Güç oyunu bozar | Yaşar Süngü

1 Kasım seçimlerine kadar Türkiye'nin ekonomisini bıçak sırtında gösteren, sürekli eksik yanlarını öne çıkaran yerli ve yabancı ekonomi uzmanları ve kuruluşları 1 Kasım akşamı çark etti.

Neden çark ettiler?

Birincisi

; Sandıktan çok güçlü bir iktidar desteği çıktı.

İkincisi

; Aciz, beceriksiz, strateji ve planlamadan anlamayan, sadece oy isteyen bir muhalefetin net mağlubiyetini gördüler.

Üçüncüsü

; 7 Haziran seçimlerinden ders almış, buna göre pozisyonunu değiştirmiş, kritik yerlerde adayını yenilemiş, seçim vaatlerini de güncellemiş ve ekip ruhuyla çalışmış ve halkın yarısının desteğini almış bir partiyi gördüler.

İster siyasal, ister ekonomik, ister psikolojik, isterse fiziki olsun.

Güç oyunu bozar. Hatta kuralları bile değiştirir.

Uluslararası finans uzmanları, Türkiye'de genel seçimin ardından politik risklerin azaldığını, uygulanacak reformlarla ekonomik büyüme ivmesinin artabileceğini söylediler.

1 Kasım öncesi kriz tellallığı yapıyorlardı, şimdi ise şöyle konuşuyorlar;

“Bence Türkiye'nin sorunları çok büyük değil. Özellikle ekonomik problemler kredibilitesi olan bir ekonomi ekibiyle çözülebilir.

Türkiye, ekonomi hikayesini oldukça pozitif bir hatta geri döndürebilir.”

“Genel seçimin sonuçları gerçekten inanılmaz. Seçim öncesinde AK Parti'nin tek başına iktidar olma ihtimalini yüzde 10 görüyorduk. Haziran'daki genel seçime dönüp baktığımızda bu seçim sonucu piyasalar için ideal.”

“Yeni bir seçim konusunda endişelenmeye gerek olmadığından yeni hükümet artık reformlara odaklanabilir”

Seçim öncesi sürekli kara tablo çizen uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları da böyle çark etti:

Moody's

': AK Parti'nin parlamentoda çoğunluğu elde etmesi kısa vadede politik belirsizliği azalttı, ülkenin kredi kalitesi; yeni kurulacak hükümetin ekonomi politikası stratejisinin tasarımına bağlı olacak

JCR

: Zorlu dış ekonomik ortamda siyasi belirsizlikteki rahatlama, uluslararası finans piyasalarında ciddi bir güven sağlayarak Türkiye için pozitif olabilir.

Fitch Ratings

: Belirsizliğin azalması, reformların uygulanması ve büyümenin desteklenmesi, Türkiye'nin kredi notu için pozitif olacak.

Köylü Mehmedağa köy kahvesinde tembel tembel oturan köylülere sık sık bu sözü tekrarlardı:

Çalışan gazanır, çalışmiyen gaybede.

Çalışmak fiili bir duadır.

Çalıştıktan sonra, “Ben elimden geleni yaptım” deyip tevekkül etmek de kavli yani sözlü duadır.

Çalışanın Hristiyan, Yahudi, Müslüman, ateist olmasına bakılmaz.

Kim çalıştıysa o dua etmiştir.

Yani istemiştir.

Allah çalışana verir.

Vatandaş herkese ayarı verdi.

Sıra siyasilere ve iş dünyasına geldi.

CHP, MHP ve HDP başta olmak üzere bütün muhalif partiler önce değişecekler, gerekirse ki bence gerekiyor liderlerini değiştirecekler.

Sonra nasıl muhalefet yapılacağını öğrenecekler.

İş dünyası da belirsizlik var gerekçesine sığınmaktan vazgeçecek artık.

Dövizden, faizden, altından ve emlaktan kazanmayı bırakacak.

İş aş ve eş bekleyen milyonlarca genç var.

Yoksul aile sayısı hiç azımsanmayacak kadar çok.

İşsizliği azaltacak yatırımlara başlayacak.

Hükümet de vaatlerde kesenin ağzını açtı.

Seçim öncesi vaatlerini bir an evvel uygulamaya sokmalı.

Muhalefetin iktidar olma düşüncesi olmadığı için vatandaş bu partilerin vaatlerine inanmıyordu.

Ancak Ak Parti'nin vaatlerine inandı.

Çünkü bugünkü siyasal yapıda iktidara en yakın parti o.

O yüzden de bu vaatlerin toplumda karşılığı var ve acilen bekleniyor.

Hükümet kurulduğunda ilk tutulacak sözler, emekliyi, çalışanları, işsizleri, esnafı, iş kurmak isteyen girişimci gençleri, borçlu üniversite öğrencilerini rahatlatacak vaatlerin uygulanması olmalı.

İş dünyasının ve toplumun iktidar ve muhalefetten neredeyse ortak 3 isteği var:

Kavga etmeyin.

Yeni bir anayasa yapın.

AB reformlarını mutlaka gerçekleştirin.

Bekliyoruz.

“Eğrinin gölgesi de eğridir” demiş Hz Ali.

Eğri insan olmayalım ki gölgemiz de eğri gözükmesin.

#1 Kasım seçimleri

#İş dünyası

#Ak Parti