|
Onlar bizim hocamız olmadığına göre

Bir kavme, bir topluluğa, bir cemaate, bir çevreye muhalefet yapmak onlar hakkında asla ve kat''a adaletsizliğe bizi sevk etmemelidir.

Hiçbir kin, hiçbir öfke veya nefret adaletsizliğin gerekçesi olamaz.

Kıymet hükmümüz bundan ibarettir.

Dolayısıyla "rövanşist" duygularla hareket etmek, "Onlar mislini yapmışlardı ama…" gibi lakırdılara sığınarak adil olmayan uygulamalara ses çıkarmamak olmaz.

İsterse onlar halkın seçtiği anayasal bir hükümete karşı bir paşanın yaptığı konuşmayı yeterince sert bulmayarak eleştiren…

"Alçakları tanıyalım" başlığı altında andıç nakliyeciliği yapan köşe yazarı olsunlar…

İsterse onlar her Allah''ın günü yaptıkları tezviratlarla, asparagas haberlerle darbelere aşerdiklerini belli etsinler…

Halkın milli iradesine burun kıvırıp "bidon kafa" veya "göbeğini kaşıyan adam" şeklinde aşağılasınlar…

Her şey hukuktan ibaret değil diyerek klasik, modern, postmodern darbelere zemin hazırlayıp alkış tutsunlar…

İsterse onlar Malezya''lardan mahalle baskısı devşirerek oluşturmaya çalıştıkları korku heyulasına benzer şekilde, Hint Okyanusu''ndaki Komor takımadalarına kadar uzanarak…

"Komor''da şeriatın ayak sesleri" başlığı altında iki yıl önce seçimle işbaşına gelen hükümeti, demokrasinin önüne antidemokratik setler çekmek bahanesine matuf şekilde dillendirsinler…

İsterse onlar bir hipermarketin içki reyonunu, Ramazan''da, ticari kaygılarla başka ürünlerle doldurmasına, "mahalle baskısı"…

Konyalı hasta bir çocuğun testisleri üzerinden laiklik hassasiyeti göstermek sadedinde, "türban faciası"…

Şehirlerarası otobüs molasından "irtica kalkışması" üretsinler…

İsterse onlar üzerinden 48 yıl geçtiği halde hâlâ kin ve nefret duygularından sıyrılamayarak başbakan asan 27 Mayıs''ları bayram telakki eden yargı mensubu olsunlar…

Durum değişmez.

Hatta onlardan birinin, Ertuğrul Bey''ciğimin, fidan gibi gencecik üç polisimizin şehid düştüğü bir günde…

Böylesi elemli bir günde bile "rövanşist" duygularına engel olamadığını ispat edercesine…

"Travma geçirten cumhuriyetin'' toplumsal hayatımızın her yanına kattığı kadınlar…" diyerek laf sokuşturması…

Eline bir daha fırsat geçerse, en güzel darbe güzellemelerinin yanısıra, "Muhtar bile olamaz…" manşetlerini aratır biçimde, "Bunlara fırından ekmek bile vermeyin…" diyebileceğini düşündürse de…

Durum değişmez.

Çünkü onlar bizim "hocamız" değil.

Hani Ömer Muhtar, savaşta bile hakkın mutlak ölçüsünü gözetmek adına, İtalyan faşistlerin yaptıklarını örnek göstererek eylem planını onaylatmak isteyen bir komutanına şöyle cevap vermişti:

"Onlar bizim hocamız değil…"

Ölçü budur.

Zalim ve faşistlerin hiçbir yöntemine tenezzül edilmemesi gerektiğinin bundan daha çarpıcı ifadesi olamaz.

Hulasa, yarınlarda herhangi bir adaletsizliğe karşı duracak olanlar, her şeyden evvel, "Hangi yüzle?.." sorusuna cevap verebilecek bir yüze her daim sahip olmak zorundadırlar.

Rahmani adaletin yeryüzündeki yansıması, haksızlık karşısında susanların, şeytani vesveselerin iğvasına kapılarak yaptıklarını, er veya geç çıkarır karşısına.

Bu vesileyle, cenaze masraflarının karşılanmasında güçlük çekildiği halde, "Ergenekon''un kasası" tesmiye olunan Kuddusi Okkır''ın feci akıbeti üzerinde düşünmek zorundayız.

Çünkü…

Adil olmak, haktan, hukuktan yana olmak…

Seçimle iş başından uzaklaştıramadıkları anayasal bir hükümeti hile ve desiseyle, mafyöz yöntemlerle alaşağı etmeye çalışan darbecilere karşı durmak…

Mezkur fecaat karşısında ihmali olanların soruşturulmasını da hararetle talep etmeyi gerektirir.

Bu sorumluluğu, Danıştay saldırısını gerçekleştirenlerle malum şahısların aynı fotoğrafta yer almasına aldırış etmeyenlerin insafına bırakamayız…

Nokta dergisinde "Sarıkız" ve "Ayışığı" adlı darbe planları yayınlandığında duymazlıktan gelenlerin…

Ümraniye''de bir gecekonduda bulunan bombalarla aynı bombaların Cumhuriyet gazetesine atılmasına "gıkını" çıkarmayanların bezirganlığına terk edemeyiz…

Burunlarının dibindeki demokrasi tehdit altındayken tek kelam etmeyip, taa Hint Okyanusu''ndaki Komor takımadalarından, demokratik yöntemlerle laiklik elden gidiyor korkusunu ithal etmeye çalışanların istismarına hiç bırakamayız.

16 yıl önce
Onlar bizim hocamız olmadığına göre
Din ve kitap bölünemez
Avrupa arenasına acı veda
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu