...



TDK Sözlüğü sığlığı “dibi yüzeyine yakın olan (göl, deniz, akarsu vb.)” olarak tanımlıyor. Aynı tanım, dibi yüzeyine yakın olan zihinsel durum için de geçerli, öyle görünüyor...


#Sığlık
#TDK Sözlüğü
#göl
#deniz
#akarsu
8 yıl önce
Sığlık
AK Parti’nin en büyük eseri
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü