|
Ha gayret az kaldı

Ertuğrul Bey''ciğimin son zamanlarda hiç keyfi yok. Galiba bidayetinden itibaren şekvacı olduğu "Ergenekon" soruşturması canını çok sıkıyor.

Mesela, dünkü yazısında, "Ergenekon davasından ne çıkar bilmem ama daha şimdiden yüzlerce sivil andıç çıktığı kesin…" diyor.

"Sivil andıç" enteresan bir ifade.

Demek sivili de var bu zamazingonun.

Yoo, ne istihfaf, ne de ironi peşindeyim.

Asla.

Kavramlaştırmasına dikkat çekmeye çalışıyorum sadece.

Hazretin bir bildiği var ki, böyle konuşuyor.

Ne de olsa bu işlerin uzmanı sayılır.

28 Şubat döneminde hiç sorgulamadan manşetine taşıdığı ''andıç''a da haliyle "askeri andıç" diyordur.

Olsun varsın desin.

Yeter ki, büyük bir maharet ve iştiyakla değerlendirdiği bu "askeri andıç" yüzünden meslektaşlarını katillere hedef gösterdiğini, hatta bir insan hakları sözcüsünün sırf bu yüzden kurşunlara hedef olduğunu unutmasın.

Unutmasın ki, "sivil andıç" türedi ifadesini, vaktiyle işlediği insanlık suçuna neden olan "askeri andıç"ın karşısına yerleştirme gayreti, kavramlaştırma fantezisinden öteye geçmesin.

Yani, ben andıçın askeri olanına yataklık yapmışsam, siz de sivil olanına yataklık yapıyorsunuz, demeye getirerek avunmasın.

Her fırsatta darbelerden övgüyle söz etmesi, kimi zaman dillendirdiği andıç utancının inandırıcılığını yeterince yok ediyor zaten. Bir de böyle tuhaf kavramlaştırmalarla andıç utancına çekinik karşıtlıklar uydurmasın.

"Sivil andıç" lakırdısından neyi murat ettiğine gelince…

Güya "sivil andıç" yüzünden "birçokları" gibi kendisi de töhmet altında bırakılıyormuş.

Hin-i hacette söylemek istediği bundan ibaret.

Ertuğrul Bey''ciğim, "yüzlerce sivil andıç" ifadesiyle başkalarının gölgesinde meşruiyet çadırı kurma kurnazlığını bir yana bırak da, şöyle bir adım öne çık bakalım.

"Darbesevici" değil misin, ne lagaluga yapıyorsun?

Klasik, modern, postmodern bütün darbelere sahip çıktığını bilmeyen mi var?

Gazete yazısı dediğin "Darbe Günlüğü" değil ki, bana ait değil, benim bilgisayarımdan çıkmadı falan diyebilesin!

Arşiv diye bir şey var. Pardon yani.

"Başsavcı''nın dünkü basın toplantısı, umarım dezenformasyon ve vicdansız karalamalar sürecini kapatıp gerçek bir hukuk dönemini açar…" demişsin ya, burası önemli işte.

Zira "her şey hukuktan ibaret değil…" çizgisinden "gerçek bir hukuk dönemi" aşamasına gelmek az bir şey değildir.

Bak gördün mü, "abercrombie" tişörtünü alıp tatile veya içine kaçmana hiç gerek yokmuş; buralarda kalarak da "gerçek hukuk dönemi" ihtiyacını dillendirmek mümkünmüş.

Bir de, "Ergenekon adı verilen bu soruşturma kapsamına giren ciddi ve vahim bazı olaylar, örgütlenmeler söz konusu olabilir. / Bunlar demokrasimize kasteden girişimlerde bulunmuş da olabilirler…" şeklinde biraz utangaç da olsa Ergenekon davasını görmeye başlamışsın.

Az kaldı, ha gayret olacak.

Bak eline yapışmıyor, gördün mü?! Aylardır boşu boşuna karartmaya çalışmış, görmezlikten gelmişsin.

Darbecilik soruşturuluyor diye korkmana hiç gerek yoktu zaten.

"Darbesevici" olmak, darbe süreçlerine kesintisiz destek vermek suç değil ki!.

Sabih Kanadoğlu, kuvveden fiile çıkmayan darbe girişimlerinin mahzuru yoktur demeye getiriyor, dinlemiyor musun?!

Bu arada senin filozof ne yaptı gördün değil mi?

Cumhuriyet mitinglerini yere göğe sığdıramayacak şekilde manşetlere taşıdı, darbe hazırlıklarına "gıkını" çıkarmak şöyle dursun, genel yayın yönetmenliği yaptığı gazeteyle lojistik destek verdi, sonra da kalktı peş peşe Ergenekon yazıları attırdı.

Senin ondan neyin eksik; hatta fazlan var, eksiğin yok.

İsmet Berkan filozofsa sen de sosyologsun.

Onun bildiğinin bin katını bildiğinden eminim.

Hadi durma.

İzlerken yılanın bile belini kıracak kadar kıvrak olduğun eski günlerdeki gibi başla anlatmaya…

16 yıl önce
Ha gayret az kaldı
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!