|
Kabinede o var da bu niye yok kardeşim

Falanca adam şu görüşe veya şunlara yakındı niye bakan yapıldı veya filan adamın çok hizmetleri oldu neden kabinede yer almadı yollu yorumlar yapılacaktır.



Neden kabinede yer almadım, çizik mi yedim, gözden mi çıkartıldım

” diye koyup kotaranlar da olacaktır.



E haliyle küskün hatta kırgınlar da çıkacaktır. Lakin bana sorarsanız bu hiç de yakışık alan bir durum değildir.



Kutlu yürüyüş

” falan diyeceksiniz, ağzınızdan “

dava

” lafı düşmeyecek ama makam mevki verilmeyince de küseceksiniz.



Gerçekten de bu “

siyaset esnafı

” benim pek anlayacağım bir “sınıf” değil.



“Hizmet yarışı” deniliyor ama maşallah kimsecikler de “hizmetten” kaçmıyor. Ben olsam kaytarırdım. En azından “

hep ben mi hizmet edeceğim arkadaş, azıcık da başkaları elini taşın altına koysun, azıcık dinleneyim

” derdim.



Bakıyorsun, adam her dönem bakan falan olmak istiyor. Olmayınca da başlıyor mırın kırın etmeye.



Bülent Arınç

mesela, torunlarımı severim diyordu, bi dakka rahat durmadı. Akacak mecra bulsa kimsecikler durduramaz yani, o derece.



Nasıl enerji biriktirdi o kadar kısa süre içinde, hayret. Öyle bir enerji ki insanda “

özgül ağırlık

” bırakmaz maazallah.



Belki de siyaset biraz da böyle bir şeydir. Neyse sağlık olsun.



Sağlık dedim de aklıma geldi,

Sağlık Bakanı

değişti malumunuz.

. Hayırlı olsun.



AK Parti

hükümetlerinin ulaşım ve sağlık konusundaki hizmetlerinin partili partisiz herkesin takdirini kazandığını biliyorsunuz.



Sayın Başbakan Binali Yıldırım

'ın kesintisiz şekilde ifa ettiği Ulaştırma Bakanlığı döneminde yaptıklarına da

Kemal Kılıçdaroğlu

bile bir şey diyemez.



Zaten “

Kancı Kemal

”in (dün de kan dökmekten bahsetti) dediği tek şey, “

Bin Ali, in Ali

” esprisinden ibaret.



Matah bir şeymiş gibi partisinin dünkü grup toplantısında “

Bin Ali, in Ali

” deyip durdu, CHP'liler de, kah kah kih kih güldüler.



Naçizane tavsiyem,

Pensilvanya
Sözcü

'sündeki

Bekir Coşkun

gibi kelime esprilerine fazla sardırmasın.



Bu tarzın sonu rezilliktir çünkü.



Mahut konuşmasındaki, “

Bin Ali, in Ali, bin Ali in Ali

” muhabbetini dinleyen münasebetsiz bir yurdum insanının, “

Dikkat et de sana binmesin

” dediğine (bir kafeteryada) kulak misafiri oldum da inanın kendi adıma yüzüm kızardı.



Demem o ki tadında bıraksın. Kelime esprisi de bir yere kadar.



Gerçi “

Kancı Kemal

” öyle kolayından yüzü kızaracak biri değil. Birkaç yıl önce kameraların karşısına geçip şu fıkrayı anlatmaktan hiç utanmamıştı: “

Horoza sormuşlar yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan. Horoz cevap vermiş; ben orasına karışmam, ben biner geçerim…



Görüyorsunuz değil mi, laf “

Kancı Kemal

” e gelince seviye nerelere düşüyor.



Halbuki, biz hizmetten bahsediyorduk.



Evet,

Binali Yıldırım

'ın Ulaştırma Bakanlığı döneminde yapılan hizmetleri inkâr eden “

muhalif

” bile yoktur.



En fazla “

Marmaray'a binmem

” diyenler olmuştu. Ama ne gam, milyonlarca insan bu hizmetten yararlanıyor.



Şükür ki şükür, ulaşım alanında hizmetler devam ediyor.



Vaktiyle sağlık alanında da devrim niteliğinde adımlar atılmıştı. Son yıllarda bunun devamı gelmedi.



Devrim de malumunuz bisiklete benzer, durunca devrilir.



Doğrusunu isterseniz son yıllarda sağlık hizmetleri konusunda sitayişle bahsedene ben rastlamadım.



Başka şehirleri bilmem ama

İstanbul

'da devlet ve üniversite hastaneleri yetersiz ve birçoğu da çok bakımsız. (Vakıf hastanesi Bezmiâlem'e ayrı bir parantez açmak icap eder, zira her bakımdan takdire şayan.) Özel hastaneler derseniz 5 yıldızlı oteller gibi. Tedavi çok pahalı. Sadece ilaçlar konusunda avantaj söz konusu. İster Emekli Sandığı'na ister Sosyal Sigortalar'a bağlı olun, siz siz olun sakın kanser falan olmayın, eviniz barkınız neyiniz varsa satmak zorunda kalırsınız.



Halbuki AK Parti her şeyden evvel sağlık alanında, “kimsesizlerin kimsesiydi.”



Yine öyle olmalı. Hatta bunu çok daha ileri düzeye taşımalı.



Sağlık Bakanlığı görevine yeniden başlayacak olan

Recep Akdağ

'ı tanımam etmem. Ama ne yalan söyleyeyim sevindim.



İnşallah ilk günkü heyecan ve aşkla devrim niteliğinde reformlar yapar.


#Yeni kabine
#Binali Yıldırım
#Recep Akdağ
8 yıl önce
Kabinede o var da bu niye yok kardeşim
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık