Yenilgilerimize mazeret aramada üstümüze yok.
Mazeret aramaya ayırdığımız vaktimizi acı da olsa gerçekleri ortaya çıkarmaya ayırmadık.
Esaret ve fakirliğimizin sebeplerini kendimizin dışında her yerde aradık. Yakıştırabildiğimiz bütün sebeplerin üstüne yattık.
Sebeplerin hiçbiri tutmadığında arabeske sığındık,
"Kaderim deyip" topu yine geleneksel değer yargılarına attık.
*
"Dünya gayrisafi milli hasılası 70 trilyon olarak kabul edildiğinde İslam ülkeleri bu hasılanın onda birini üretiyor. En zengin İslam ülkesi ile en fakir olanı arasında 220 katlık gelir dağılımı uçurumu bulunuyor."
Koskoca İslam dünyasının neden bir avuç batılının sömürge ve esaretinden çıkamadığını en iyi anlatan cümlelerden biri bu.
İslam Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası''nın (ICCIA) 15. Yönetim Kurulu Toplantısı''nın açılışında İslam dünyasının hal-i pür melalini Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı bu sözlerle anlattı.
*
Dünyada ''en az gelişmiş ülkeler'' olarak sınıflandırılan 48 ülkeden 22''si İslam coğrafyasında yer alıyor.
''Düşük gelirli gelişmekte olan ülkeler'' olarak sınıflandırılan 60 ülkeden 28''i, ''ağır şekilde borçlu yoksul ülkeler'' olarak sınıflandırılan 40 ülkenin 22''si, ''düşük gelirli yiyecek sıkıntısı çeken ülkeler'' olarak sınıflandırılan 70 ülkenin 33''ü İslam coğrafyasında.
Bunun yanında ''gelişmekte olan ülkeler'' kategorisinde bulunan ama başlıca petrol ve gaz ihracatçısı olan 12 ülkenin 10''u da İslam coğrafyasında yer alıyor.
*
Dünyada, petrolün yüzde 65''ini, doğalgazın yüzde 51''ini, doğal kauçuğun yüzde 70''ini, kalayın yüzde 52''sini, hurmanın yüzde 93''ünü, Hindistan cevizinin yüzde 33''ünü, buğdayın yüzde 15''ini, pirincin yüzde 17''sini ve baharatın yüzde 39''unu İslam ülkeleri üretiyor.
Sektörel olarak bakıldığında sanayi sektörü İslam ülkelerinin toplam gayrisafi milli hasılasının yüzde 42,8''ni oluşturuyor.
İslam ülkeleri toplam milli gelirinin yarısına yakınını sanayi sektörü eliyle elde ediyor.
*
İslam ülkeleri bugün, dünya nüfusunun beşte birinden fazlasını oluşturuyor.
2007-2011 arasında İslam ülkelerinde kişi başına milli gelir 4 bin 724 dolardan, 5 bin 507 dolara çıkmış.
Bu, beş senede ortalama yüzde 20''lik bir artış yaşanmış.
Ancak en zengin İslam ülkesi ile en fakir olanı arasındaki 220 katlık gelir dağılımı uçurumu da 220 kata ulaşmış.
Kişi başına 53 bin dolar gelirin düştüğü Katar en zengin İslam ülkesi. Kişi başına sadece 177 dolar milli gelir düşen Etiyopya ise en fakir ülke".
İslam ülkelerinin birbirleriyle olan ticareti toplam dış ticaretlerinin ancak yüzde 17''sine karşılık geliyor.
*
Bu yüzyılın başında Suriye"nin Başkenti Şam"da İslam dünyasının bütün ülemalarına Emeviye camisinde hutbe veren Bediüzzaman reçeteyi vermiş; Çözülmesi gereken 3 hastalığımız var: Cehalet, zaruret ve ihtilaf.
İslam dünyasında hala cehalet çok, fakirlik çok, kardeş kavgası çok ama çözüm yok.
*
Sorunlarımızı çözebilseydik bugün Afganistan, Irak ve Suriye bu durumda olur muydu?
Fransa Mali"ye müdahale edebilir miydi?
Arakanlı Müslümanlar Budistlerin zulmüne maruz kalır mıydı?
Doğu Türkistan"da yaşayan Uygur Müslümanları Çin"den bu kadar baskı görür müydü?
Rusya Türk Cumhuriyetlerini istediği gibi yönetebilir miydi?
Soruları çoğaltmaya kalksak sayfalar yetmez.
*
"Komşusu açken tok yatan bizden değildir" diyen bir peygamberin anlattığı dinin mensupları arasında bu kadar büyük zenginlik farkı varsa, İslam dünyasının parçalanmışlığını ve esaretinin sebeplerini başka yerde aramaya gerek yok.
En zengin Müslüman ülke ile en fakir Müslüman ülke arasındaki 220 katlık gelir farkı her şeyi açıklıyor. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu"nun toplantıda söylediği gibi, "Talih hazır olana güler"
Başka söze gerek yok.
Günün sözü: Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver; Toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur. Mevlana
