Sezer doktora yaptırdı
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, memurlarla ilgili Kanun Hükmündeki Kararname'yi ikinci kez iade etti. Sezer'in, iade gerekçesinde, Kanun Hükmünde Kararnameler yönünden Cumhurbaşkanı'na verilen görev ve yetkinin yalnızca 'yayımlamak'tan ibaret olmadığı belirtilerek, "Anayasa Koyucu'nun, eğer Kanun Hükmünde Kararnameler'i yasalar gibi düşünseydi, kuşkusuz bunları da 'Kanunları yayımlamak' kuralı içine alırdı" denildi. Gerekçede, Cumhurbaşkanı'nın, parlamenter rejimin gereği sayılan 'sorumsuzluk' kuralı uyarınca Bakanlar Kurulu'ndan gelen kararnameleri tartışmaksızın imzalamak zorunda olduğu savının geçersiz olduğu kaydedildi. Anayasa Mahkemesi kararlarını hatırlatan Sezer, "Cumhurbaşkanı Anayasa ya da yasaya aykırı kararnameleri imzalamak zorunda değildir. Hatta, Cumhurbaşkanı bu içerikteki kararnameleri imzalamamakla yükümlüdür" dedi. Sezer, "Kanun Hükmünde Kararname'nin geri gönderilmesi ise imzalanmamasının doğal sonucudur" görüşüne yer verildi. Cumhurbaşkanı Sezer, seleflerinin de Kanun Hükmünde Kararnameleri imzalamadığını belirterek, "Gerçekten, Sayın Evren döneminde 11, merhum Özal döneminde 7 ve Sayın Demirel döneminde 9 olmak üzere toplam 27 KHK taslağının; imzalanmayarak geri gönderildiği saptanmıştır. Bu kanun hükmünde kararname taslaklarından 17'si Cumhurbaşkanlığı'na yeniden gönderilmemiş, 10 kanun hükmünde kararname taslağı ise, istenilen doğrultuda düzeltilerek yeniden imzaya sunulmuştur. Bu durum, bugüne kadar hukuksal bir sorun yaratmamıştır" dedi.
KHK'nın başına gelenler
24 Temmuz: 'Memur kıyımını' öngören bir KHK'nın varlığı tartışıldı, hükümet üyeleri "yok" dedi.
26 Temmuz: MGK toplandı. Toplantıda tartışmalı KHK'nın da ele alındığı belirtildi.
27 Temmuz: Memurlar, Cumhurbaşkanı Sezer'e "KHK'yı imzalama" mektubu gönderdi.
28 Temmuz: KHK'dan haberi olmadığını söyleyen Ecevit, MGK sonrasında, KHK'dan haberi olduğunu, ancak Cumhurbaşkanı'na ne zaman sunulduğunu bilmediğini söyledi.
29 Temmuz: Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz da kararnameyi savundu. Yılmaz, "Her devlet, memuruna birtakım özel sınırlamalar koyabilir" dedi.
4 Ağustos: Başbakan Ecevit, Cumhurbaşkanı Sezer ile yaptığı görüşmede, Sezer'in KHK konusunda tereddütleri bulunduğunu açıkladı.
5 Ağustos: ANAP'lı Ertuğrul Yalçınbayır, KHK'nın Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek, Meclis'in olağanüstü toplantıya çağrılmasını önerdi.
8 Ağustos: Cumhurbaşkanı Sezer, KHK'yı Başbakanlık'a geri gönderdi. Sendikalar, sivil kuruluşlar, hukukçular ve kamuoyu Sezer'in kararını destekledi.
10 Ağustos: Bakanlar Kurulu, KHK'nın değiştirilmeden yeniden Köşk'e gönderilmesini kararlaştırdı. Ecevit, "Cumhurbaşkanı KHK'yı imzalamak zorundadır. Yoksa devlet krizi çıkar" dedi.
12 Ağustos: Başbakan Ecevit, Sezer'in kararnameyi imzalaması gerektiği yönündeki görüşlerini tekrarladı. Bazı basın organları Sezer'e baskı amaçlı yayınlara başladı.
16 Ağustos: Cumhurbaşkanı Sezer Başbakan Ecevit'le kısa süren bir görüşme yaptı. Ecevit, Sezer'den beklediği cevabı alamadı.
21 Ağustos: Cumhurbaşkanı Sezer, uzun bir hukuki gerekçeyle KHK'yı ikinci kez iade etti.
Gerekçede 8 sayfa hukuk dersi
Kimse kimsenin yetkisine karışamaz- "Güçler ayrılığı ilkesine göre, yasama, yürütme ve yargı organları kendi alanlarında ulusa ilişkin egemenliği kullanırlar; birbirlerinin görev ve yetki alanlarına karışmazlar."
KHK, 'kanun' değildir- "KHK yönünden Cumhurbaşkanı'na verilen görev ve yetki, yalnızca "yayımlamak"tan ibaret değildir. Anayasa Koyucu, eğer KHK'leri yasalar gibi düşünseydi, bunları da "Kanunları yayımlamak" kuralı içine alırdı."
'Yürütme'nin başıyım- "Anayasa'nın 8. maddesinde, "yürütme 'yetkisi ve görevi'nin, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, 'Anayasa ve yasalara uygun olarak' kullanılacağı ve yerine getirileceği" belirtilmiştir. Yürütmenin iki başından birini 'görevli', diğerini 'yetkili' görmek olanaksızdır."
Hükümetle uyumlu olmamız lazım- "Anayasa'da, yürütme organının Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu'ndan oluşması öngörüldüğüne göre yürütmenin işleyişinin de ortak olması gerekir. Bu nedenle, KHK ile kararnamelerin, Bakanlar Kurulu ile birlikte Cumhurbaşkanı'nın istençlerinin birleşmesiyle geçerlik kazanması kaçınılmazdır" dedi.
KHK ile 'ceza' verilemez- "Anayasa'nın 91. maddesinde suç ve cezalara ilişkin düzenlemelerin kanun hükmünde kararnamelerle yapılamayacağı vurgulanmaktadır."
Keyfi değil hukuki- "Anayasa'nın bağlayıcı kurallarına uyulması 'keyfi' değil, 'hukuki' davranıldığını gösterir. Hukuka saygılı bir devlet yönetiminden beklenen budur."
Danıştay'ın YÖK kararı örnek olamaz- "Danıştay, kararında, yönetmelikle getirilen kuralların içeriğinin Anayasa'ya uygun olup olmadığını tartışmadan, yalnızca yükseköğretim personelinin "disiplin işlemlerinin yönetmelikle düzenlenmesinde" Anayasa'ya aykırılık olmadığı sonucuna varmıştır. Danıştay'ın kararlarıyla konunun ilgisi olmadığı açıktır."
Dava açmama gerek kalmadı- "KHK'nın geri gönderme görev ve yetkisinin kullanılması, Anayasa Mahkemesi'ne dava açma yetkisini düzenleyen kuralı anlamsız kılmamaktadır."
|