Belki de ağır hasta olduğundan (ki mezkur açıklamanın ardından çok yaşamamış, 83 yaşında “Emri Hak” vaki olmuştu) gözüne ışık görünmüştü.
Ama gerçekten çok tuhaftı.
Hayır yani,
Müslüman olmuş da mezhebi meşrebi mi eksik kalmıştı?
Geçen gün
pat diye ziyaretime gelip “
” deyince, aklıma bu geldi.
“
” demeye kalmadı, referandum mevzuuna daldı.
Kafası hiç rahat değilmiş, acayip canı sıkılıyormuş.
Felaket kutuplaşıyormuşuz. Toplum ortasından “çat” diye ikiye bölünmüşmüş. Sistem değişikliğine de ne gerek varmış…
Dedim, bak Asuman, mesele toplumun parçalı olması değil, parçalar arasında belirli hukuki kuralların çalışması meselesidir. Kaldı ki, asıl parlamenter sistem toplumu böler, parçalar. Hem de olumsuz anlamda. Cumhurbaşkanlığı sitemi iki turlu olacağı için sonuç itibariyle birleşmeyi sağlar. Bitmek bilmez koalisyon girdabında boğulmayı da önlemiş olur…
Şöyle bir soluklanayım diye duraksayınca,
kaldığı yerden aynen devam etmeye başladı.
Anladım ki, beni dinlediği falan yok. Haliyle, sürdürmeyi gereksiz buldum; bıraktım Asuman'ı, kaptırıp gitsin!
Bir çırpıda neler anlattı neler…
Tehlikenin hâlâ farkında değilmişiz. Toplumun yüzde 40'ı “
” derse ne olacak, onlar yok mu sayılacakmış?
” çıkmasından çok endişe ediyormuş. Bunun için de “
” diyecekmiş gibi oluyormuş. Kendini zor tutuyormuş. Zaten duyguları “
” derken, aklı hep “
” diyormuş.
'ı çok seviyormuş ama “
” hiç sevmiyormuş.
kim mi?
Geçenlerde “
” (4 Şubat 2017, Yeni Şafak) başlıklı yazımda adını geçirmiştim ya, işte o.
Aslında adını geçirmekle kalmayacak ilginç kişiliğine de temas edecektim; lakin, mezkur yazıda
muhabbeti uzayınca
'a yer kalmamıştı.
Asuman'ı nasıl anlatsam?!
Yüksek lisansını
'da yapan bir sosyolog ama müteahhitlik yapıyor. Son günlerde de “
” eşiğinde kurdeşenler döküyor.
Lise yıllarından beri tanıdığım bir şahsiyet
. Adına bakmayın, kadın değil, erkek. Fakat çok ilginç bir şahsiyet; değişik bir karışım…
“
” dediğim; munis bakışlı, çevrilmiş “sünnet” sakallı, derviş edalı (ve yüzüne güneş ışığının elmacık kemiklerinde “nur” tesmiye edilen “refle"si düşmüş) bir insanın içine,
kaçmış düşünün… İşte öyle bir şey!
Tam tersi de olabilir.
Yani,
'cülerin 15 Temmuz gecesi rehin aldıkları
a, “
” şeklinde teklif yaptıkları medyaya yansıdığı günlerde bile, “
” diyen
'in içine, o munis bakışlı, o “hisli-duygulu” insan evladı da kaçmış olabilir…
Peki, böylesi bir “karışım” (doğrusu, “karışım” değil, “bileşik” olacak; ama biz kimyaya değil, galat-ı meşhura bakalım) sizce nasıl lakırdılar üretebilir?
Şöyle sorayım…
'in
cinayetinin ardından, “
” dediği gibi sözler mahut “
” çıkabilir mi?
Çıkamaz değil mi?
Çıksa çıksa “
” çıkar. Zaten Asuman da “
” diyor.
O değil de, sen hangi ara İslamcı oldun Asuman?