|
Ey benim ana dilim, kültür dokur dilim dilim

Herkes ana dilini sever, sevmelidir de. Dünyayı onunla tanır, onunla anlatır. Annesine babasına çevresine onunla hitap eder. Onunla ağıt yakar onunla türkü söyler. Rabbine onunla yalvarır.

Benim ana dilim Türkçe. Anam okuma yazması olmayan bir köy kadınıydı. Türkçesi köyün Tükçesiydi. Bizim köyde babaya ağa derlerdi, anaya aba. Halaya bibi, teyzeye hala denirdi. Ağabeye dadaş, amcaya emi derdik. K harfi ç olarak telaffuz edilirdi. Kâğıt denmezdi, çağıt denirdi.

Erzurum göçmeni olan dedemin konuşması müzik gibi gelirdi kulağıma. Hele mektebe gidip kelimelerin kitabi şekillerini öğrenince dedemin aksanlı konuştuğunu zannetmiştim. Ta ki Azerbaycan Türkçesini dinleyinceye kadar. Azerileri dinlediğimde dedemin halis muhlis Azeri Türkçesi konuştuğunu anladım. Azeri Türkçesi hâlâ beni derinden etkiler.

İmam Hatip yıllarında Arapça, Farsça ve Fransızcayla tanıştım. Kırkımdan sonra İngilizce öğrendim.

Dilleri mukayese edecek değilim, öyle bir uzmanlığım da yok. Fakat anadilim olan Türkçe''yi seviyorum. Hele Türkçe''yi güzel konuşanlarla bir arada olmak ve onları dinlemek beni tarif edilmez şekilde keyiflendiriyor. Bazı kitapları sırf Türkçesini beğendiğim için almışımdır. Şair değilim ama şiiri severim, şiir antolojilerinin önemli bir kısmını elden geçirmişimdir. Edebi metinleri okurken zevk alırım, tekrar tekrar okurum.

Kötü ve bozuk Türkçe ise tam tersi etki yapar, dinleyemem, sıkılırım imkân varsa o mahalli terk ederim.

Bütün bunları bana çağrıştıran sebep üç aydan beri adresime gelen “Dil ve Edebiyat” isimli dergiden başkası değil.

Aslında Dil ve Edebiyat bir derneğin adı. Derneğin kurucusu ve başkanı bazılarına garip gelebilir ama şu anda AK Parti Genel başkan Yardımcısı Ekrem Erdem beydir. Ekrem bey öğretmen kökenlidir. Eğitimin kadru kıymetini bilen biridir. Tanışıklığımız 25 yıl öncesine dayanır. Kendisi Refah Partisi''nin Şişli ilçe başkanıydı. Teşkilatının eğitimine ne denli önem verdiğini o zamandan bilirim.

22. dönemde milletvekili olduğunda mecliste Türkçe üzerine kurulan komisyonun da başkanlığını yapmış Türkçe''nin doğru ve güzel konuşulup yazılması konusunda sessiz sedasız çalışmalar yapmıştı. 2007 de liste dışında kalınca İstanbul''da Dil ve Edebiyat Derneği''ni kurdu. Bana derneğe gidemediğim için sitem edip duruyordu. Mayıs ayı içinde derneğin Eyup Sultan''daki merkezine uğradım. Ekrem bey yoktu. Ankara''daydı. AK Parti''nin teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcısı olmuştu. Kimse dil ile uğraşan birinin iktidar partisinin üstelik teşkilatlanma gibi önemli biriminde işi nedir diye aklınıza gelmesin. Teşkilatçılığın anhasını minhasını bizzat arazide çalışarak öğrenmiştir ve abartmıyorum bugüne kadar o göreve getirilenlerin içinde en ehil olanıdır. Başbakanın en isabetli tercihlerinden biridir.

Neyse konumuza tekrar geri dönelim Dil ve Edebiyat dergisi aylık olarak yayınlanıyor. Haziran ayında 18. sayısı çıktı. Benim elimde de bu sayı var.

İbni Sinâ kapak konusu yapılmış. Tunus Civarında yaşayan Türkçemiz, Yunus Emre''de İslam estetiği, Ey Benim Anadilim Kültür dokur Dilim Dilim, İnsan Coğrafya ve Kültür, Şemsettin Sami''nin Cep Kitapları ve Emsal, Kadın Yazarların Annesi, Beşikdüzülü Ali, Ruhunu Arayan Şehir ve Türkler Okula Gidiyor dergideki konulardan birkaçı.

Hedef ne?

Derginin Genel Yayın Yönetmenliğini yürüten ve aynı zamanda bir sanatçı olan değerli dostum Recep Garib''in şu cümlesi gayet net olarak açıklamaktadır. “Türkiye''mizin ve coğrafyamızın dili olan Türkçemize karşı daha duyarlı olmanın, daha bilinçle kelimeleri kullanmanın ve kadim anlayışımızla yenilenerek büyüyen ülkemizin etkin gücünü dilimizden aldığı inancıyla yürüyoruz.”(0212.581 69 12, www.ded.org.tr)

Ne diyelim tebrikler Ekrem Erdem, tebrikler Recep Garip, tebrikler M. Kamil Berse.

14 years ago
Ey benim ana dilim, kültür dokur dilim dilim
Kuklaları oynatan Derin Kuklacılar?
‘Susadım çeşmeye varmaz olaydım’
Türkiye’yi devşirme kurtarıcılardan kurtarma mücadelesi…
Ankara’da vekâletler çekişmesi
Kibirleri boyunlarını aşan muhterisler kim?