|
Sonu Lost gibi olacaksa!

Finali hayranlarında hayal kırıklığı yaratsa da yayınlandığı süre zarfınca hakkında en çok konuşulan diziydi Lost. Literatüre sonu Lost gibi olacaksa deyimiyle geçecek kadar seyreden de bağımlılık yaratan Lost"un finalinin yaşattığı hayal kırıklığı da o kadar güçlü oldu.

Forumlarda tartışılması, dizi yaratıcılarının interneti etkin olarak kullanması, uçak kazasında ölen yolculardan biri adına açılmış bir blogda günlük olarak olayların anlatılmasının etkisi büyüktü Lost salgınının oluşmasında. Peki Lost fikri nasıl oluştu ve gelişti? 2004 yılında, o dönem ABC televizyonunun başındaki Lloyd Braun; Sineklerin Tanrısı, Cast Away, Gilligan"ın Adası ve Survivor"dan bir dizi yapma fikrini paylaştı yapım şirketiyle. Senarist istenen konsepte uygun Nowhere isimli bir senaryo yazdı, fakat ABC yönetimi senaryoyu beğenmedi. Braun bu kez Alias"ın yaratıcısı J.J. Abrams"a verdi senaryo siparişini. Abrams gerçeküstü bir bakış açısıyla efsane haline gelen hikayeyi ve karakterleri oluşturdu. Amerikan TV tarihinin en pahalı prodüksiyonu olan pilot bölüm yılın en büyük ticari başarısını kazandı, kanalı zirveye taşıdı. Ama bu başarıyı görmek dizinin fikir babası Braun"a kısmet olmadı, Lost yayına başlamadan işten çıkarıldı. Kovulma sebebi kanalın reytinglerinin düşük olması, Lost gibi pahalı ve riskli bir yapıma izin vermesiydi.

6 sezon 121 bölüm devam eden Lost"ta, hikaye, adaya düşen uçak olarak özetlense de, adada geçen tipik hikayenin yanında, adadaki hayatı, kararları etkileyen karakterlerin geçmiş hikayelerinin zenginliğiydi. Ve her bölümün sağlam bir önermesinin sağlam bir felsefi yapısının olması. Olaylar zinciri değil, yaşanan gelişmelerin bir felsefeyi takip etmesidir Lost"u diğer dizilerden ayıran. Her bölüm yaratılan gizem, her gizemin yeni bir soru işaretiyle çözülmesi, bulmaca çözmeye meraklı seyircilerin dikkatini taze tutmayı başardı.

Finalde çözülen bulmaca beklenti çıtası bir hayli yükselmiş olan seyirciyi tatmin etmese de; inanç, kader, bilim gibi çeşitli konularda felsefi tartışmaları, düşünmeye sevk eden senaryosuyla beğeniyi hak ediyor Lost.

Lost, hikayenin ne kadar önemli olduğunun en önemli ispatı olmasına rağmen, ihracat rekorları kıran yerli dizi sektörü halen daha oyuncu üzerine proje inşa etmeye devam ediyor. Bir oyuncu bir dizide parladığında -ki oyuncunun performansında yazılan karakterin etkisi büyüktür- ortada hikaye, tema, önerme, senaryo yokken; yeni proje için imzalar atıldı, falancanın dizisi diye ilan ediliyor medyada.

Oyuncu üzerine dizi inşa etmenin ne kadar yanlış bir karar olduğu son yılların iki gözde oyuncusu üzerinden tecrübe ediliyor ekranda. Hangisi daha güzel, hangisinin hayran sayısı daha fazla polemiklerinin yapıldığı Tuba Büyüküstün ve Beren Saat"in oynadığı uyarlama diziler, hikaye ve oyunculuk adına tam bir hayal kırıklığı yaşatıyor ekran başındakilere.

İyi senaryo oyuncuların kusurlarını kapatırken; eksik senaryo bütün kusurları, zaafları gün ışığına çıkarıyor.

Uyarlama dizi furyasının biri yakışıklı diğeri güzel iki oyuncu eşliğinde önümüzdeki sezon da devam edeceği aylar öncesinden duyurulmuştu. Yerli The O.C. Aşk Hikayesi"nin, senaryosu Kanal D tarafından beğenilmediği için projeden vazgeçildiği haberi medyaya düştüğü gün, yapımcı Star"la anlaştığını duyurdu. Yeni polemik Kanal D beğenmediği için vaz mı geçti yoksa Star devreye girerek diziyi transfer mi etti şeklinde gelişiyor medyada.

Elliye yakın dizinin yayından kalktığı gerçeğinden hareketle senaryo aşamasında kanalların değerlendirme yapması yerinde bir karar. Projelerin henüz çekimler başlamadan kağıt üstünde değerlendirilmesi kanalları dizi çöplüğü olmaktan kurtarabilir. Bu uygulamanın hayata geçirilebilmesi için kanalların senaryo aşamasında değerlendirme yapabilecek kişilere yatırım yapması gerekiyor.

11 yıl önce
Sonu Lost gibi olacaksa!
"Milli menfaatler" denilen şey nedir?
Kara dinlilerle milletin savaşı
‘Mutlaka döneceğiz’ ya da Nekbe’dir yaramızın adı
O güne geri dönmek
‘İletişim aklı’