|
Bakan beyin hüznü

Konuşuncaya kadar söz senin esirindir, konuştuktan sonra sen sözün esiri olursun. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin beyin yaptığı “sevinemedim” açıklaması da işte bunun gibi bir şey oldu.

M. Ali Şahin beyi yakından tanırım. Sadece siyasetten değil seksenli yıllarda İstanbul Sarıgüzel''de komşumdu aynı zamanda.

1994''ta kazandığı Fatih Belediye Başkanlığı seçimleri iptal edilmiş, seçimler yenilenmişti. Yenilenen seçimleri kaybedince o zaman küçük bir çocuk olan oğlum, “Şimdi M. Ali amca başkan değil mi?” diyerek üzüntüsünden ağlamıştı. Gece yarısı seçim sonuçları belli olunca etrafı hüzün basmıştı. Çevrede kimsecikler yoktu. Dost böyle günde belli olur dedim kaktım evine gittim. Üzgündü ve yalnızdı. Konuştuk. Teselli ettim yüreklendirdim. “Siyaset uzun soluklu bir maraton değil mi, seneye genel seçimler var rövanşını o zaman alırız, giyin çıkalım gençler partinin önünde bekliyorlar.” diyerek onu çıkarmış partin önüne götürmüştüm.Basın hemen çevresini sardı. Orada yaptığı açıklama da “seneye rövanşını alırız” şeklindeydi. Seneye yani 1995 genel seçimlerinde M.Ali bey İstanbul''dan milletvekili seçildi. O günden beri mecliste. Artık sadece benim ve dostlarının değil herkesin bildiği bir şahsiyet. 13 yıldır mecliste de konuşuyor. Tutanaklar orada. Onun asker ailelerini üzecek yahut askerlerimizi rencide edecek bir düşünceye sahip olmadığına, öyle bir açıklama yapmayı aklının ucundan bile geçirmeyeceğine hem o tutanaklar şahit hem de benim gibi onu yakından tanıyan herkes.

Fakat o açıklamasını duyunca, eyvah dedim M. Ali bey cümleyi yanlış kurdu.

Cümle yanlış kurulmuştu. Yoksa terör örgütünün eline düşmüş çocuklarımızın kurtulmasına sevinmemek gibi bir yanlışa M.Ali beyin düşmüş olması mümkün değildi.

Aslında o, askerlerimizin kurtulmasına değil, terör örgütü karşısında düştükleri duruma üzüldüğünü anlatıyor, “Türk Silahlı Kuvvetleri''nin hiçbir mensubu böyle bir duruma düşmemeliydi.” diyordu. Peşinden “ O duruma o kadar çok üzüldüm ki kurtulduklarına sevinemedim.” demesi beklenirken “ Dolayısıyla kendilerinin kurtulmuş olmasından fazla bir sevinç duyamadığımı ifade etmek istiyorum.” cümlesi çıkıyordu ağzından. Aslında bu cümle de anlam itibariyle aynı duyguyu ifade ediyordu ama “O kadar çok üzüldüm ki kurtulduklarına sevinemedim.” demiş olsaydı belki kimse yanlış yorumlamayacaktı.

Söylediğim gibi cümle yanlış kurulmuş ve söz bir kere ağızdan çıkmıştı. Elbette herkes iyiye yormaz. Siyasetçinin muhalifleri de vardır. Hele o bir de bakansa bu sözü alır makablini görmez ve açıklama “bakan askerlerin kurtulmasına sevinmedi”ye dönüşür. Ve hele bir de adalet bakanıysa olay, “adalet hissi”ni yaralayan bir açıklamaya dönüşür.

Keşke cümleyi böyle kurmasaydı. Ama oldu bir kere. Olanla ölene çare yok.

Bu, olayın bir yanı.

Gelelim öteki yanına. Taburu korumakla görevli bir birliğin her türlü saldırıya karşı teyakkuz halinde olması ve her türlü saldırıya cevap verecek vaziyette bulunması gerekirken pusuya düşmüş olmaları insanı düşündüren bir üzüntü sebebi, 12 şehit vermeleri insanı kahreden bir ikinci üzüntü sebebi, 8''inin örgüt eline düşmesi ise insanı isyan ettiren bir üzüntü sebebidir.

Çocuklarımızın pusuya düşürülmüş olmalarına 12 şehit ve 8 kayıp vermelerine askerimizin düştüğü bu duruma kim üzülmemiştir? Sen bir üzülüyorsan sorumluluk makamındaki bir bakanın 70 milyon kez üzülmesi gerekir. M. Ali bey üzüntüsünü bu şekilde ifade ederken aslında milyonların hissiyatına tercüman olmuştur.

Çocuklarımızın düştüğü durumdan duyduğumuz üzüntümüz mü fazla yoksa örgütün eline düşenlerin kurtulmasından duyduğumuz sevincimiz mi fazla? Elbette ki üzüntümüz daha fazla. Çocukların kurtulması elbetteki sevinilecek bir durum. Ama onlara duyacağımız sevinç, o menfur olayın üzüntüsünü unutturabilir ve 12 şehidi geri getirebilir mi?

Evet olayın vuku buluş şekli terörün 12 can almasının vicdanlarda açtığı yara 8 askerin kurtulmasıyla kapanmış değildir. Hüznümüz sevincimizden kat kat daha fazladır. Ve bence bakan bey bu hissiyata tercüman olmuştur.

Temennimiz yüreğimizde bu yarayı açan faillerin ve bu yaranın açılmasından sorumlu olan herkesin adalet önünde hesap vermesidir!

٪d سنوات قبل
Bakan beyin hüznü
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle