|
Keşif ve kerametle amel edilmez
Geçenlerde, bir yazı yazdım. Komplo teorilerinin hayatımıza getirdiği kolaylıkları anlatırken, menfi etkilerine de dikkat çeken bir yazı.

Hayli alaka gördü. Fakat, öyle hissediyorum ki biraz eksik anlaşıldı.

Yazımda misal olarak gösterdiğim teori, IŞİD'i Batılıların kurduğuna dair teoriydi.

Gerçekten bu teori, başka bir çok teori gibi, bir sürü çelişkili durumu hiç yorulmadan izah etmemizi kolaylaştırıyor.

Üstelik, IŞİD'in eylemleri, duruşu, her aşamada bu teoriyi teyid ediyor.

Yani şöyle:

IŞİD, şu vakte kadar, dünyada müslümanların işine yarayacak herhangi bir eylem yapmadı.

(Aman yapmasın. Ne kadar uzak durursa o kadar iyi!)

Mesela, İsrail'e şu zamana kadar yan gözle bile bakmadı.

Diyelim, IŞİD, Paris'te terör yaptı.

Suriye'deki veya başka yerdeki savaşla alakası olmayan yüz şu kadar insanı vahşi bir şekilde katletti.

Ne oldu katledince?

Mahir Kaynak,
böyle durumlarda eylemden kimin istifade ettiğini sorar, oradan bir takım sonuçlar çıkarırdı.

Mahir Bey'in bu metodu, elbette kendi icadı değildi.

Polisiye filmlerin, hatta dizilerin hemen hepsinde, -
Komiser Kolombo
dahil- bu bakışa rastlarsınız.

Dedim ya, faydalıdır.

Kaynak'ın izahları, zamanında, Uğur Mumcu suikastinden Danıştay saldırısına kadar, hatta New York'taki ikiz kuleler saldırısına kadar bir çok hadisede kullanılmıştır.

Belli ki, aynı karakterdeki çözümlemeler, kıyamete kadar da kullanılacak.

Sadede gelelim, ne oldu Paris saldırısından sonra?

Fransa, Suriye'nin eski sömürgecisi.

Suriye'yle ilgili kendine ait fikirleri var.

Harita yeniden çizilecekse 'bir çizik de ben atayım' demek istiyor. Malum, eski 'çizik'te Picot'nun katkısı vardı. (Bu arada, geçenlerde bir kitap okudum. Çok işe yaradı. '
A Line in the Sand
', Kumda Bir Çizgi. James Barr, Türkçeye çevrilmedi. Çok açıklayıcı. Ulaşabilene tavsiye ederim.)

ABD-Avrupa eksenindeki söylem Fransa'yı tatmin etmiyor.

Bu yüzden, Türkiye'nin mücadelesini verdiği '
güvenli bölge
', '
uçuşa yasak bölge
' gibi çözümlere ilgi gösteriyor.

Halbuki, '
üst akıl
' çoktan unuttu Esat'ı, Suriye muhalefetini.

(Bu arada, benim anladığım '
üst akıl
' bir nevi zamirdir. Bu zamirin
'raci'
olduğu
'özne'
ABD'dir.)

Paris saldırısından sonra, Fransa, 'üst akıl'ın hizasına geldi.

Kardeşim, Esat mesat deyip durmayın. Tek bir ezberiniz olsun.

Vird gibi. IŞİD, IŞİD, deyin durun, bunu yazın, bunu okuyun.

Fransa, saldırıdan sonra '
tamam abi
' dedi, '
sen ne diyorsan o...
'

Şimdi, IŞİD, Paris'te katliam yaparak kime hizmet etmiş oldu?

Müslümanlara mı?

Hiç alakası yok.

En çok '
üst akıl
' kod adlı ABD'ye.

Sonra da, -hadi ona da '
alt akıl
' diyelim- son dönemin en büyük katili Esat'a.

Çünkü, batı koalisyonunda '
Esat gitsin
' diyen bir Allah kulu yok.

Sadece, Türkiye'nin katıldığı oturumlarda, nezaketen, '
Sen de haklısın birader
' diye '
rüşvet-i kelam
' eyleyenler var.

(Bizim yörede, rüşvet-i kelam türünden jestlere '
keyif bağışlamak
' derler. Severim bu lafı.)

Böyle bakınca, büyük kolaylık, komplo teorileri.

Ayrıca, vazgeçilmez şeyler.

'
Fala inanma, falsız da kalma
' der ya, bir kısım sosyete. Ona benzer bir şey.

Ben tabii, bu teoriyi ne çürütmeyi amaçlıyorum, ne de ispatlamayı.

Hakikate ulaşmanın daha sahih yolları vardır diye düşünüyorum.

Fıkıhta şöyle bir gelenek vardır:
Keşif ve kerametle amel edilmez.
Çünkü, böyle bir kapıyı açtın mı, neyin keşif, neyin uydurma olduğunu ölçemezsin.

Ölçü olmayınca, adalet de olmaz.

Ne lazım? Bilgi lazım, delil lazım. O zaman da belki aynı sonuca ulaşırsın. Ama doğru yoldan ulaşmış olursun.

Keşif ve keramet için geçerli olan, 'teori' için, 'dedikodu' için, haydi haydi geçerlidir.

Yazımın başında
'
eksik anlaşıldı'
dedim.

Şöyle ki; misal IŞİD terörü olunca, sanki sadece bizim mahallenin 'teori'lerine laf ediyormuşum gibi bir izlenim oluştu.

Haşa!

Bizim mahallede var. Hele bazı yandan çarklı '
devletlü
' taifesi, cahiliye devrinin
helvadan put yapıp, taptıktan sonra putu yiyen
cühelası gibi, her gün teori yapıp kendisi yemese bile yedirebildiğine yediriyor.

Fakat, bizim mahallenin haricinde de Türkiye nüfusuna kırk yıl yetecek kadar komplo teorisi mevcut.

Allah'tan, 1 Kasım seçimlerinde ahali o arkadaşlarımızın teorilerini tekaüte ayırdı.

Neydi onlar?

Bombayı devlet patlattı, savaşı hükümet çıkardı, iktidar IŞİD'çi, IŞİD'e silah götürdüler, büyük turp, küçük havuç, falan...

Biraz kafa dinleyelim.

Yook, nerde bizde o talih, kafa dinleyecek?

Tabiat boşluk kaldırmaz. Bizim sonradan çıkmalar çalışıyor.

Hele de, '
amel edecek
' birilerini bulunca…
#ışid
#abd
#terör
#keşif
8 yıl önce
Keşif ve kerametle amel edilmez
Ehliyet ve liyakat
Kara dinlilerle milletin savaşı
Oy vermek şirk midir?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!