|
İslâm müziğinin referansı, kâinatın âhengidir

İslâm düşünce ve biliminde kosmos algı ve tanımının Hermetik kozmoloji referanslı olduğu söylenebilir. Hermetik kozmolojiye göre kosmos (kâinat) hayatlarla doludur ve boşluk yoktur. Bunun da ötesinde Hermetik kozmolojiye göre kosmos birbiriyle uyumludur ve bu uyum (âhenk), bir tür ilâhî kompozisyon (beste) gibidir.



Hermetik kozmoloji, Hermes mâbedinde yetiştiği rivâyet edilen Pythagoras'ı da etkilemiştir ve Pythagoras kâinatın bir “kosmos (âhenk)” olduğunu ve bu âhengi mûsikî ilminin yansıttığını veya sembolleştirdiğini ifade etmektedir. Kozmik âhenk ya da kâinatın mutlak âhengi (uyumu) fikri, İslâm bilimi içerisinde de karşılık bulmuş ve bu konuda önemli görüşler ileri sürülmüştür. Meselâ büyük İslâm âlimi, düşünür, matematikçi, fizikçi, optik bilimin kurucusu ve astronomi bilgini İbn Heysem, “Makâle fî Keyfiyyet er-Raşad” adlı eserinde: “Kâinat bütün değişmelerine rağmen bir düzen ve bütün ayrıntılarına rağmen bir âhenk içindedir” diyerek âhengin öneminden bahseder. Pythagoras da, kâinatın âhenk olduğunu belirtir ve kâinatatki âhengi mûsikîdeki âhenk ile karşılaştırarak izah eder. Antik Yunan'da müzik ile ilgili düşüncelerin merkezinde “âhenk” vardır. Sadece Antik Yunan'da değil, kadim düşünce sistemlerinin müziğe yaklaşım ve izahları hep âhenk merkezlidir.



Müziğin kadîm kozmik okuma biçimi, başta eski Türkler ve Konfüçyanizm olmak üzere, aslında hemen hemen bütün doğu düşünce sistemlerinde mevcuddur ancak büyük ölçüde Antik Yunan düşüncesi üzerinden İslâm düşüncesine geçmiştir. Bunu özellikle Yakub el-Kindî'nin müzik tanımında, makamlarla burçlar arasında kurduğu ilişkiden yola çıkarak anlamak mümkün olabilir. Ancak Antik Yunan'a ait olduğu düşünülen müzik düşüncesinin kökleri daha derinlere uzanmakta, başka kültür ve medeniyetlerin müzik düşünceleri de Antik Yunan'a ait müzik düşüncesinde etkili olabilmektedir. İskenderiye, bir anlamda Mısır ve Yunan geleneklerinin karşı karşıya geldiği ve kaynaştığı bir ortamın oluşmasını sağlamıştır. Hermetizm denilen “Hikmet Okulu”nun doğmasını da, bu iki geleneğin karşılaşmalarının önemli bir sonucu olarak kabul etmek gerekir. Bu “Hikmet Okulu”, gerek Batı ve gerekse İslâm ilim ve düşüncesi üzerinde bir hayli derin etkiler bırakmıştır. İslâm müzik bilgi ve düşüncesinin de aynı kaynaktan etkilendiğini söylemek mümkündür.



Müziği kozmik dil ile okuma ve yorumlama şekli, aslında Osmanlı müzik düşüncesinde de etkili olmuştur. Özellikle Urmevî-Merâgî referanslı Osmanlı müziğinin temellerinin atıldığı II. Murad döneminde Bedri Dilşad'ın II. Murad'a ithâf ettiği “Muradnâme” adlı eserinin mûsikî bölümünün başlangıcındaki ifadeleri, Osmanlı'da müziğin nasıl anlaşıldığını göstermesi bakımından önemlidir ki Bedri Dilşad şöyle ifade etmektedir : “Bil evvel ki bu ilm-i İdris'dür / Açık sözü sanma ki telbîsdür / Ânı dört ilimden çıkarmış tamam / Alub birbirine karmış (eylemiş) tamam / Onlar hey'et ü ilm-i hikmet nücûm / Dahî tıb imiş söz beyânını 'ûm / Ki oniki burca oniki makam / Komuşlar ki seyreyleye mûdâm / Yidi yıldıza yidi şûbe misâl / Kodular ki eylenile imtisâl / Anâsır nitekim olubdur çehâr / Makâmın dahî aslını anlar çâr / Diyem üş makâmında fehm idesün / Gerekmez ki fehmini vehm idesün”.



Müziği kâinat ile yorumlama veya izah etme şekline pekçok Osmanlı müzik nazariyatçısında rastlamak mümkündür. Meselâ Risâle-i Mîmâriyye ve Hâşim Bey'in “İlm-i Edvâr Risâlesi” bunlardan bazılarıdır ki örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bu arada, batı müzik tarihinde ve düşüncesinde müzik hakkında böyle kozmik dille okuma ve yorumlama biçiminin olmadığını hatırlatmak isterim.



Eşyayı yerli yerine oturtan geniş ufuklu yüksek İslâm medeniyeti, müziğin de hakkını vererek onu düzeysiz tartışmaların uzağında tutmuştur. Keşke bugünün Müslümanları olarak müziği, medeniyetimizin bu geniş ufkunun zaviyesinden bakarak anlayabilsek.

#İslâm
#Müzik
#Kâinat
7 yıl önce
İslâm müziğinin referansı, kâinatın âhengidir
TKP’nin 'Komünist başkan' lakaplı Maçoğlu’ndan, Fatih Portakal’a 'cancon' çıkışı nedeniyle sert tepki!
Kes, tıraşı…
Düşünürken modern, inanırken geleneksel
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!