YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Kültür

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama


Tarihi sevdiriyorum

Tarihî romanlar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yok satıyor. Türkiye'de tarihî romanın önde gelen isimlerden olan Hıfzı Topuz'la kitaplarını konuştuk.

Osmanlı Sarayı'nın eski sakinleriyle geçirilen bir çocukluğun ardından 'tarihi' işleyen "Taif'te Ölüm", "Meyyale", "Paris'te Son Osmanlılar"ı yazdı Hıfzı Topuz. Yazarla romanları ve polemiğe yol açan son kitabı "Eski Dostlar" üzerine konuştuk.

Romanlarınızda saray kadınlarının aralarındaki ilişkiler, umutları, aşkları, acıları geniş yer alıyor. Sizi onların özel yaşamına yönelten sebep nedir?

Çocukluğumda evimize gelip giden eski saraylı hanımları, cariyeleri, kalfaları, hanım ağalarını tanıdım. Bunlar büyükkannemin arkadaşlarıydılar. Evde büyük saygınlıkları vardı. Hepsinin elleri öpülür, girip çıkarlarken ayağa kalkılır ve karşılarında ayak ayak üstüne atılmazdı. Hepsi son derece nazik ve zarif kadınlardı. Sarayları dağıldıktan sonra kendilerine göre bir düzen kurmuşlar, mütavazı bir hayat yaşıyorlardı. Hepsini saygı ve sevgiyle anıyorum. Onlardan da çok şey dinledim. Benim oluşmamda mutlaka etkileri olmuştur.

Kimi eleştirmenlere göre geçmişe yönelmek romancıyı kolaycılığa yöneltiyor.

Geçmişte kalmış olaylara yönelmenin kolay olduğu kanısında değilim. Ben bir romana başlamadan önce bir kaynak araştırması ve taraması yaparım. Her konuda incelediğim kitapların yanında belgeleri de dosyalarda toplarım. Yazı işine ondan sonra sıra gelir. Tarihlerle, kişilerin görevlerinde yanlış yapmamaya çok özen gösteririm. Bazen bir ayrıntı üzerinde saatlerce uğraştığım olur. Ama başkası böyle mi çalışır, bilmiyorum. El sürülmemiş kaynaklara ulaşmak beni mutlu eder.

Eski Dostlar, basından büyük ilgi gördü ve polemiğe yol açtı.

Eski Dostlar'a gösterilen ilgi beni çok şaşırttı, beklemiyordum. Bazı yakın dostlarımın önerisi üzerine bu konuyu ele aldım. Zaten öneri Sabahattin Ali olayının aydınlatılmasından kaynaklanıyordu. Ne var ki ben sadece bir tanıktım, gördüklerimi ve duyduklarımı yazdım. Nedense magazin basını dikkatlerini başka yönlere çekti. Özellikle Melih Cevdet'le Çetin Altan'ın kavgasına. Konu bu değildi ki. Ama bir süre sonra basında olayı çok iyi değerlendiren dostlarım çıktı ve benim anlatmak istediklerim çok iyi anlaşıldı. Ben bir gazeteci-yazar olarak görevimi yaptım. Bundan sonrası çok ciddi bir araştırma konusu.

Tarihî romanlara yönelik ilgiyi neye bağlıyorsunuz?

Gençler okullarda tarih diye hep resmi tarihi okudular. Birçok şey tarih kitaplarına geçmedi. Çoğu zaman da yanlış yansıtıldı. Resmi tarih savaş tarihiyle yetindi. İnsanları, toplumları tanıtmadılar. Resmi tarih cansız, zevksiz, gerçek dışı bir tarih oldu. Bugün tarihsel konulara eğilen yazarların başka bir sorumluluğu var. Tarihi bütün çıplaklığıyla, gerektiğinde bütün çirkinliğiyle anlatmak ve sevdirmek. Ben okurlarımdan iyi tepkiler alıyorum. "Bize tarihi sevdiriyorsunuz" diyorlar. Ne mutlu bana.

HIFZI TOPUZ kimdir?

1923 yılında İstanbul'da doğan Hıfzı Topuz, sırasıyla Galatasaray Lisesi ve İ.Ü. Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Akşam gazetesinde muhabir, istihbarat şefi, yazı işleri ve genel yayın müdürü olarak çalışan Topuz, Strasbourg Üniveritesi'nde devletler hukuku ve gazetecilik alanlarında yüksek lisans yaptı. Çeşitli konularda 20'ye yakın eseri bulunan Topuz, tarihî romanlarının yanısıra 'Uluslararası İletişim', 'Türk Basın Tarihi', 'Basında Tekelleşmeler' gibi iletişim fakültelerine kaynak niteliğinde kitaplar yazdı. Özel televizyonların beraberinde Anadolu Ünivesitesi, İstanbul Üniversitesi ve Galatasaray Üniversitesi iletişim fakültelerinde dersler verdi.




Kağıda basmak için tıklayın.

İzmir'e İngiliz kütüphanesi Üçüncüsü İzmir'de açılacak olan The British Council kütüphanesi'nde 10 bini aşkın İngilizce kitabın yanısıra DVD ve CD'ler ile multimedyalardan oluşan zengin bir kolleksiyon yer alacak.
Venedik'in galibi İran
Bu yıl 57.'si düzenlenen Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan Ödülü İranlı yönetmen Jafar Panahi'nin yönettiği "Daire -The Circle" adlı filme verildi. Son yıllarda büyük atılım içinde olan İran sineması başarısını Venedik'te de tekrarladı ve yönetmen Jafar Panahi'nin yönettiği ve Fereshteh Sadr Orafai, Maryiam Parvin Almani ve Nargess Mamizadeh'in oynadığı kadınların öyküsünü anlatan Daire adlı film Altın Aslan'ı aldı. Bu yılın En İyi Aktör Ödülü'nü Javier Bardem, En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü ise Rose Byrne aldı. 3. Dünya sinemasından ödül alan bir başka isim ise "Uttara" filminin yönetmeni Hint Buddhadeb Dasgup oldu. >


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED
Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...