Kızılordu Korosu'nu, müzikle bir şekilde ilgilenen herkes herhalde duymuş ve albümlerini dinlemiştir. Koronun yıllar önce Türkiye'ye gelmeden önce yayınlanan bir albümünü dinlediğimde, Kızılordu gibi çevresine ürküntü veren bir ordudan bu seslerin çıkmış olmasından dolayı hem şaşırmış, hem de mutlu olmuştum. İnsan, ordu mensuplarının bu tür çalışmalarını gördükçe doğrusu imreniyor.
Kızılordu Korosu için, aslında çok iyi bir koro disiplinine sahip olduğu söylenebilir. Rusya'nın müzik alanında dünya çapında bir ekol olduğunu düşünerek, Kızılordu Korosu'nun da Rus müzik geleneğinin uzantısı olduğunu ifade edebiliriz. Nitekim, konser verdiği her ülkede büyük izleyici toplulukları tarafından izleniyor. Bu da Kızılordu Korosu'nun oldukça nitelikli bir koro olduğunun delili sayılabilir.
Kızılordu Korosu, hatırlanacağı gibi yıllar öncesinden itibaren birkaç defa Türkiye'ye gelmiş ve konserler vermişti. Yine on-onbeş yıl öncesini hatırlayanlar, koronun Tarkan'ın bir parçasını seslendirdiğini ve büyük ilgi gördüğünü de hatırlayacaktır. Sadece Tarkan'ın şarkısını değil, mehter topluluğumuzla birlikte birçok mehter müziğini de seslendirmişti. Ama benim, Kızılordu Korosu'nun icrasından çok koro şefinin açıklamaları dikkatimi çekmişti. Kızılordu Korosu'nun Tümgeneral rütbeli şefinin, müzisyen bir asker olarak askere ve orduya içeriden bakışı ve bir anlamda özeleştiri diyebileceğimiz açıklamaları bana ilginç ve önemli gelmişti. Bu sözü aslında büyük bir kampanyayla, çeşitli ülkelerde ve o ülkelerin dilleriyle yayınlamak, askerine siviline duyurmak gerekiyor. Hatta Çevik Bir'in bir zamanlar yaptığı gibi kışla duvarlarına vatandaşın gözüne sokarcasına, “Orduya sadakat şerefimizdir” yazmak yerine, Kızılordu Korosu Şefi'nin bu sözü bile yazılabilir: “Ne zaman askerler şarkı söylüyor, o zaman çocuklar rahat uyuyor”.
Askerin görevi her ülkede belli. Vatanı, milleti “dış düşmanlara” karşı korumak. Elbette bunu yapmak için de bir disipline ihtiyacı var. Ordunun tabii ki disipliniyle, kahramanlıklarıyla “dış düşmanlar”ın gözünü korkutması gerekir. Durmadan şarkı söyleyecek hâli yok askerlerin. Ama Kızılordu Korosu Şefi'nin kastettiği şey, herhalde askerlerin, asker olmanın verdiği o katılıktan arada bir de olsa uzaklaşarak, “insan” olduklarını, adeta savaşmaya, yok etmeye, tehdit etmeye, korkutmaya programlanmış bir makine olmadıklarını bilmeleri.
Askerler şarkı söyleyince neden çocuklar rahat uyur ? Çünkü şarkı esenliğin, huzurun, mutluluğun müzik diliyle ifadesidir. Şarkı (veya müzik) inceliğin, zarafetin, barışın, dostluğun göstergesidir.
Belki ileride başka ülkelerin askerleri de sert görüneceğim diye suratlarının derilerini germenin hiç kimseyi korkutamayacağını öğrenir, kendi halkını rejimi tehdit eden unsur olarak görmeyi ve göstermeyi bırakır da -aradabir de olsa- şarkı söylemeye başlar, o zaman o ülkelerin çocukları rahat uyur.
Kızılordu Korosu'nun Tümgeneral rütbeli şefi yıllar önce böyle söylemişti ama, bugün Rus ordusu ağır silahlarıyla Suriye'de başta Halep olmak üzere, her yeri bombalıyor. Halep'te çocuklar, Rus askerinin bu bombalamaları yüzünden bırakın rahat uyumayı, gözlerine uyku girmiyor. Rus uçaklarının bombalayıp yakıp yıktığı evlerinin enkazlarının altından minicik cansız bedenleri çıkıyor. Kızılordu Korosu askerleri şarkılarını söylemeye devam ediyor ama, Rus askerleri de Halep'te çocukları katletmeye devam ediyor.
Halep yerle bir ve çocuklar katledildikten sonra, Musul halkının da huzuru kaçtı. Bu kadîm şehirlerin çocukları rahat uyuyamıyor. Anlaşılan o ki, daha uzun bir süre ne asker şarkı söyleyecek, ne de çocuklar rahat uyuyacak.
