|
Bu korkunç filmi nerde çektiniz?

Polis deyince aklımıza Baki Tamer veya Nubar Terziyan, yargı falan deyince de Hulusi Kentmen gelirdi.

Biz bu filmlerle büyüdük çünkü.

Hakimler ve savcılar kimseciklerin adamı, ekibi, maşası, dar yapısı, networku, örgütü falan değillerdi.

Elbette bağımsızdılar; lakin bağımsız olmayı taraf tutmanın, belirli bir taraf için harekete geçmenin maskesi, kamuflajı yapmak akıllarından bile geçmezdi.

Yegâne gayeleri adaletin tecellisinden ibaretti.

"Ağlayabilseydin anlayabilirdin" sözünü şiar edinen Necip Fazıl"ın "Reis Bey"i gibi merhamet timsaliydiler.

Sanık sandalyesindeki Sadri Alışık"ı veya Ayşecik"i dinlerken gözyaşlarını saklayamazlardı.

Merhametliydiler!

"Ergenekon"un kasası" diye kamuoyuna sunulan bir "garibana" cezaevini teneşir haline getirecek kadar acımasız olmaları mümkün değildi. (Kuddisi Okkır"a reva görülen o feci muamele, ölümcül hasta olduğu söylenen Fatih Hilmioğlu ve Levent Ersöz"e gösterilmesin bari. Yeter artık.)

Tuzak kurmak veya tuzak kuranların işbirlikçiliğine soyunmak şöyle dursun, ne kadar tuzak kuran varsa alayının yakasına yapışırlardı.

Bir yerlerden düğmelerine basılmışçasına asla ve kat"a harekete geçmezlerdi.

Hele hele mafyöz işlere tevessül edebilecekleri tahayyül bile edilemezdi.

Öyle "fatura timi" marifetiyle gündüz gözüyle "yolsuzluğa" kalkışmaları hiçbir senaristin aklına bile gelmezdi.

Bir din adamını kadın ticaretinden, Türk Silahlı Kuvvetler Komutanını silahlı terör örgütü kurmaktan ve henüz piyasaya çıkmayan bir kitabın yazarı olmak "suçundan" bir gazeteciyi mahpus damına atmazlardı.

Herkes tarafından darbe olduğu ittifakla kabul edilen, dahası darbeyi yapanların bizzat "post modern darbe" nitelendirmesini yaptıkları 28 Şubat darbesinde (Çevik Bir dâhil) tutuklu sanık bırakmayıp, darbe planı yaptıkları suçlamasıyla insanları müebbet hapse mahkum edecek kadar ürkütücü olmalarının imkan ve ihtimali yoktu.

Sayın Salih Mirzabeyoğlu ve Yakup Köse"ye bunca zulmü bunca sene reva görecek kadar insaf ve izandan yoksun olmaları düşünülemezdi.

28 Şubat sürecinde bu ülkenin milyarlarca dolarını çalanların bir tanesini bile soruşturmayıp, dev havaalanıyla, 3. Boğaz Köprüsüyle, otoyollarıyla (çağdaş muasır medeniyet seviyesinin bir diğer adı mesabesindeki) Yeni Türkiye"nin inşasına katkı sunan ne kadar işadamı varsa kovuşturmak, mal varlığına ipotek koymak akıllarından bile geçmezdi.

Biz zaten şimdiye değin böyle bir yerli film izlememiştik.

Bu bin yılın yabancısı film nerde çekildi?

Ve, bu eşhas hangi yabancı filmin aktörleri?

Bizim izlediğimiz filmlerde polis amcalar düşene yardımcı olan, haksızın karşısında, haklının yanında, kötülerin her daim ensesindeydi.

Suçsuzu suçlu göstermek için envaiçeşit tekniklerle delil üreten, hazırladığı fezlekelerle insanların hayatını karartan polis tipi ancak korku filmlerinde olabilirdi.

Hanefi Avcı, "Haliçte Yaşayan Simonlar" kitabının son kısmında, tam 200 sayfa, bu fecaati bir korku filmi gibi anlattı.

Mezkur kitapta belgeleriyle anlatılanlar suç duyurusu kabul edilip kallavi bir soruşturmanın konusu olması gerekirken, söz konusu kitabın müellifi (Hanefi Avcı) tutuklandı.

Üstelik, sağ görüşlü olduğu herkes tarafından bilindiği halde solcu bir terör örgütüne mensup olmaktan, ve mahut örgütün liderleri dahil hepsi serbest bırakılmışken...

AK Parti (hangi manipülasyonun etkisiyle olursa olsun) bu garabete net bir şekilde karşı çıkmadığı için kıyasıya eleştirilmeyi hak etmiştir.

AK Parti yargıya müdahale ediyor heyulası koparılsa da, Org. İlker Başbuğ ve Hanefi Avcı gibi fecaatlere sesini yükseltmeliydi.

Hayır yani, anlayamıyorum, bugün Sayın Gül"e "el frenini çek" diyen "17 Aralık darbesinin Çevik Bir"i" baş tacı edilirken Tuncay Özkan niye içerde?

Sahi Tuncay Özkan niye hâlâ içerde?

Hayır biz asla AK Parti yargısı istemiyoruz.

Hiçbir siyasi görüşün, hiçbir partinin yargısını istemiyoruz.

Hiçbir etnisite, hiçbir meşrep, hiçbir mezhep, hiçbir cemaat, hiçbir grup, hiçbir parti asabiyeti gözeten yargı istemiyoruz.

Sadece adaleti gözeten bağımsız ve tarafsız bir yargı istiyoruz.

HSYK her haliyle (resmen ve alenen) tarafsızlığını yitirmiştir. Artık sadece ve sadece 28 Şubat"ın "Batı Çalışma Grubu"nu çağrıştırmaktadır.

Behemehal fesh edilmelidir.

10 yıl önce
Bu korkunç filmi nerde çektiniz?
İsmailağa buluşması
Nezahet, Zarafet ve Nezaket...
İmalat PMI, kredi kartı harcamaları ve Fed
Kim bu çılgın tüketiciler
Yıl 2030: Sokak köpekleri simülasyonu