|

Rusya-Türkiye: Krizden normalleşmeye

Türkiye ile Rusya arasında mektup diplomasisi ile başlayan normalleşme süreci, sadece iki ülke arasındaki ilişkileri değil, bölgesel sorunların çözümünde de önemli bir adımı oluşturmaktadır.

Yeni Şafak ve
04:00 - 5/07/2016 Salı
Güncelleme: 22:08 - 4/07/2016 Pazartesi
Yeni Şafak
Elnur İsmayıl – BİLGESAM



Sovyetler Birliği'nin yıkılması sonrasında iki bölgesel güç olan Rusya ve Türkiye karşılıklı olarak politik ve ekonomik işbirliği ve güven oluşturmak için uzun bir dönemden geçmişlerdir. Fakat Kasım 2015'de yaşanan kriz nedeniyle bu ilişkiler bozuldu. 7 ay sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yazdığı mektup ikili ilişkilerin normalleşmesi için atılmış olumlu bir adım olarak değerlendirilmelidir. Bu zamana kadar da ilişkilerin iyileşmesi için adımlar atıldıysa da yeterli olmamıştı. 12 Haziran 2016'da Rusya Günü nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Putin'e ve Başbakan Dimitri Medvedev'e gönderilmiş mektupla iki ülke ilişkilerinde yeni bir dönem başlamış; Türkiye hava sahasını ihlal eden Rus savaş jeti Su-24'ün Türkiye-Suriye sınırında düşürülmesi ile tarafların bir-birilerini itham etmeleri mektuptaki üslupla şekil değiştirmişti. Fakat bu mektuplara yanıt Putin'in sözcüsü Dimitri Peskov tarafından geldi. Rusya'nın Türkiye ile ilişkilerini iyileştirmek istediği fakat Ankara'dan adımlar atılmasının beklenildiği vurgusu yapılmaktaydı. Rusya ilişkilerin iyileşmesi için Türkiye'den özür ve tazminat konularında somut adımlar atılmasını beklemekteydi. Rus basınında Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerini yeniden başlatabilmesi için dış politikasında bir yol haritası oluşturduğu belirtilmekteydi. 27 Haziran'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Putin'e mektubunda yaşanan olaydan duyulan üzüntü Rusya ve dünya basınında özür olarak duyuruldu. Rusya bunu ilişkilerin normalleşmesi için önemli gelişme olarak değerlendirdi.



GÜVEN KRİZİ AŞILMALI


Her ne kadar Rusya da ilişkilerin normalleşerek karşılıklı avantajlı işbirliği dönemine dönülmesini istiyorsa da, ikili ilişkilerde uçak krizi öncesindeki döneme geri dönülmesi neredeyse imkânsızdır. Bunun en önemli nedenlerinden biri iki rakip devletin Erdoğan-Putin ilişkilerinde krize kadarki dönemde oluşturdukları güveni yeniden kazanmadaki zorluklar gösterilebilir. Özellikle, uçak krizi sonrasında Rusya'nın Türkiye aleyhine izlediği politikalar, kriz öncesinde ikili ilişkilerin tarafların beyan ettikleri dostluk üzerine değil çıkarlar üzerine kurulmuş olduğunu ortaya koydu. Türkiye, Rusya'nın Ortadoğu'da izlediği politikalardan rahatsız olmakta; özellikle Suriye'deki askeri gücünü yeniden güçlendirmek istemesinden endişe etmekteydi.



Gerçekçi olmak gerekirse, ekonomik açıdan zor bir dönemden geçen Rusya için AB ile ekonomik ilişkilerini geliştirmek ve kendisine uygulanan yaptırımların kaldırılması en önemli önceliğidir. Ayrıca, ilişkiler düzelmiş olsa bile Rusya-Türkiye arasındaki bölgesel sorunların çözümünde görüş ayrılıkları devam edecektir. Rusya, PKK ve PYD'ye desteğini sürdürmeye devam edecektir. Ermenistan-Türkiye sınırında Rus askeri üslerini Türkiye'yi tehdit amaçlı kullanacağını; Doğu Akdeniz'de Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail'le işbirliğini Türkiye'nin bölgedeki çıkarlarına karşı kullanacağını unutmamak gerekiyor. Normalleşme sonrasında Suriye krizinde koordineli bir şekilde politika izlenmesi ve TÜSİAD düzeyinde Rus ticari şirketlerle işbirliğinde yeni bir sayfa açılması gibi konular yol haritasının bir parçasını oluşturmaktadır.



NORMALLEŞME OLUMLU YANSIYACAK


Rus toplumunda uçak krizi sonrası dönemde Türkiye Rusya için düşman devlet olarak kabul edilmektedir. Yapılan araştırmalarda ve Rus medyasında Türkiye imajı düşman olarak tanıtılmaktadır. Rusya'da yapılan anketler Türkiye'yi ABD ve Ukrayna ile birlikte ülkenin en büyük düşmanları olarak göstermektedir. Rusya'da kamuoyu araştırmaları yapan Levada Merkez tarafından yapılmış anket sonucuna göre bir sene önce sadece %1'lik bir kesim Türkiye'yi düşman görüyorduysa, bu sene için bu rakam %29'a ulaşmıştır. Normalleşme ile halklar arasındaki ilişkiler de pozitif etkilenecektir.



Yaşanan kriz Türkiye için ciddi ekonomik sorunlar doğurmuş olsa da, aslında bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Özellikle Türkiye kriz döneminde ister tarım ürünlerinin Rus pazarlarına ihraç edilmesine isterse de büyük oranda Rus turistlerine bağımlı olan Türk turizm sektörüne alternatifler oluşturmaya başladı. İkili ilişkilerin iyileşmesi Türkiye enerji piyasası için önemli bir adım sayılabilir. Türk Akımı ve Akkuyu Nükleer Santralı gibi projelerin faaliyete geçmesi konusu yeniden gündeme gelebilir. Türk Akımı projesinin Rusya için hala gündemde olduğu mesajını Putin İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüşmede beyan etmiştir. Ve en önemlisi, Rusya-Türkiye ilişkilerinde iyileşme bölgesel sorunların çözümü ve gerginliğin düşürülmesi sadece iki ülke için değil; tüm bölge devletleri için de olumlu bir gelişme sayılabilir.



#Elnur İsmayıl
#Rusya
#Diplomasi
8 yıl önce