12 Eylül 1980 askeri darbesinden sadece üç gün öncesiydi. Ankara Metrosu'nun temeli törenle atılmıştı. Törende bir konuşma yapan CHP Genel Başkanı Ecevit “Metronun gerçekleşmesine hükümetin gücü yetmezse, halkın gücü yeter!” diyordu…

Demirel'in başbakanlığındaki Adalet Partisi Hükümeti metro yapılmasına onay vermemişti! Hükümeti temsilen törene katılan da olmamıştı. Ankara Belediye Başkanı Ali Dinçer ise “Buraya gelen de sağ olsun, gelmeyen de! Çünkü eninde sonunda hepimiz aynı metronun yolcusu olacağız!” diyerek serzenişte bulunuyordu.

*

Ankara Metrosu'nun temel atma törenini birinci sayfasından fotoğraflı gören Milliyet gazetesinin “çiçeği burnundaki” sahibi Aydın Doğan'ın ismi henüz künyeye girmemişti.

ın Milliyet'i almasını sağlayan Vehbi Koch'un damadı İnan Kıraç'tı!

1 Şubat 1979 tarihinde Milliyet'in genel yayın müdürü Abdi İpekçi derin bir suikastın kurbanı olduğunda; Aydın Doğan, Vehbi Koch'un İstanbul'daki otomobil bayilerinden birisiydi…

Medya sektörü ile uzaktan yakından alakası yoktu…

Kamuoyunda hiç tanınmıyordu…

*

12 Eylül darbesinden sadece “on beş gün sonra” generallerin talimatıyla Ankara Metrosu'nun inşaatı durduruldu!

Metro projesinden geriye Gençlik Parkı'ndaki “çukur” kaldı…

Ankara'ya metro kazandırmak için çabalayan eski belediye başkanı Ali Dinçer'le

diye dalga geçilmeye başlandı!

Komprador Burjuvazi'nin emrine amade vaziyetteki darbeci generaller, başkente metro yapılmasını engellemişlerdi. Ankara'da bir kez daha (bu kez Kızılay'da) Metro'nun temelinin atılabilmesi için tam on bir yıl geçmesi gerekecekti…

Ankara'da Metro'nun ilk hattı açıldığında ise 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden tam on yedi yıl geçmişti!

*

İpekçi Suikastı sonrasında Ercüment Karacan Milliyet'i elden çıkardı. Aydın Doğan'ın Milliyet'i satın alması 1979'un sonunda gerçekleşmişti. Ercüment Karacan'ın ismi 12 Eylül 1980'den bir ay sonrasına kadar Milliyet'in künyesinde görünse de; yeni patron Aydın Doğan'dı.

12 Eylül 1980 askeri darbesinden bir hafta sonra Kenan Evren'e bir mektup yazdı!

Mektubun on üçüncü maddesinde şu cümle okunuyordu:

*

Bu mektuptan kısa bir süre sonra (6 Ekim 1980'de) Vehbi Koch'a “çok yakın” bir işadamı olan Aydın Doğan'ın ismi “Milliyet Gazetesi'nin Sahibi” olarak künyeye girmişti.

Milliyet, 12 Eylül rejimini canla başla destekledi…

İpekçi Suikastı'nın perde arkasına seyahat etmemeye de özen gösterdi.

*

1979'un yazında bir kahvehanede otururken yapılan ihbar sonucu yakalanan Mehmet Ali Ağca'nın üzerinden çıkan kâğıtta yer alan üç isimden birisi Can Kıraç'tır!

Can Kıraç,

İnan Kıraç'ın ağabeyidir.

Söz konusu kâğıtta o üç ismin neden yer aldığına dair mühim ayrıntı itina ile hasıraltı edilmiş; hiçbir soruşturma yapılmamıştı:

O kâğıttaki isimlerden ikincisi gazeteci Necati Zincirkıran'dır.

Üçüncüsü ise Şahap Kocatopçu idi. TÜSİAD'ın önde gelen simalarından olan Kocatopçu, 12 Eylül rejiminin bakanları arasında yer aldı. Kocatopçu'nun eşi ile Kenan Evren'in eşi akraba idiler.

2012'de vefat eden Kocatopçu, Galatasaray Kulübü'nün “en yaşlı üyesi” sıfatını taşıyordu.

Mister Kocatopçu da; aynen Kenan Evren gibi “mason”du…

1975'te “mason” locasına giren Fetullah Gülen Locaefendi, Nisan 1988'deki bir sohbetinde dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren için

demişti!

*

Ankara Metrosu'nun inşaatının 12 Eylül'ü yapan generaller tarafından durdurulmasından altı gün öncesinde askeri rejimin başbakanlığına getirilen Bülend Ulusu da “Evren, Kocatopçu ve Gülen gibi”

Ulusu ile Evren, 2015'te (birkaç ay arayla) vefat ettiler…

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe kalkışmasını görmeye ömürleri vefa etmedi.

Bülend Ulusu, Bedrettin Dalan'ın lokomotifliğindeki Yeditepe Üniversitesi'nin Mütevelli Heyeti'nde de yer almıştı:

Bu üniversitenin diğer kurucu isimleri arasında İnan Kıraç ile Aydın Doğan da vardır!