|
Credit Suisse battı, barbarlık kalıntısı çıktı

Credit Suisse nihayet uzun bir sallantıdan sonra yıkılıp battı. Batmadı diyenler de çıkacaktır. Ama kulak asmayın. Milyarlarca dolarlık banka nerdeyse bila bedel satılıyorsa batmış demektir. Batmış ağlayanı var sadece. Batıp ağlayanı olmayandan farkı o kadar.

Credit Suisse 167 yaşında bir bankaydı. İsviçre’nin ikinci dünya savaşında savaşan taraflara verdiği hizmetlerle palazlanmış dünyanın geçen yaza kadar en önemli bankalarından biri olarak kalmıştı. İsviçre’nin UBS’ten sonra ikinci büyük bankasıydı ama gerçekten büyüktü. İsviçre ekonomisinin kendisinin kurtaramayacağı kadar büyüktü.

Credit Suisse gibi başkalarının paralarıyla büyük olan UBS, gene başkalarının paralarıyla bankayı satın alarak kurtarma girişimini başlattı. İsviçre Merkez Bankası faiz artışları nedeniyle kendisi de batık olduğundan UBS’i denkleme sokup Credit Suisse’e veremediği katkıyı ona vermeyi taahhüt ederek bu işi kotardığını düşünüyor. Her halükarda Credit Suisse pazartesiye çıkamayacaktı ve ülke için kötü senaryo olacaktı. Ama bakalım, UBS bu satın almayı kaldıramayıp batar mı, göreceğiz. UBS’in satın alma, Credit Suisse’nin ise birleşme olarak adlandırdığı işlemde 1+1 eşittir 2 hiç olmayacak ama 1+1 eşittir sıfır olma riski var. Kötünün kötüsü ihtimali hala canlı…

UBS batmazsa kısmen iyi bir iş yapmış olacaklar. Fakat her şartta, yani UBS kotarsa da kotaramasa da -ki bu ikinci durum hayli muhtemel- Ukrayna savaşında en büyük maliyeti yüklenen ülke İsviçre olmuş oldu. İsviçre, Ukrayna için kolunu kesti resmen. Büyük fedakârlık…

İkinci dünya savaşında edindiğinin önemli bir bölümünü Ukrayna savaşında verdi.

Neden bu şekilde yorumladığımı bankanın nasıl battığını açıklarsam daha anlaşılır olacaktır.

Credit Suisse’in batışında iki faktör etkiliydi. Birincisi tabii ki faiz artışları oldu. Bankanın portföyünde düşük faizli uzun vadeli krediler ile düşük faizli tahviller vardı. Piyasa faizleri arttığı ve faiz gelirleri zayıf kaldığı için banka mevduat çekemediği gibi düşük faizli tahvilleri zarar yazdı. Ponziye dönüştü. Bu şartlar altında bankayı yüzdürmek zordu. Nihayet faizciliğin sonu rezilliktir.

Ama rezilliğin başka boyutları da var. İkinci dünya savaşında tarafsız kalan İsviçreli bankalar, Ukrayna-Rusya savaşında tarafsız kalmadı. Rusların varlıklarına çöktüler. Böylece kendileriyle çelişip mudilerini korkuttular. Parası olan korkar, bu kuraldır. Yarattıkları yapay güven bir solukta püf dedi kayboldu. Faiz artışlarının yıkıcı etkisiyle bankadan kaçış birleşince geçen yaz sonu banka batmış oldu. Ama Amerikalılar gibi yapmayıp kurtarırız özgüvenine girildi. Oradan da dönülemedi. Ukrayna için de vermediler bankayı hani. Hazır herkes Rus varlıklarını yağmalıyor bizim de elimiz armut toplamasın dediler. Az bir menfaat için büyük kaybettiler. Küçük kapitalist zekası böyle işler.

Bu arada genel kurul by-pass edilerek batık bankanın satışını yönetim kurulu kararı seviyesinden yaptılar. Özellikle Suudilerin, ellerinden geleni yapmamışlar gibi, sermayesi böylece iç edildi. Bunun da İsviçre’ye duyulan güven anlamında hayli olumsuz etkileri olacaktır. Körfezden varlıkları olan diğer Avrupa ekonomilerine de ucu dokunacaktır. Özellikle Suudi Arabistan’ın Avrupa’da yatırımları olan finansal kurumları risk altında şu anda... Credit Suisse halka açık şirket olduğundan borsa yatırımcısının da sermayeleri uçup gitti. Batı Borsaları da risk altında… Dünyanın en büyük fonlarını yöneten BlackRock da Credit Suisse’nin nitelikli pay sahibi olduğundan büyük bir hasar aldı. Yatırımcıları fondan kaçmak isteyecektir. Diğer fonlar da keza etkilenebilir. Zincirleme etkiler çok farklı biçimlerde kendini gösterebilir.

