Televizyon toplumsallaşmanın birincil yaygın aracıdır. Gebner'in kültürleme kuramına göre televizyon izledikçe ekranda görünenin gerçeği yansıttığına dair inanç artar. Ien Ang ise metnin dünyayı yansıtmadığını yeniden ürettiğini ifade eder. Dallas'tan başlayarak aile hayatını inşa eder gibi gözüken dizilerin durmaksızın ailenin parçalanmasını anlattığını savunur. Durumu fark eden Hollywood görünürde bireysel hikayeler anlatırken yalnızlığı özgürlüğü kutsayan değil ailenin değerine dikkat çeken temaları önemsemeye başladı. Arada kan bağı olmasa dahi aile olmak fikri inşa ediliyor.
Günümüz toplumlarında bireyler başkalarının tecrübelerinden yararlanmak, merakı tatmin etmek, bilgilenmek, kafayı dağıtmak, oyalanmak, empati kurabilmek, başkalarının hatalarını görebilmek, tabuları günaha girmeksizin ele alabilmek, ahlaki, ruhsal ve kültürel değerleri doğrulamak, hoş olmayan duygulardan kurtulma sebeplerinden dolayı medyaya yönelir.( Berger)
Kameranın hareketi herhangi bir kişinin hareket ve yöneliminden farklıdır. Çünkü kamera hakikate ilişkin tanımlayıcı bir görüntü üretmekle kalmaz aynı zamanda sunulan hakikat üzerinden gizli bir iktidar ve güç oyununu ortaya koyar. (Bourdeiou)
Televizyon izleyicileri televizyonda sunulan gerçekliğe maruz kaldıkları için kültürel değerler ve eğilimler gelişir, değişir. Diğer taraftan değişen toplumsal değerlere maruz kalan senarist, yönetmen, oyuncuların da toplumun içindeki kişiler olmaları, toplumdaki değişimden etkilenip eserlerine yansıtmaları nedeniyle değişim karşılıklı olarak sürer gider.
Toplumsal kurallar, ahlak, toplumsal önyargılar ve klişelerin tümü televizyon tarafından yönlendirilir. (Livingtone ve Lundt)
Modern hayatla birlikte insan dünyayı kendi yaşam deneyimleriyle tanıma alışkanlığını yitirdi. Gelenekselden çekirdek aileye dönüş, mahalle hayatının yok olması, şehir hayatında tanıdıkların azalması, insanların birbirlerinin hayatları hakkında yeterli bilgiye sahip olmamasıyla birlikte kitle iletişim araçları önem kazandı.
Kitle iletişim araçlarının kişiye etkisinde 3 ana süreç olduğu ileri sürülür: ilki uymadır; ödüle ulaşmak ya da cezadan kaçmak amacıyla etkinin kabul edilmesi fikrine dayanır. İkincisi özdeşleşme; bireyin kaynağa benzeme, böylece onu taklit etme, davranış biçimini ona uyarlamasıyla ortaya çıkar. Üçüncüsü içselleştirmede ise; alıcının önceden sahip olduğu gereksinim ve değerleriyle yönlendirilen etki söz konusudur. Yani meydana gelen kanat ve tutum değişikliği alıcının kendi güdü gereksinim ve isteklerine bağlanır.
Kullanım ve doyum yaklaşımı insanların kitle iletişim araçlarını tüketme nedenlerini ve bu tüketimden sağladıkları faydaları inceler. Medya bireyleri nasıl etkiliyor sorusu, bireyler medyayı nasıl kullanıyor sorusuna bırakır yerini.
Yaz sezonu ekrana sürülen diziler ağırlıkla olarak eğlendirme amacına hizmet etmeye yönelik. Doğrudur günlük hayatın sıkıcı rutininden problemlerden kaçıp duygusal olarak rahatlamak ister seyirci. Ama gerçekliğe temas eden, trende eklemlenmeyen, klişe dahi olsa klişeleri toplumsal değerlere uygun değerlendiren diziler, birey için öz değerini oluşturmada kişisel bir başvuru kaynağı olabilir. Kendi küçük dünyası dışında ne olup bittiğinden haberdar olmak merakını gidermek için en etkili başvuru kaynağıdır. Ama bu haliyle değil, ezbere yazılan reyting kaygısıyla klişelere teslim edilen senaryolarla değil! Çünkü istisnalar hariç dizilerde temsil edilen gerçeklik değil zengin yaşamların cazibesi olunca seyircinin payına sadece görüntüden alınan haz düşüyor.
Daha önce de yazmıştım kurmaca insanları içine çekerek onların gerçekliği daha iyi biçimde anlamalarını sağlar. Kurmaca ile kurulan düşsel bağlantı içsel bir özdeşim sağlar. Bu düşsel özdeşim sayesinde daha gerçekçi bir bakış açısı geliştirebilir. Kurmaca bizi temsil ettiği dünyalara ve karakterlere götürerek başka zamanlarda ve yerlerde yaşamanın nasıl olduğuna dair fikir edinilmesini sağlar.
#Medya
#Gebner
#Dallas
9 yıl önce
Medyanın bireyi etkilemesi bireyin medyayı nasıl kullandığıyla alakalı
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî
