Kanlı pazartesi imajıyla günler öncesinden seyircide beklenti oluşturulan yeni sezon pazartesi günü başladı. Olağanüstü gelişmelerin yaşandığı sezon finallerinden sonra yeni sezona başlayan Paramparça, Kırgın Çiçekler yarışına iki yeni dizi İçerde ile Babam ve Ailesi de dahil oldu.

Geçen sezon bitkisel hayat temasına yaslanan iki dizi, Asla Vazgeçmem ve Çifte Saadet, iki kadından da çeşitli gerekçelerle vaz geçemeyen erkek hikayesi anlattı. Entrika geçidine sahne olan Asla Vazgeçmem yan hikayelerle ekranda tutunmayı başarırken, komedi ile işi götürmeye çalışan Çifte Saadet'in ömrü kısa sürdü.

Babam ve Ailesi; aile nedir sorusunu merkeze alan, ilk etapta çatışmaları ile göze çarpan, entrikalarla yoluna devam edecek izlenimi veren bir dizi. İki kadın bir adam formülü üzerine inşa edilen hikayede edilgen bir erkek karakteri dikkat çekiyor; Kemal İpekçi. Kemal yıllar önce Adana'da aşk yaşadığı Nilgün'den ailesinin baskısı sonucu ayrılır, İstanbul'da Suzan ile evlenir. Evlendikten üç yıl sonra Nilgün'den Kadir ve Hasret isimli ikizleri olduğunu öğrenir, yirmi yıl boyunca Adana İstanbul arasında ikili bir hayat yaşar. Ta ki oğlu Mert kaza geçirip böbrek nakline ihtiyaç duyana kadar. Suzan'a ikizleri olduğunu itiraf eder, resmi karısını yanına alarak yıllar önce yüz üstü bırakıp gittiği Nilgün'ün kapısını çalar. Yıllardır hiçbir özel gününde yanında olamadığı, babasının resmi oğluyla yaşadıklarını sosyal medyadan takip eden Kadir'in böbreğine ihtiyacı olduğunu söyleyerek.

İkili hayat yaşayan Kemal dışında hikayenin başlangıcında diğer karakterlerin hepsi masum. Onlar masumiyetlerini yaşananlar ışığında kaybedecekler belki ama Kemal masum değil olmasına da imkan yok! Çok aşığım deyip nefsine hakim olamayan Kemal, ailesi müsaade etmedi diyerek Nilgün'ü yüz üstü bırakıp giden Kemal. Çocuklarının olduğunu öğrendikten sonra yalanlar üzerine kurulu ikili hayatı yaşamaya devam eden, Nilgün'den bu durumu kabullenmesini isteyen, Suzan'dan gerçekleri gizleyen yine Kemal. Kader her defasında ağlarını örmüş, Kemal her defasında kaderine boyun eğmiş gibi. Öylesine bir erkek bakış açısı hakim ki hikayeye en büyük mağdur Kemal, en çok acı çeken kişi o. Zoraki bir evliliği devam ettiriyormuş, yarım kalan aşkının ızdırabını çekiyormuş gibi bir ifadeyle dolaşan yine o.

Bülent İnal ilk sahneden itibaren hiç değiştirmediği bir ifade ile hayat verdi karaktere. Ki ilk sahne evlilik yıldönümü kutladıkları bir sahne idi. Suzan'ın davetliler önünde ilk günkü aşkla seviyorum dediği adamdı Kemal. Senaryo diğer karakterlerin ağzından rüya çift, yıllardır hiç bitmeyen aşk cümlelerine hayat verdi ama Kemal'in değişmeyen ifadesi, hareket kabiliyeti elinden alınmış acı çeken erkek ifadesiydi.

İkili bir hayat yaşadığı halde hayata seyirci kaldığı için acı çektiğini iddia eden bir erkek Kemal. Halbuki bölüm sonunda kusursuz diyaloglarla ve iyi bir oyunculukla taçlandırılan Kadir asıl hayata seyirci kalan ve acı çeken kişi. Kadir sadece babasız büyümek zorunda kalmamış, internet çağında babasının resmi ailesiyle yaşadıklarını sosyal medyadan takip etmek durumunda kalmış bir genç. Babası yanında olmadığında kardeşi Mert'in sosyal medya hesaplarından babasının nerede olduğunu takip eden, aile saadetine uzaktan nefretle ortaklık eden bir genç. Kardeşinin hayatını kurtarma karşılığı boşanma şartı koşması kendisinden ziyade annesi ve kız kardeşine itibarlarını geri kazandırmayı amaçlayan bir hamle.

İlk bölüm Mert'in ölüm kalım savaşında Kadir'e yaklaştı kamera, Kadir'i yakından tanımakla kalmadı ziyadesiyle anladı seyirci. Hayatının Mert tarafından çalınmış olduğuna neden ve nasıl inandığını, geri alma hamlesini yadırgamadı bu sebepten. Kadir tüm gerçekleri bilen kişisi hikayenin. Mert ise gerçeklerle yeni tanışacak. Babasının başka bir ailesi olduğunu, Suzan kabul ederse boşanma kararıyla birlikte öğrenecek. Kadir 20 yıldır varlığında yokluk çektiği kayıp bir baba ile yaşamak zorunda kalmışken, Mert babasını kaybetme riskiyle yeni tanışacak. Asıl hikaye baba ile büyüyen çocuk ile babadan uzakta büyümek zorunda kalan çocuk arasındaki farklarla zenginleşecek ama Suzan'ın entrikalarından senaryonun o tarafı her zaman olduğu gibi zayıf kalacak. Zira ilk bölümde Kadir'in tiradıyla hızlı bir özet geçildi geçmişe dair.

Dizi süreleri bu kadar uzun olmasa, entrika ihtiyacı bu kadar güçlü hissedilmese, Kadir ve Mert mukayesesi eşliğinde ikili hayat yaşamak durumunda kalan ya da tercih eden ya da babasız çocuk büyütmek hayalinde olanlar için kıssadan hisse çıkarmak mümkün olacak ama derdimiz o değil! Tek derdimiz ne kadar entrika o kadar çatışma bir o kadar da reyting formülünü başarıyla uygulamak.