YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

 

 

Kıbrıs'a ne oldu?

PKK lideri Abdullah Öcalan yakalandığında, hemen herkes, bu olayın nasıl izah edilmesi gerektiği yolunda ileri-geri sözler söylüyordu.

Afrika ortalarından APO'yu kim getirmişti Türkiye'ye? Bu başarı Türkiye'nin marifeti olabilir miydi? Yoksa APO'yu, Amerikalılar mı teslim etmişti? Büyük ihtimal böyle olmalıydı. Eğer böyleyse, bunun bir karşılığı olmayacak mıydı?

APO'dan Kıbrıs'a

İlk anda, insana makul gelen bu yorumların vardığı zaruri sonuç şu oldu: ABD Türkiye'ye bu konuda baskı yapmış, makul şantaj politikaları uygulamıştı. Yani APO'ya karşılık olmak üzere Türkiye, Kıbrıs veya Kuzey Irak'tan birinde taviz vermiş olmalıydı. Bu iki sorun alandan birinde Türkiye geri adım atacak; ya Kıbrıs'ta Rumlar, ya da Kuzey Irak'ta Barzani için gün doğacaktı.

Dikkat ederseniz APO'nun Suriye'den çıkartılması, Moskova ve Roma gibi başkentleri dolaştıktan sonra, her ne yoldan olursa olsun Türkiye'ye getirilmesi/teslim edilmesi; bu ülkede bir zafiyete yol açmadığı gibi tam aksine, Türkiye'nin dış politik gücünün alabildiğine yükselmesine sebep oldu. Nitekim gözlediğimiz kadarıyla, ne o vehâmet beklentileri gerçeğe dönüştü, ne de Suriye ile Türkiye arasında olumsuz sürtüşmelere sebep oldu. Tam tersine, APO'nun tahliyesi sonunda Türkiye ve Suriye neredeyse can-ciğer kuzu sarması iki ülke haline geldi.

Hatta buna birşeyi daha ilâve etmemiz gerekiyor. O da terör örgütü PKK'nın erime sürecine doğru hızla ilerlemesi gerçeğidir. Dünkü Hürriyet'te yer alan bir habere dikkatinizi çekmek isterim: APO'nun yakalanmasından bu yana, PKK hâlâ daha yeni başkanını seçememiş!.. Yani seçemiyor!.. Seçmek istediği halde seçemiyor. Bu noktadaki bir ısrar, giderek mevzileşen örgütü, param parça hale getirecek de onun için!..

1998 Eylülü: TAKVİM BAŞI!..

Öyleyse özetleyecek olursak, şimdilerde giderek daha iyi anlaşılıyor; Türkiye için APO tazyiki tam bir dönüm noktası teşkil etmektedir. Bu görüşlerimizi o zamanlarda da aynen yazdığımız için, yaptığımız tahliller, bu zamandan geriye bakarak geliştirilmiş tarihsel yorumlamalar değil. Tam aksine daha APO Türkiye'ye gelmeden/getirilmeden ileri sürülmüş mûlâhazalar bunlar!..

Hatta bunun değişik bir versiyonu daha vardı: APO'ya Avrupa ülkeleri sığınma hakkı verselerdi dahi bu sonuç değişmeyecekti. Türkiye'nin Batı'yla ilişkileri kopma noktasına varacak, Avrupa Birliği rüyaları bitecek; Türkiye yönünü Rusya'ya, İran'a ve Arap bloğuna çevirecekti. Onun hasıl edeceği ilk sonuçlardan biri, şundan emin olunuz ki Kuzey Irak sorununun çoktan defterinin dürülmesi olacaktı. İncirlik üssünün, Irak'ı kontrol eden ve bombalayan İncirlik üssünün sadece adı kalacaktı hafızalarda.

Öyleyse buradan bir sonuç üretelim:

Gerek dış, gerek iç politikada; "fiilî gücün" durum değiştirme ve yeni yaptırımlar ihdas etme kabiliyetini asla unutmamak gerekmektedir. Türkiye bu olaydan öyle büyük sonuçlar çıkardı ki, hâlâ daha dış politikada onun kaymağını yiyor. Ayrıca sonuç çıkaran yalnız Türkiye olmadı. Aynı şekilde hem ABD, hem Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye'ye bakışları da değişiverdi. Demek ki Türkiye'nin ne Yugoslavya'ya ne de Irak'a dönüştürülmesi mümkün olamayacakmış!..

Olmadığına ve olamayacağına göre!..

Türkiye'ye bakışlar değişti

Önce ABD ciddi bir durum değerlendirmesi yaptı ve Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya, hatta Ortadoğu konusunda Türkiye ile çekişmek yerine, onunla stratejik bir işbirliğine girmek nasıl olurdu diye sordu? Clinton'un Türkiye ziyaretinde, önümüzdeki on yıllar için yaptığı Türkiye değerlendirmesinin özeti de budur. Arkasından Avrupa Birliği'nin kapılarının Türkiye'ye açılması!.. Yani Türkiye'nin uluslararası arenada, darası giderek yükselmeye başlıyordu. Önümüzdeki tablonun ortaya koyduğu mânâ bu değil mi? Ne dersiniz?

İşte Kıbrıs müzakerelerini bu açıdan izleyin. İnişli-çıkışlı bir sürenin sonunda, Türkiye'yi ve Kıbrıslı Türkler'i memnun edecek bir neticenin doğması, herşeye rağmen kuvvetle muhtemeldir. Ben şahsen böyle görüyorum. Ve hele çok şükür diyorum, APO karşılığında Kıbrıs satılmamış!..

Kuzey Irak'ta da aynı sonuçlar hasıl olacak.


21 EYLÜL 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Necmettin Türinay

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...