Son günlerde kuş gribiyle ilgili konuşmayan ve yazmayan kalmadı diyebiliriz. Ancak tüm bu konuşulanların ve yazılanların, kamuoyunda onarılması güç zararlar meydana getirmesi ve aynı zamanda bu zararların maddi açıdan da yüksek meblağlarda yansımalarını görünce ben de bu hafta kuş gribi ve markalı gıda tüketimi üzerine yazmaya karar verdim. Bu konuyla alakalı halkımızı telaşa sürüklemek gerçekten çok üzücü.
Konuyla ilgili haberleri yapan gazeteci arkadaşlarım, olaya sadece "haber" gözüyle bakıyor. Belki sizlere bu yazım, gündemden düşmüş gibi görünse de aslında tam zamanıdır. Çünkü kuş gribi dünyanın birçok ülkesinde bizden çok daha fazla miktarda görülüyor. Hatta Avrupa'ya kadar yayılmasına rağmen Türkiye dışında hiçbir ülke bizim kadar ortalığı velveleye vermiyor.
Sorunun kaynağını bulup sessizce çözüp üretiyorlar. Biz ise "haber" adı altında ortalığı karıştırıyoruz ve çözmekten ziyade toplumumuzu kargaşaya sürüklüyoruz. Umarım en azından bundan sonra kuş gribiyle alakalı olaylarda basındaki arkadaşlarım daha dikkatli olurlar.
Gelelim meselenin bir diğer önemli tarafına; çocuklarımız ve bizim için en ucuz protein kaynaklarından biri sayılan tavuğu, yersiz bir korkuyla tüketmiyoruz. Mühim olan tüketilen gıdadan ziyade bu tüketim maddesinin üretildiği yerin ve kaynağının hijyenik olması, gerekli standartları taşımasıdır.
Çevremde bir çok insan olsun, mail gönderen okuyucularımız olsun sorduğu için bugün onların şahsında sizleri de bilgilendirmek adına entegre tavuk üretim çiftliğine yaptığım ziyaretten bahsedeceğim. Bahsedeceğim yer; Şeker Piliç firmasına ait Bandırma entegre tavuk üretim tesisleri.
İşletmeyi ziyaret ettiğimde kuş gribinin ortaya çıkışından bu yana güvenilir markalardan tavuk tüketmemin ne kadar doğru ve yerinde bir karar olduğunu çok daha iyi anladım. Hijyen ve sağlık açısından çok iyi bir donanıma sahip tesisleri ziyaretimizin ardından Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bor Bey'den bilgi aldım.
Şu kadarını söyleyebilirim ki, tesislerinin hijyen ve sağlık açısından fevkalade olmasının yanında Şeker Piliç'in Türkiye'de AB'ye ihracat onayı alan 4 firmadan birisi olduğunu da öğrenince, kesinlikle gıdada da markalı ürünler tüketmeliyiz. Bunu tesisleri gezdiğimde çok daha iyi idrak ettim. Bu hafta hem Türkiye için hem de işini iyi yapanlarla yapmayanları ayırt etmek adına tavuklu bir yemek yapalım. Tarifi benden olsun yapıp, afiyetle yemesi sizden.
1 Adet Tavuk (1 Kg.), 300 gr. Soğan, 100 gr. Tereyağı, 1 Demet Maydanoz, 1 Çay Kaşığı Kırmızı Biber, Taze Çekilmiş Karabiber, Tuz
Temizlenmiş tavuğumuzu iki kanat, iki but ve ikiye bölünmüş kemikli göğüs olarak altı parçaya bölün. Parçaları iyice yıkayıp süzdürün. İnce ince kıydığınız soğanların dörtte birini sıkıp suyunu süzdürün. Tavukları tuz ve soğan suyu ile ovup bir saat bekletin. Izgaranızı veya fırınınızın ızgarasını yakın, tavukları ızgara teline yerleştirip her iki tarafları kızarıncaya kadar ızgara edin. Bir kapta tereyağını kırmızıbiber ile birlikte kızdırın. Kızaran tavukları tencereye yerleştirin. Üzerlerine kalan soğanları katıp, kızdırdığınız yağı gezdirin. İnce kıyılmış maydanozu, tuzu ve biberi serpin. Üzerlerini iki-üç parmak aşacak kadar su ekleyip, tencerenin kapağını kapatın. Tencerede orta ateşte bir saat pişirin. Piştikten sonra ateşten alıp tuzunu kontrol edip sıcak olarak servis yapın.
