Birleşmiş Milletler'de yaptığı konuşması Milliyet Gazetesi tarafından çarpıtılarak, 'bölücü', 'jurnalci', 'hain' ilan edilen FP Ankara Milletvekili Oya Akgönenç, hakkında başlatılan karalama kampanyasını Yeni Şafak'a değerlendirdi. Akgönenç, konuşmasının 'ihanet' ve 'jurnal' başlıkları ile verilmesi karşısında şoke olduğunu belirtirken, "Benim üzüldüğüm nokta şu: Ben bunları göğüsleyebilirm. Ancak, bunları göğüsleyemeyecek durumda olan insanlara bunların yapılmasına ve yapılacak olmasına üzülüyorum" dedi. Oya Akgönenç ile milletvekili lojmanlarındaki evinde konuştuk. Akgönenç, kamuoyunda bugüne kadar bilinmeyen yönlerini de anlattı.

Askerlere dış politika anlattım

Jurnalcilikle suçlanan Oya Akgönenç, akademik ve siyasi yaşamı boyunca Türkiye'nin dış politika tezlerini savunduğunu belirtti. Akgönenç, ABD'de bulunduğu yıllarda misafir öğretim üyesi olarak ABD askeri okulu olan Carlyle'da Türk dış politikası ve Türk-Yunan ilişkileri üzerine ders verirken, Türk-Yunan ilişkileri konusunda hep Türkiye'nin tezlerinin haklılığını anlattığını kaydetti. Akgönenç, Türkiye'ye dönmesinin ardından ise 1992-1997 yılları arasında Türk Silahlı Kuvvetleri Dergisi'nde dış politika ile ilgili yazılar yazarkan, Harp Akadamesi ile Harp Okulları'nda dış politika üzerine seminerler verdiğini açıkladı.

Çiller siyasete davet etti

Siyaset yaşamına Doğru Yol Partisi'nde başlayan Oya Akgönenç, 1995 seçimleri öncesinde Çiller'in kendisini bizzat partiye davet ettiğini söyledi. Akgönenç bu gelişmeyi şöyle anlattı: "Bir akşam üzeri evde eşimle oturuyorduk. Telefon çaldığında 'Başbakan görüşmek istiyor' dediler. Bir arkadaşımın benimle dalga geçtiğini düşündüm. Ancak telefonun ucunda Tansu Çiller vardı. Tansu Hanım bana, 'Sizi yakından takip ediyorum. Ben yepyeni bir siyaset geliştirmek istiyorum. Sizi de yanımda görmek isterim' dedi. Daha sonra kendisi ile yüz yüze konuşarak DYP'den aday olmayı kabul ettim. Ancak Türkiye milletvekilliğinin iptal edilmesi nedeniyle beni Ankara'da 8. sıraya koydu. Tansu Hanım'ın beni kendisinin davet etmesine rağmen neden 8. sıraya koyduğunu ise hâlâ anlayamadım."

FP, zor ama doğru karardı

Fazilet Partisi'nin kurulmasının ardından Mustafa Kamalak'ın kendisini aradığını ve FP'ye davet ettiğini belirten Akgönenç, "Bu hiç beklemediğim bir teklif olduğu için beni şoke etti. FP'yi hiç tanımıyordum. Ancak bütün dokümanları ve belgeleri inceleyerek evet dedim. FP'de siyaset yapmanın başta yakın çevrem olmak üzere bazı çevrelerin tepkisini çekeceğini biliyordum. Ama bütün bunları göğüslemeye hazır olduğumu hissederek kararımı verdim. Çünkü, Türkiye'de ezilmiş insanlarını haklarını ancak bu partide savunabilirdim. Benim için çok zor bir karardı. Ancak bugüne kadar yaşadıklarım çok doğru bir karar verdiğimi ortaya çıkardı" diyor.

Kapılar kapandı ama yılmadım

Oya Akgönenç, FP'de siyasete 'evet' demesinin ardından adeta 'kapıların yüzüne kapandığını' belirtti. Bilkent Üniversite'sindeki odasına gelen öğretim üyeleri ve öğrencilerin bazılarının 'Cesaretinizden dolayı tebrik ederiz' demesine rağmen büyük çoğunluğun, 'Sen ne yaptığının farkında mısın?" tepkisi ile karşılaştığını anlatan Akgönenç, TSK Dergisi'ne yazı yazmasına, askeri okullarda ders vermesine rağmen, hiçbir zaman kullanmadığı Orduevleri Serbest Giriş Kartı'nın ise derhal geri istendiğini açıkladı. TRT'de yaptığı "Diyalog" ve "Panorama" programının yayının durdurulduğunu da hatırlatan Akgönenç, "Tüm bunların olacağını göze alarak evet dedim. Ama tekrar ediyorum bütün tepkilere rağmen kararım doğruydu" dedi.