"Mustafa Kemal"in askeriyiz" diyorsunuz ama Türkçe tek bir tabela yok "Cadde" boyunca.

Türkçe"nin olmadığı her yer size göre daha çağdaş, daha modern, hatta daha "ilerici" mi ne?

İyi de, siz bu halinizle Mustafa Kemal"in askeriyseniz, Oktay Sinanoğlu kimin askeri?

Batı"ya karşı, Batılı yaşam tarzına karşı en ufak eleştirinin olduğu her yerde kıyametleri koparıyorsunuz.

Hülasa, hemen her alanda Batı"yla gayet senkronize tepki veriyorsunuz.

İyi de, siz bu halinizle Mustafa Kemal"in askeriyseniz "Hangi Batı" kitabının müellifi Attila İlhan kimin askeriydi?

Bağırıp çağırıyorsunuz tribünlerde "Mustafa Kemal"in askerleriyiz" diye, iyi güzel de, "Gazi Paşa Hazretleri"nin, "Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim" sözünü ne yapacaksınız?

Sergen Yalçın"a vaktiyle bu söz sorulmuştu da (aklımda kaldığı kadarıyla) "zeki ve çeviğim ama ahlaklı mıyım bilmem" demişti.

Peki siz ne diyorsunuz?

Daha doğrusu futbolcunun nesini seversiniz; çevik olanını mı, zeki olanını mı, ahlaklı olanını mı?

Yoksa hepsini birden mi?

Mesela, bir futbolcu ceza sahasında kendini yere bırakıverir, hakem de gaflet ve dalalet içinde "cart" penaltı çalarsa, ne yaparsınız?

"Hırsız var" diye "Cadde"de matine - suare bağırıp da milyonların gözü önünde rakip takımın emeğini çalan bir hareketi alkışlar mısınız?

Yoksa "falanca da öyle yapmıştı ona bir şey dememiştiniz" yollu lakırdılarla "emek hırsızlığına" gerekçe mi uydurursunuz?

Diyelim ki emek hırsızlığı mahsulü bir penaltı kazandınız, meşin yuvarlak penaltı noktasına dikildi ve siz kullanacaksınız, ne yaparsınız?

Topu taca mı atarsınız, filelere mi gönderirsiniz?

Hepsinden önemlisi filelere giden böyle bir topa "gooool" diye sevinir misiniz?

Madem tribünlerde olur olmaz yere "Mustafa Kemal"in askerleriyiz" bağırıyorsunuz, kimi zaman böyle sorular da soracaksınız.

Mesela, "Mustafa Kemal olsaydı o penaltıyı atar mıydı la" diye icabında soracaksın yanındaki arkadaşına Şinasi.

Aslanlar gibi, Fikirtepe çocuğuysan, "Fark etmez pampa, önemli olan 3 puan" cevabını aldığında, "Mustafa Kemal sporcunun ahlaklısını severdi" diyerek enseye şaplağı indireceksin.

Bertolt Brecht"in "Üç Kuruşluk Opera"sından mülhem Ferhan Şensoy, "Üç Kurşunluk Opera" yapmıştı.

Şensoy"un canlandırdığı "Kemal abi" karakterinin pardesü ve ceketinde kocaman Atatürk rozetleri vardı. (Atatürk sevgisiyle öyle coşmuştu ki, rozet adam olup çıkmıştı.)

Allah"ı var güzel de bi abiydi; mafyacılık, iş bitiricilik, çapkınlık her yol vardı.

Başı belaya girince de, mesela mahpus damına düşünce veya çapkınlıkta yakalanınca, "Benim yerimde Mustafa Kemal olsaydı ne yapardı?" diye sorardı.

Siz de sorun bence.

Madem hançerenizi yırtarcasına "Mustafa Kemal"in askerleriyiz" diye bağırıyorsunuz, "bu pozisyonda Mustafa Kemal ne yapardı" diye arada sırada da olsa sorun.