Almanya, İspanya, İtalya, İngiltere gibi birçok ülke bankası risk altında… En tepede de Almanya’nın büyük bankaları Deutsche Bank, Commerzbank gibi bankalar var. Tutuştular zaten. Pazar gecesi eş anlı olarak Amerika, Avrupa, İngiltere, Kanada, Japonya, İsviçre merkez bankaları açıklamalarıyla adımlar atacaklarını beyan ettiler. Sınırsız mevduat güvencesi verilmesini tartışıyorlar. Bu dalgada küresel ölçekte ufak tefek birçok banka da gidebilir. Off-shore ülkelerini bu banka başarısızlıklarının tsunamisi vurabilir.

Körfezden Türkiye’ye gelen varlıkları biraz da buradan okumak gerekir. Dünyada sermaye güvenilir ekonomi arayışında. Deprem olmasa bambaşka hikâye yazardı buradan Türkiye. Çünkü bu batışların devamı da gelecek. Gene de hikâyesini kısmen yazacaktır. Tüm bu olan bitenden Türkiye sağlam çıkar. Hatta sadece Türkiye, Endonezya, Nijerya, Hindistan gibi ülkeler sağlam çıkar.

Credit Suisse’de parası batan Türkler de vardır. Övüne gerine yatırırlardı bu bankaya paralarını. Paramızı İsviçre’de tutuyoruz diye şişinirlerdi. Evvelce uyarmıştık, uyanık davranıp paçalarını kurtarmış olabilirler. Kurtaramadılarsa kolay kolay alamazlar paralarını. UBS mevduat tediyelerini bir süre askıya alacaktır. Kredileri de geri çağırabilir. Ama bu iş tatlıya bağlanmaz. Türkiye’den kredi verdikleri kurumlardan da kredilerini geri çağırabilirler. Şayet olursa pazarlık etmeden ödemesinler.

Bir de son dönemde iktisatçılar tarafında korkutulup Credit Suisse gibi bankalara yönlendirilenler vardı. Türk bankalarına güvenmemenin bedelini ödeyeceklerdir. Geçmişler ola.

Bir de İsviçre’de şurada burada şirket kurup Türkiye’ye ithalatlarını yüksek fiyatla bu ülkelerden yapıp ihracatlarını düşük fiyatla bu ülkelere yapanlar vardı. Kârlarını oralarda biriktiriyorlardı. Onlara da geçmişler ola.

Ha bir de İsviçreliler altına “barbarlık kalıntısı” derdi. Banka batışları sonrası altın fiyatlarındaki yukarı yönlü seyir güçlendi. Altının onsu 2 bin doları geçti haftanın ilk günü içinde. İsviçreliler, FED faiz artıracak altın düşecek diyordu oysa. Altınlarını yurtiçine taşıyan ve son dönemde altın varlığını en çok artıran merkez bankası TCMB. Bunu da kalbine yaz Türkiye.

Seçimden sonra Türkiye’ye körfezden fon akışı güçlenebilir. Çünkü dünya bankaları batarken Türk bankaları güçlerine güç kattı. Bunun yanında liralaşma stratejileri ile asıl sorunları olan döviz cinsi uyumsuzluğu iyileştirildi. Yani bankaların döviz mevduat toplayıp TL kredi kullandırması sorunu azaltıldı. Artık uygulanmaya çalışılan politikaların değerini anlayıp daha da geliştirmek ve aleyhine gitmektense amaçlara ulaşmaya katkı sağlamak için bankalar yeterince kavrayışa ulaşmış olmalıdır. Bunu yaparlarsa en çok kazanan kendileri olur.

#Ekonomi
#Credit Suisse
#Ukrayna savaşı
#Banka
#USB
#FED
#TCMB
1 yıl önce
Credit Suisse battı, barbarlık kalıntısı çıktı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi