|

Devlet ile milleti Erdoğan barıştırdı

Erdoğan’ın AB üyelik sürecinde gerçekleştirdiği reformlarla “Gardiyan Türkiye Cumhuriyeti,” insanlarına sürekli hizmet için yeniden yapılandırıldı ve hizmet eden devlet oldu.

Yeni Şafak ve
04:00 - 10/07/2016 Pazar
Güncelleme: 23:49 - 9/07/2016 Cumartesi
Yeni Şafak
Bayram Kısıklı

Türkiye Tüketicileri Koruma ve Eğitim (TÜKETİCİ) Vakfı Başkanı


2. Dünya Savaşı'nın galibi Stalin'in, savaş koşulları içinde Türk Sovyet ilişkileri memnuniyet verici olmadığı için 19 Mart 1945'te, Türk Sovyet Dostluk ve Saldırmazlık Antlaşması'nı feshetmek istediği günlerde Türkiye; CHP'nin 20 yıllık iktidarında çok zayıf ve güçsüzdü. 20 yılda karasabanla kağnı mücadelesinde başarı elde etmek için hiçbir şey yapılmamıştı. Halk açlık ve yokluk içindeydi. Halkın açlığını gidermek için 15 Ocak'ta ekmek dağıtıldı. Tifo, tifüs ve sıtma çok yaygındı. 23 Mart'ta İstanbul'da okullar 12 gün tatil edildi. Köylerde, 1941'de iki öküzden birinin ordu ihtiyacı için alınmasıyla birlikte tarlalar sürülemiyordu ve halk yıllardır bulabildikleri otları yiyordu. Kentlerde çay, simit, ampul, zeytinyağı, kahve, limontuzu, koyun eti, yünlü kumaş, gömlek, kundura, şapka ve züccaciyelerde karaborsa/vurgun/ihtikar çok yüksekti. 12 Nisan'da nüfus başına 5 m basma ve kaputbezi ile 2 kilo ekstra un dağıtılmaya başlandı. Halk her yerde isyan halindeydi.



Türklerde genetik olan Rus korkusundan kurtulmak için aniden ve hızla yeni dünyanın patronu ABD'nin kucağına sığınan Milli Şef İnönü, Amerika'nın 'demokrasiye geçin' şartını kabul ettiğini 19 Mayıs 1945 günü, 'siyasi ve fikir hayatımızda demokrasi prensiplerinin geniş ölçüde etkili olacağını' söyleyerek açıkladı.



KORKULU RÜYA: DEMOKRASİ


1876'dan itibaren hep ikinci seçmen yoluyla memurlar ile eşrafın oy vermesiyle seçimler yapılmıştı. 1925'ten 1945'e kadar 20 yılda padişahlık gibi Ebedi Şef Mustafa Kemal ve Milli Şef İsmet İnönü halkın serbestçe oy vermesiyle seçilmemişti. Bu topraklarda şimdiye kadar halkın direkt olarak yöneticilerini seçtiği hiç görülmemişti. Nasıl olacaktı bu demokrasi işi?


20 yılda bir kültür devrimi gerçekleştirilmiş, zorla şapka ve gavur kıyafetleri giydirilmiş, harf devrimiyle 1000 yıllık İslam çınarı kesilip atılmış, jandarma dipçiğiyle Müslüman köylülerin üzerinde İslam'ı reddeden bir idare oluşturulmuş, adeta kadınları başörtülü dindar ailelerden oluşan halkı idare etmek için başörtülü dindarlardan nefret eden ve kadınları başı açık yönetici ailelerden oluşan imtiyazlı bir üst sınıf 'galaksi' kurulmuştu.



Amerika'nın demokrasiye geçin şartı ile Müslümanların siyasal örgütlenmesi, yöneticilerimizin korkulu rüyası olmaya başlamıştır. 1925'lerde Müslüman halkın ötekileştirilmesi üzerine kurulan düzen, 1945'te Müslüman halkın siyasal örgütlenmesi üzerine nasıl kurulacaktır? 20 yıllık iktidar hemen yıkılabilir. Okuma yazma bilmeyen cahil halk, haso'lar, memo'lar oylarıyla yöneticilerini nasıl seçecektir? Yönetilenler yöneticilerle nasıl eşit olacaktır? Tek parti döneminin tüm kazanımlarından nasıl vazgeçilecektir? Demokrasi korkusu her yanı sarmıştır. En büyük tehlike, Müslüman Anadolu halkının tek bir partide siyasal örgütlenmesidir.



1945-1950 EKONOMİK SİSTEMİN YENİDEN KURULMASI


Tek parti döneminde ithal edilen ürünler CHP'li Belediye Başkanı olan vali ve kaymakamlar eliyle CHP'li yöneticiler üzerinden halka satılarak dağıtılıyordu. Böylece CHP'li olmak büyük paralar kazanmak oluyordu. 1946'da Yerli Mallar Pazarları ve Mağazaları kapatıldı. Milli Korunma Kanunu ve ekmek karneleri kaldırıldı. Ampul, et, yünlü kumaş, pamuk ve pamuklular, altın, basma, kaputbezi, pazen, buğday ve un, akaryakıt ve madeni yağ, otomobil satışları serbest bırakıldı. 7 Eylül'de devalüasyon yapıldı ve 1.88 lira olan dolar 2.80 lira olarak belirlendi.



İthal ürünlerin satışlarının serbest bırakılmasıyla Robert Kolej mezunu 5-6 kişiye “Sen iş makinaları işi yapacaksın, sen lastik işi yapacaksın” denilerek ithal izni verildi ve bayilik dağıtım ağı kurmaları sağlandı. Nüfusun % 85'ini oluşturan köylülerin bu olaylardan hiç haberi yoktu. Kentlerdeki % 15'lik nüfus ise daha çok yabancı dil bilmeleri ve özellikle ABD'li işadamlarıyla diyalog kurabilmeleri suretiyle CHP'li küçük bir grubun ekonomik yapılanmasını seyretmek zorunda kaldı. Adeta tüm yüksek kazanç kanallarının birkaç ailenin cebine aktığı tekellerle halkı sömüren ama hesap sorulamayan yeni ekonomik sistemle birlikte Müslüman Anadolu'yu sevmeyen CHP tek parti kafalı büyük gazeteler kuruldu. Türkiye'ye demokrasi geldi ama çok kontrollü ve çok zayıf bir demokrasi olacaktı.



YAPAY GEÇİŞ SÜRECİ


İnönü ile Bayar anlaşmış ve Demokrat Parti ile yumuşak bir geçiş sağlanmıştır. İlk bakışta Demokrat Parti, CHP'den çok farklı değildir. Atatürk'ün 6 ilkesine bağlıdır. Yeni bir sistem getirmek iddiasında değildir. Kentler CHP kontrolünde olduğu için DP'nin oy alacağı sadece köylülerdir. Gerçekten köylüler çok sıkıntılıdır ve çok talepleri vardır. 1950-60 yılları Menderes döneminde traktörle 3 karadan (saban, öküz, lastik) kurtulma savaşı verildi. Kentlerde iş imkanları ve köylerde traktörleşme ile kentlere hızlı göç başladı. % 10 köylünün şehirlere gelmeleri suçunu işleyen Menderes, 1954 seçimlerini kazanmasıyla, ABD'de ilk eğitime gönderilen subayların örgütlediği ilk ama köklü 1960 askeri darbesiyle idam edildi.



1960'da iki yapılı bir Türkiye, görünürde TBMM devleti, gizli görünmezde ise ABD kontrolünde ordu + özel sektör CHP tek parti derin devleti kuruldu. Derin devlet ilk iş olarak, ülkemizin çoğunluğunu teşkil eden Müslüman Anadolu'nun siyasal örgütlenmesini önlemek için özellikle Alevilerden oluşan ve ordu istihbarat birimlerince masa başında psikolojik harp teknikleriyle üretilen yalanları yayımlayan bir medya sistemi oluşturdu.



Demirel ve Özal'la birlikte kentlerde işler çoğaldı ve köylerde traktörleşme tamamlandı. 1990'da 56 milyon nüfusun % 60'ı kentlerde, % 40'ı köylerde yaşıyordu. Sürekli devletin ilkeleriyle, milletin inanç ve ihtiyaçları birleşemiyordu. Görünürde komünizm tehlikesine karşı ama gerçekte Müslüman Anadolu'nun siyasal örgütlenmesine karşı yapılandırıldığı görülen Türkiye, 1990'da komünizmin kendi kendini yok etmesiyle normalleşmeye başladı.



Kentlileşen köylülerin üniversiteli çocukları ile küçük sanayi üretimi yapan veya bayilikten büyümeye geçen küçük ve orta ölçekli işletmelerde dindarlar ortaya çıkmaya, 1994'te sürekli dışlanan dindarları örgütleyen Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesiyle Müslüman Anadolu artık eğik başını kaldırmaya başladı.


1945'ten sonra ABD desteğiyle tek parti CHP döneminde kurulan ve her 10 yılda bir yapılan darbelerle parlamentonun üzerinde siyasi nüfuz sahibi generallerin derin vesayetlerinde sürdürülmeye çalışılan, sürekli Müslüman Anadolu'nun örgütlenmeye çalıştığı partilerin kapatıldığı, çok kontrollü ve çok zayıf iktidarlar döneminde Türkiye o kadar kötü yönetildi ki, adeta kendi kanı ile beslenen örümcek gibi içten içe çürüyüp 2001 Şubat ekonomik kriziyle kendi kendini tüketti.



MÜSLÜMAN ANADOLU İLE BARIŞMA


1960 darbesiyle kurulan gizli görünmez ABD kontrolünde ordu + özel sektör CHP tek parti derin devletinin; 2003-4'te başarısız darbe planları, AB reformlarına karşı çıkma, 2007'de TBMM'sinin cumhurbaşkanı seçmesini önleyen 367 hukuk rezaleti, 2008'de ülkemizin en iyi organize olmuş sivil toplum örgütü AK Parti'ye kapatma davası gibi girişimleri, dünyada seçim yoluyla ilk demokratik köylü ihtilalini gerçekleştiren Tayyip Erdoğan'ın 8 yıllık Başbakanlığında sabır+sabır+sabırla önüne konulan buzları kıra kıra ilerleyip 2010'da darbecilere yargılanma yolunu açması ve 2011'de Askeri İstihbarat Üssü'nü MİT'e devredip askeri bürokrasiyi politikadan çekmesiyle, masa başında psikolojik harp teknikleriyle oluşturulan medya düzeniyle birlikte 50 yıllık 'gizli merkez beyin' ikinci yapı CHP tek parti derin devleti sona erdi. Böylece Müslümanların ötekileştirilmesi süreci bitti.


2015 yılında 78 milyon nüfusun % 92.1'i il ve ilçe merkezlerinde, % 7.9'u belde ve köylerde yaşamaktadır. AK Parti ile köylülükten kurtulan Türkiye artık kentli modern bir toplumdur.



Tayyip Erdoğan'ın AB üyelik sürecinde gerçekleştirdiği reformlarla “Gardiyan Türkiye Cumhuriyeti,” insanlarına sürekli hizmet için yeniden yapılandırıldı ve hizmet eden Devlet oldu. Üst üste 11 seçimi kazanmasıyla Erdoğan, dindarların tek bir partide siyasal örgütlenmesinin tehlike değil aksine devlette istikrarın temeli olduğunu, Müslüman Anadolu halkının Türkiye'nin omurgası ve sigortası olduğunu hem yurt içindeki hem yurt dışındaki herkese kabul ettirdi. Böylece milletin inançları ve talepleri devletin yeni ilkeleri olmaya, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Müslüman Anadolu halkı barışmaya başladı.


#2. Dünya Savaşı
#Avrupa birliği
#CHP
8 yıl önce