YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Ağca'yı niye gönderdiler dersiniz?

Kimileri, Ağca'nın Türkiye'ye gönderilişini başka türlü yorumluyor. Batılıların, Türkiye devletine, kendisini temizlemesi için Ağca'dan yararlanabilme fırsatı verdiğini ileri sürüyorlar.

Ben aksi kanaatteyim.

Türkiye devleti, Ağca sayesinde asla değişmeyeceğini ve asla açık, şeffaf bir devlet olmayacağını ele güne duyurma fırsatı bulacaktır.

Ne Ağca, kendiliğinden kimin ya da kimlerin adamı olduğunu söyleyecektir ne de kimse ondan böyle bir soruyu yanıtlamasını isteyecektir.

Şimdi İpekçi'nin acılı eşi Sibel İpekçi, hala Türk adaletine güven beyan ededursun, Abdi İpekçi cinayeti, bazı kirli kasalarda, diğer kirli ilişkilerle dolu dosyalar arasındaki yerini çoktan almışken, kimse o dosyayı oradan çıkarmaya cesaret edemiyecektir.

Eğer o dosya oradan çıkartılabilse, Türkiye'de son 75 yılda cerayan etmiş cümle kirli işlerin de aslı ortaya çıkabilir. Türkiye ancak o zaman açık bir toplum olma yolunda adımlar atabilir.

Devletin gizli kapaklı yapısının çökmesi göze alınmadan böyle bir işe kimsenin kalkışamayacağı da bellidir.

Tabii bu arada Abdi İpekçi'nin niçin öldürülmüş olabileceği üzerine kafa yoranlar da olmuştur ve olacaktır.

Ama kimse de, kafa yorulan ihtimallerden bazılarının üzerine gitmek bir yana, onları telaffuz etmeye bile cesaret edememiştir ve edemiyecektir..

Türkiye'de bazı konular, her zaman olduğu gibi tabudur...

Mesela, Ağca'nın, çok iyi korunduğu söylenen askeri cezaevinden nasıl kaçırıldığı tam olarak hala bilinmiyor. Tabii bir takım insanlar, bu nedenle yargılanıp mahkum olmuşlardır ama, olayın çok daha başka boyutları olduğu bellidir.

Zamanın İçişleri Bakanı Fehmi Güneş'in, Ağca ile ilgili soruşturmanın genişletilmesi istemine zamanın sıkıyönetim komutanı Urug'un engel olduğuna ilişkin açıklaması ise, nedense hiç yankı bulmuş değildir.

Güneş'in lafları, İpekçi cinayetinin bilinmezliği içinde karşılıksız kalan bir yığın sorudan ancak biridir ve işin püf noktasını, hassas yanını işaret etmektedir..

Ya Ağca'nın suç ortaklarından birini yurt dışında sorguladıktan sonra, bu konuşmaları anımsamayan MİT mensuplarına ve bu görüşmenin bantlarını imha eden MİT'e ne demeli? Zaten bu cinayetin ortaya çıkartılmasının nasıl ve kimler tarafından engellendiğine bakarak cinayetin hangi odaklar tarafından işlenmiş olduğu hakkında bir fikir elde edebiliriz.

Birçok insan da aslında zamanla bu konuda bir fikir sahibi olmuştur.

Cinayet aslında çözülmüştür ama, bu çözümü ifade etmek mümkün değildir.

Ağca'nın dedikleri aslında çok doğru.

Asıl katil o değil...

Ağca, tetiği çeken bir profesyonel de olabilir... Hedef şaşırtan bir eylemci de...

Ne farkeder?

Ağca'nın karanlık ilişkilerine, cezaevinden kaçırılışına, kaçırtıldıktan sonra korunmasına, pasaport alışına, yurt dışına çıkartılışına, yurt dışında korunmasına kadar her aşamada, örgütlü bir desteği ve yardımı yanında bulduğuna bakarsak, İpekçi cinayetinin bir örgüt işi olduğunu anlarız.

Hem de esaslı bir örgüt.

Devlet gibi, devletin olanaklarını kullanan... Devlet gibi dokunulmazlığı olan.

Bunu anlamak için zehir hafiye olmaya gerek yok.

50 yıldır bu ülkede yaşamak yeter de artar bile...

Hem sonra, Ağca'nın ilişkilerine bakıyoruz, başta Çatlı olmak üzere devletin kullandığı ve üzerinde titrediği adamlar.

Şimdi bir Ağca ve İpekçi edebiyatıdır gidiyor.

Herkes ıvır zıvır bir yığın ayrıntı ile haşır neşir...

Buna karşılık İpekçi'nin ölüm emrini vermiş ve cinayeti planlamış örgüt hangi örgütse, bütün ulviliği ve dokunulmazlığı ile yerinde duruyor.

İpekçi'nin arkadaşı olan Başbakan Ecevit'e soruyorlar:

"Hasan Fehmi Güneş'in açıklamaları için ne diyorsunuz?"

Cevap:

"Evet bu açıklamaları o zaman da yapmıştı..."

Görülüyor ki İpekçi cinayeti, daha uzun süre o kirli kasalarda bulunan kirli dosyalardaki yerini koruyacak. Diğer melanetlerin delilleri ile birlikte...

Türkiye'nin demokratikleşmemesi, Avrupa Birliği'ne girmemesi ve hukuk devletine kavuşamaması bahasına da olsa.

Türkiye'nin Ağca vesilesiyle Batılılara mesajı bu...


18 HAZİRAN 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...