|
"Uyusun da büyüsün"

Dünya ekonomisi ciddi bir dönemeçten geçiyor.

Gelişmiş zengin ülkelerin küresel ekonomik krizin etkisiyle düştüğü durumu görünce yüzde 2"lik büyümeye bile sevinir hale geldik.

Oysa bizim her yıl yüzde 7 büyümemiz ve her yıl 700 bin gence iş bulmamız, aş sağlamamız, ondan sonra da onları evlendirmemiz gerekiyor.

Ama yapamıyoruz.

Neden?

Çünkü dünyadaki bütün ekonomik veriler tepe taklak gidiyor.

Uluslar arası finans piyasalarındaki sanal alışverişlerde ve istihdamsız ticarette trilyon dolarlar dönerken üreten sanayi sektöründe paranın da makinelerin de sesi duyulmuyor.

*

Avrupa ve ABD bizim yıllardır yaşadığımız kronik işsizlikle son 3 yıldır ilk kez tanıştı. Avro Bölgesi"nde işsizler ordusu, şubat ayında 33 bin yeni ilaveyle 19 milyon 71 bin kişi oldu.

AB genelinde ise işsizlik oranı şubat itibariyle yüzde 10,9"a çıkarken işsizlerin sayısı 76 bin artışla 26 milyon 338 bine ulaştı.

Türkiye"de yüzde 10 olan işsizlik oranı Yunanistan"da yüzde 26,4, İspanya"da yüzde 26,3.

AB"de 25 yaş altını kapsayan genç işsizlik oranı ortalama yüzde 23,5 olsa da bu oran Yunanistan"da yüzde 58,4 ve İspanya"da yüzde 55,7.

Genç işsizlik oranı bütün dünyada hızla artıyor.

Bunun sosyal hayata ve toplumsal yapıya kısa, orta ve uzun vadede etkisinin ne olacağına yönelik bir araştırma yapan üniversite ya da resmi bir kurum var mı?

Yok.

Böylesi önemli bir konuya "Saldım çayıra mevlam kayıra" zihniyeti, "ne çıkarsa bahtına" basitliğiyle yaklaşılıyorsa, insanoğlunun üzerinde büyük bir gaflet perdesi indiği kesin.

*

Avrupa ve ABD"yi kasıp kavuran işsizlik, gençler arasında hızla yayılırken hükümetlerin hala bankaları ve şirketleri kurtarmaya yönelik operasyonları işin ciddiyetini hiç anlamadıklarını gösteriyor.

Faizin getirdiği havadan para kazandıran sistemi sorgulamak yerine sistemin tasfiye ettiği kurumları ayakta tutmak için gayret gösteriliyor.

Annelerin kundaktaki bebekleri büyütmek için ağızlarında ninni olan,

"Uyusun da büyüsün" sözü

şimdi küresel ekonominin sözcülerinin büyüme politikasını ifade eden en veciz sözü

haline gelmiş.

"Biraz acı fren oldu"

Pazartesi günü açıklanan Türkiye"nin 2012 yılı büyüme rakamları reel sektörü ve kamu sektörü temsilcilerini şaşırttı.

Beklentilerin altında çıkan büyüme hızının nedenleri hakkında her kesimden farklı sebepler açıklandı.

Ekonomiden sorumlu bakanlar nasıl değerlendirdi onu hatırlatalım;

Düşük büyüme rakamlarını "Biraz acı fren oldu" ifadesiyle değerlendiren Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, bunun sebebini iç talepteki daralmaya bağladı ve bu yıl ve sonrasında daha hızlı büyüyeceğimizi söyledi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de düşük büyüme rakamlarını küresel ekonomideki yavaşlamaya, en büyük ticaret ortağımız olan AB›deki krizin derinleşmesine, bölgede artan jeopolitik gerginliklere ve yüksek seyreden petrol fiyatlarına bağladı.

Ve bu yıl büyümenin Orta Vadeli Program"da (OVP) öngörüldüğü üzere yüzde 4 civarında gerçekleşmesini beklediklerini söyledi.

*

2012 geçti, geçen yıldan ders alıp 2013"ü konuşmamız lazım.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı TEPAV"ın verilerinden öğrendiğimize göre Perakende Güven Endeksi (TEPE), Mart ayında sıfırın altında 2 olarak çıktı. Endeks, önceki aya göre 2 puan artmış. İşlerin durumunda geçen yılın Mart ayına göre 9 puanlık artış var.

Gelecek 3 aydaki sipariş, satış ve satış fiyatı beklentilerinde artış oldu.

İşlerin durumunda hem geçen yılın aynı dönemine göre hem de geçen üç aya göre artış olurken, anket katılımcılarının yüzde 53,7"si önümüzdeki 3 ayda işlerinde iyileşme bekliyor.

Bardağın boş tarafını sürekli göstermenin işsize ve işverene faydası yok bilakis zararı var.

Umutsuzluk, işverene yatırım yaptırmaz, işsize de iş bulmaz.

Ekonominin morali ihtiyacı var.

Günün sözü:
İnsan «ne ise o olmayı» reddeden tek yaratıktır. Albert Camus
11 yıl önce
"Uyusun da büyüsün"
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu
Omelas’ı bırakıp gitmeyenler..
Tek bir zamana/ tarihsizliğe hapsedilmeye başkaldıran adam: Kadir Mısıroğlu