| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Denizli'nin Fener'iBu Fener Zeman'ın, Rıdvan'ın, Turan'ın Feneri değil. Bir şu kadar zamandan beri Denizli'nin direktifleri doğrultusunda oluşturulan bir takım. Günahı ile sevabı ile bundan böyle takım için söylenecek sözler Denizli'yi bağlayacak. Yönetim ve bilhassa Başkan Aziz Yıldırım geçen yılki çabalarının üzerine bir o kadar çaba daha ekleyerek ellerinden geleni yaptılar. Seyirci, taraftar Kadıköy'deki ilk maçta kendilerini gösterdiler. O bayram yerine çevrilmiş, yenilenmiş, süslenmiş stadyumu tıka-basa doldurdular. Bir gün öncesi Galatasaray Erzurum'a yedi gol atmıştı. Haliyle Fener taraftarı da fark bekliyordu. Farkı bir yana koyun, ilk gole kadar takım da, taraftar da, yönetim de dokuz doğurdu. Farkı bir yana koyun Rüştü olmasa idi Fener fark yiyecekti. O Rüştü ki, geçen sezon başına gelmedik kalmamıştı. Neredeyse gözden çıkarılacak hale düşürülmüştü. Ama bir kez daha görüldü ki şu anda Fener'i sırtlayıp götüren odur. Sayısız kurtarış yaptı. İstanbulspor önünde âdeta "elek" olan defansın bütün hatalarını gidermek ona kaldı. Bu defans ile ne yapacak Denizli? Biz böyle diyeduralım, defansın en ağır-aksak adamı Uche gidip gol attı. Eh, pes doğrusu. Demek ki sadece defans meselesi değil söz konusu olan; forvet de dökülüyor. Milli maçların yorgunluğu, kendi seyircisi önüne ilk olarak çıkma heyecanı, henüz futbolcuların birbirlerine alışamamış olması vb. gibi pek çok mazeret gösterilebilir. Ama bunların hiçbiri takımın "dökülüyor" oluşunu gideremez. Neden? Çünkü biz önce bu takımın tek tek futbolcularının bir arzu, hırs, performans gösterip göstermediğine bakarız. Yok böyle bir şey. Denizli'nin Fener'i yanmıyor, parlamıyor, ışık saçmıyor. Bir kör-kandil gibi titreyip duruyor. Fener böyle de yedi farklı galibiyet alan Galatasaray, Şifo Mehmed'in varlığı ile zar-zor galibiyet alan Beşiktaş veya Trabzon çok mu iyi. Al birini vur ötekine derler ya, hepsi öyle. Evet, ilk maçları, ikinci maçları aldılar; puan kaybetmediler, bu bakımdan lige iyi bir başlangıç yaptıkları söylenebilir. Ama biz burada ne yapıyoruz: takımların lig başındaki durumunu gözden geçiriyor, ilk maçlara bakarak bir hüküm vermeye çalışıyoruz. Şampiyonluk için yola çıkan adayların böyle soluk bir görüntü vermeleri hiç hoş değil. Hani sahada fırtına gibi esen, diri, uyumlu, arzulu bir takım. Yok, yok, yok. O zaman bekleyeceğiz demektir. Scala'nın dediği gibi üç dört hafta sonunda kararımızı vermek üzere bekleyeceğiz. İyi de kendi hesabımıza beklerken Fener'i hepten söndürmesek bari.
mkutlu@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|