Deniz Baykal, parti grubunda yaptığı konuşmayla tarihi bir özeleştiriye imza attı. Hatta, o çok tartışılan “çarşaf açılımı”nı bile solladı.

CHP lideri, çarşaflı üyelere karşı çıkanları “tek parti” zihniyetine sahip olmakla suçladı!

Sürrealist bir film izliyor değiliz. Şu cümle Deniz Bey''e ait:

“-İnsanların kılık kıyafetini devlete meydan okumak diye anlamak bir saplantının sonucudur. Tek parti zihniyetidir. Herkes o saplantıdan kurtulacak!”

*

“Tek Parti döneminde Atatürk Bulvarı''ndan kılık kıyafeti uygun olmayan insanların geçirilmediğini” hatırlattı, Baykal:

“O dönemde kıyafetini düzelt de gel diyorlardı. Biz siyasi partiyiz. Kıyafet tüzüğü, nizamnamesi mi ilan edeceğiz? İnsanları kılık kıyafetlerine göre yeniden tasnif mi edeceğiz?” diye sordu.

Deniz Baykal, CHP''nin temellerine yönelik bu eleştirisiyle kimi duvarları yıkmış oldu.

Bakınız, bütün bunları CHP''nin genel başkanı söylüyor: O yüzden, sakın ola alıcılarınızın ayarıyla oynamayınız!

*

Baykal''ın yerleşik kalıpları yıkan “anormal” çıkışları, aslında Türkiye''de “normalleşme” yolunda hayati gelişmeler yaşandığının habercisidir.

“AKP şu ana kadar başaramadı ama Sivil Anayasa gecikmeli de olsa hayata geçirilecektir” diye ısrarla yazdığımı hatırlayacaksınız.

Baykal''ın “çarşaf açılımı” veya “tek parti zihniyeti”ni eleştirmesi gibi “beklenmedik” çıkışları; nihayetinde Türkiye''nin sivil anayasaya kavuşacağının veya gecikmeli de olsa türban sorununun çözüleceğinin işaretleridir.

Burada hemen akla “CHP mi çözecek?” sorusu gelebilir.

Hayır, CHP''nin çözeceğini falan söylemiyorum.

CHP''nin tek başına iktidara gelmesi mümkün değil.

Türkiye''nin “Dönüşüme uğramış bir CHP”nin iktidara gelmesini beklemek gibi bir lüksü de yok, zaten…

CHP''den veya Baykal''dan bağımsız olarak yaşanan bir süreçten söz ediyorum.

Baykal''ın “açılım” olarak tarif etmemeye özen gösterdiği şu son “simgesel” ataklar, kimi kronik sorunların çözümü yolundaki psikolojik eşiğin aşılması anlamına geliyor.

*

Bu sütunda, yaşamakta olduğumuz “normalleşme” sürecinin engellenemeyeceğini –her bir vesile ile- dile getirdiğimi hatırlayınız:

-Türkiye''de Statüko kaybetmiştir.