|
CHP’nin ataleti

CHP siyâsetleri ve bu siyâsetleri kuşatan söylemleri anlamak giderek daha basit bir hâle geliyor. İşin basitleşmesi, onu anlama girişimlerini de beyhûde kılıyor. Ama yine de merak ettiğim bir husus var: Bu durumun CHP tabanında; meselâ ortalama bir CHP seçmeninde nasıl bir “iç” hesaplaşma doğurduğunu merak ediyorum. “İç” vurgusunu yapıyorum. Çünkü hesaplaşmanın dışa yansıyan kısımlarının fazlaca anlamlı olmadığını düşünüyorum. Şöyle açayım: Hesaplaşma dışa yansıdığında genellikle seçim başarısızlıklarına odaklanıyor. Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibinin başarısızlığı biliniyor ve söyleniyor. Pek çok CHP'li bu durumun partiye yakışmadığından şikâyet ediyor. Akabinde , şu veya bu tonda dile getirilen kadro düzeyindeki “yenileşme” arzuları ortaya çıkıyor. Bu arada “bir umut”, bâzı yeni isimler parlatılıyor.



Yenileşmenin yeni isim ve kadrolarla sağlanabileceği anlaşılır bir şeydir. Ama, bunun fazlaca bir derinliği olduğunu düşünmüyorum. Bunları CHP'li bir gazete yazarı olan ve bunu da açıkça dile getiren Sayın Yılmaz Özdil'in geçenlerdeki bir yazısını okurken düşündüm. Sayın Özdil yazısında şu aralar MHP'deki tartışmalara ve arayışlara göndermede bulunuyor. Bu durumun MHP'yi dirileştirecek ve yenileştirecek bir dinamizm taşıdığını “öykünerek” vurguluyor. Sayın yazarın “esef” ettiği husus ise, neden bunun CHP'de olmadığı.



Doğrusu, ben Sayın Özdil'in bu konuda partisine bir haksızlık yaptığını düşünüyorum. Siyâsal partilerin en dinamik fasılları hiç şüphesiz “kurultay”lardır. Hele hele bu kurultaylar “olağanüstü” bir nitelik taşıyorsa, veri siyâsal partinin dönüşümü, değişimi yolunda târihsel bir değer kazanabilir. Sayın Özdil, gâliba bir husus atlıyor, veya unutuyor. CHP kadar, olağan ve olağanüstüsüyle kurultay şampiyonu başka bir parti yoktur. Aslında olağanüstü kurultay MHP için son derecede yadırgatıcı, mutâd olmayan bir durumdur. Yâni bu hususta MHP'nin CHP'ye öğreteceği bir şey yoktur. Tam tersine, bugün MHP'de olağanüstü kurultay özlemiyle çalışan isim ve kadrolarının , kurultay şampiyonu CHP'den öğreneceği çok şey olduğunu söyleyebiliriz.



CHP'de Sayın Kılıçdaroğlu'ya yönelik memnuniyetsizlik ve eleştirilerin kıvam ve karşılık bulamaması, kurultay yapmakta sicili hayli kabarık olan bu partinin bir “metâl” yorgunluğuna delâlet ediyor. Yâni CHP'liler tecrübî olarak kurultaylardan bir sonuç çıkmadığını biliyorlar. Bunu eminim ki Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibi de çok iyi biliyor. Sayın Özdil'in sözünü ettiği ve yakındığı CHP'deki atâleti doğuran da, esasta bu “iç” kavrayış. CHP'liler çok iyi biliyor ki, Sayın Baykal'ın mutantan kurultaylarla gelişi ve gidişi, CHP'yi mevcut gücünden ileriye götürmedi. CHP'liler biliyor ki, benzer olarak Kılıçdaroğlu'nun gelişi ve gidişi arasında da anlamlı bir fark olmayacak. Amaç şenlik ise, kurultay zahmetine ve gerilimine girmek gerekmez. İç sesleri CHP'lilere, “iktidâr yürüyüşü” olarak nitelendirilen ve büyük beklentilerle yapılan kurultayların sonrasında kös kös dönmenin veya “aynı hamam, aynı tas” demenin ne demek olduğunu fısıldıyor.



Değişimin kurultay toplamakla, hatta yeni isimleri lider yapmakla ancak sınırlı bir ilişkisi olduğunu bilenler elbetteki var. Onlar târihsel olarak “kadük” kalmış ilkeler üzerinden beylik ifâdelerlerle îmân tâzelemenin bu süreci taşıyamayacağının farkındalar. Meselâ bu CHP için apaçık olarak “Altı Ok” ile hesaplaşmayı gerektiriyor. Bunu olgun bir şekilde dile getiren ise hemen hemen yok. En ileride konuşanlar sâdece “esaslı, köklü değişimler gerekir” demekle yetiniyor ve “atâlet kervânına” gecikmeli olarak katılıyorlar.



Siyâsete ilkesel yaklaşımın Türkiye'deki karşılığı “değişmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez” olarak ilân edilmiş bir kadüklüğe sadakâtten ibâret kalıyor. İlkeler çoğu defa ideolojik saplantılarla örtüşüyor ve parti siyâsetlerine ayakbağı oluyor. Hayât, özellikle de siyâsal hayât ise bunu kaldırmıyor. Siyâsette akışkanlık ve yeni durumlara intibâk edebilmek, ilkelerin yumuşatılmasına; eğer hayât zorluyorsa, onları başkalarıyla ikâme etmeye dayanıyor. Bu da entelektüel bir emeği ve atâletin iç tatmin mekanizmalarını aşmayı gerektiriyor.


#chp
#kurultay
#mhp
8 yıl önce
CHP’nin ataleti
Yerel seçime giderken AK Parti: Ne yapmalı?
Siyaset ve ekonominin çatallaşması: Yunanistan (2)
İstanbul"un dereleri aksa yukarı aksa
FETÖ’nün siyasî ayağı
“Almanlar et başında”