|
Doludizgin…
Cumhurbaşkanı'nı seçme yetkisini Meclis'ten alıp halka veren referandum, 21 Ekim 2007'de yapıldı. Seçmenlerin yüzde 69'u “Evet” oyu verdi. Bu değişikliğe binaen gerçekleşen 10 Ağustos 2014'teki seçim neticesinde ise Erdoğan yüzde 52 ile Cumhurbaşkanı oldu.

Şimdi, kalkıp tüm bunlar “hiç yaşanmamış” gibi yapabilir miyiz?

*

Tayyip Erdoğan, işte bu sürece atıfla “Artık ülkede sembolik değil fiili gücü olan bir Cumhurbaşkanı var. İster kabul edilsin, isterse edilmesin; bu anlamda Türkiye'nin yönetim sistemi değişmiştir” dedi.

*

Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı'nın bu sözlerini
akla ziyan
bir biçimde değerlendirdi:

“Evren'in darbe sürecinin aynısıdır. Darbeyi yaptım, diyor…”

Evet, Darbe Sever CHP'nin lideri aynen böyle konuştu!

Kılıçdaroğlu'nun bu yaptığına, kısaca “
optik çarpıtma
” diyoruz.

Kemal Bey, adı darbecilikle özdeşleşmiş bir partinin bugünkü genel başkanıdır.

17 ve 25 Aralık 2013'teki Paralel Darbe Girişimi'nin de candan destekçisidir.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si 7 Şubat 2012 tarihinden bu yana Paralel Yapı'nın müttefikidir.

Bağlı oldukları “
Baronsal Merkez
” aynıdır.

Paralel Casusluk Örgütü'nü de, CHP yönetimini de kahreden temel hadise; ABD'nin Türkiye'deki devasa yenilgisidir!

Bir başka söyleyişle Ankara'nın Washington'dan bağımsızlaşmış olmasıdır!

*

Kılıçdaroğlu'nun 2010 yılının Mayıs ayında kendisini CHP'nin genel başkanlık koltuğuna “
paraşütle
” indiren derin süreci şimdiye kadar “sorguladığını” hiç gördünüz mü?

-Görmediniz…

Baykal'a yapılan derin operasyona karşı çıktığını veya “CHP'ye darbe yapılmıştır” falan dediğini hiç duydunuz mu?

-Duymadınız.

*

Kılıçdaroğlu'nun Baykal'a yönelik kaset operasyonundan birkaç ay önceden “haberdar edildiğini” daha evvel bu sütunda yazdım…

O dönemde CHP'nin Grup Başkan Vekili olan Kemal Bey'in Kasım 2009 tarihli Almanya ziyareti esnasında Frankfurt'ta yaşadığı fevkalade enteresan bir hadiseden söz ettiğimi hatırlıyorsunuzdur!

“Boğma Rakı”ya olan merakıyla bilinen Kılıçdaroğlu, bu konuya girmekten ihtimamla uzak durdu…

Durmaya da devam ediyor…

Mesela;
BND'nin
(Almanya Dış İstihbarat Teşkilatı) CHP'nin iç işleriyle neden bu kadar yakından ilgilendiği sorusunu cevaplayabilir mi, CHP'nin genel başkanı?

Hiç, sanmıyorum!

*

Kemal Kılıçdaroğlu'nun canla başla desteklediği Paralel Yapı'nın mensubu olan iki malum savcı (17 Aralık 2013'teki darbe girişiminde sahne almışlardı) haklarındaki yakalama kararından birkaç saat önce yurt dışına tüydüler:

Evvela Gürcistan, ardından Ermenistan, Ukrayna, derken; son durakları
Almanya
oldu!

Mister Öz ile Mister Kara'nın Frankfurt yakınlarındaki Hanau kasabasında bir otelde “ağırlandıkları” medyada yer aldı…

Dün de, iki kaçağın Münih yakınlarındaki Ulm kentinde bir otelin lobisinde görüldüğüne dair haberler vardı…

*

Almanya
mı?

Hem Paralel Yapı'nın; hem de PKK ve DHKP-C'nin hamisidir.

İçerideki Gladio'nun üç örgütü de…

“Batı Kulübü'nün kanatları altında…”

Bağımsız Müslüman Türkiye'ye saldırıyorlar!

*

TEK YOL: ERKEN SEÇİM

Bu satırlar yazıldıktan hemen sonra, Ahmet Davutoğlu ile Devlet Bahçeli arasındaki koalisyon görüşmesinden herhangi bir neticenin çıkmadığı haberi geldi.

Sürpriz yok…

Koalisyon seçenekleri tükendi; Türkiye,
doludizgin
erken seçime gidiyor!
#Paralel Darbe
#erken seçim
#paralel yapı
#pkk
9 yıl önce
Doludizgin…
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle