Ramazan ayında bütün karakterler bir vesileyle oruçtan uzaklaştırılırken; Kurban Bayramında bir ibadet olan kurban, hayvan hakları bağlamında yok hükmüne taşınırken; en muhafazakar aileler bile yılbaşı münasebetiyle çam ağacı süsleme ritüeline dahil oluyor yerli dizilerde. Ne hindilerin hayvan hakları mevzubahis yapılıyor ne de çam ağaçlarının yaşam hakkı.
Çam ağacı alıp süslemeyen aile dizisi kalmadı ekranda. Ekranın en yerli aile dizisi Papatyam''da baba Necati geçen yıl zoraki kabullenirken yılbaşı ağacını, bu yıl gönüllü olarak satın aldı ve kurdu.
Giresun''da yılbaşı ağacı olarak kullanılmak üzere bin adet çam ağacı fidanı yetiştirilmiş Orman Müdürlüğü tarafından. İki yıldır taleplerde düşüş olsa da Adapazarı, Ankara, Erzurum, Tokat, Trabzon, Gümüşhane gibi illerden geliyormuş talep. Orman Müdürü plastik yerine gerçek çam ağacı alınmasını tavsiye ediyor. Gece süsleme için kullanıldıktan sonra sabah dikilerek doğaya katkı yapılabileceği gerekçesiyle.
Her yıl 25 milyon çam ağacının süsleme maksatlı kullanılmasından dolayı çam ağaçlarının nesli tükendiği için, bizden tohum alma girişiminde bulunuyor ABD. Ne plastik ağaç ne de fidan yetiştirme önünü alamıyor ağaç katliamının. Üstelik birkaç günü salonun ortasında susuz havasız geçiren bir fidanı dikecek uygun toprak bulunsa bile, toprağa kök salıp yaşamaya devam edeceği garantisi var mı? Varsa Amerika neden yapamamış da çam ağaçlarının nesli tükenmiş acaba?
Geçen yıl 1500 adet çam ağacı satan mağaza henüz yılbaşına bir hafta varken 2100 adet sattığını açıkladı. Fiyatı 395 liradan başlayan ağacın meraklısı da Anadolu illeriydi. Çam ağacının meyvesi kozalağı toplamanın suç olduğu bir memleketten bahsediyoruz. Ki köylüler yakmak için daha ziyade de çıra niyetine kullanırlar kozalağı. Tohumlama yaptığı gerekçesiyle köylülerin kozalak toplamasına sıcak bakmıyor ormancılar ve ciddi ciddi gözdağı veriyorlar köylerde.
Çam ağacı gibi Noel Baba da öylesine yaygın ki hayatımızda; yılbaşı gecesi Taksim''de asayişi sağlamak için polisler Noel Baba kostümü içinde kamufle oldular. Noel Baba kestaneci, simitçi kadar olağan ve sıradan, yerleşik kültürün bir ögesi artık.
Haber bültenlerinde yılbaşı öncesi muhabir, çocuklara mikrofon uzatıyor Noel Babadan ne isteyeceksin diye. Çocuklar Noel baba ve hediye gerçeğinden haberdar olmakla birlikte; alışveriş merkezlerinde promosyon olarak görev yapanlar sebebiyle; Noel babadan hediye alabilmek için önce alışveriş yapılması gerçeğinin bilincinde, anne babaları alışveriş merkezlerine götürme telaşına kapılıyor.
Önce pembe dizilerle girdi hayatımıza Noel Baba ve yılbaşı ağacı: Cesur ve Güzel, Yalan Rüzgarı, Hayat Ağacı. Gerçek hayatın ritmine sahip pembe dizilerde, gerçeklik algısını güçlendirmek için takvimle paralel yaşanır gelişmeler.
Beyoğlu''nun ışıl ışıl yapıldığı ilk yıl, televizyonda gördüklerimizden bir farkı kalmadı isteyince biz de yapabiliyormuşuz yorumları yapılmıştı. O zaman ekranda olan dizilere Avrupa şehirlerini andıran Beyoğlu sahneleri ilave edilirdi. Işıltılı görselliği canlı olarak göremeyenlere hizmet, seyrettikleri diziler ve kahramanları aracılığıyla götürülürdü.
Pembe dizilerle başlayan, yabancı pembe dizilerden taklit tercüme sahnelerle yerli dizilerle hayatımıza dahil olan yılbaşı ritüeli; sokak aralarındaki ucuzcularda satılan plastik yılbaşı ağaçları, rengarenk süslerle evlere kadar girdi. Biz olmayan bir şeyi yazmıyoruz hayatı taklit ediyoruz diyen senaristler ne kadar da haklı! Başlangıçta Batı''daki hayat taklit edilirken; birbirini tamamlayan döngü şeklinde son tahlilde taklit edilen tamamıyla yerli hayat.
