YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Kültür

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama


İmaja değil icraya bak!

"Bıraksınlar ney'i kot pantolonlu, top sakallı insanlar çalsın" diyen Türk Sanat Müziği sanatçısı Ertuğrul Erkişi, Sanat Müziği'nde gençlere alan açılmamasından yakınıyor.

Konservatuar mezunlarının pop müzik yapmasına öyle alıştık ki, eğitimini aldığı müziği icra edenlere şaşırıyoruz. Bu anlamda müzikseverleri şaşırtan ve "gençlere de sanat müziğini sevdireceğim," iddiasıyla yola çıkan isimlerden biri de Beyza Müzik'ten çıkan Sarmaşık Çiçeği albümüyle yeniden müzikseverlerle buluşan Ertuğrul Özkişi. Genç sanatçı ile akranlarının aksine kalıcı olmayı seçip Türk sanat müziği icra etmekteki kararlılığı üzerine konuştuk.

Pop müzik çok kısa sürede şöhret ve kazanç vaadederken neden sanat müziğinde karar kıldınız?

Kısa dönemde başarılı olmak için pop ideal. Ama kökleri çok eskiye dayanan kültürümüzde Klasik Türk Müziği ve Halk müziği gibi müzik ögeleri var. Bunlar hiçbir zaman ölmeyi bırakın, sararmaz bile... Onlar hayatiyetini devam ettireceklerdir. Bugün Ertuğrul Erkişi'yle devam ettirecekler, yarın bir başkasıyla... Nasıl zamanında Zeki Müren'ler, Sadettin Kaynak'larla, Dede Efendilerle, Hacı Arif Beylerle devam ettiyse mutlaka ilerde de onu temsil eden insanlar çıkacaktır. Işık saçan bir kürenin üzerini bir toz bulutunun kaplaması gibi düşünüyorum bu durumu. Mesele birkaç kişinin, bir neslin çıkıp o tozu silmesi... Mesele aslında biraz daha ondan nasiplenmek. Bizim birşey kattığımız yok ona. Biz ondan nasipleniyoruz.

Gençler sevmiyor sizce sanat müziğini?

Sorduğumuzda 'Çok güzel şarkı', 'çok beğeniyoruz' diyorlar ama sanat müziği ile ilgili yanlış bir imaj oluşturulmuş; sıkıcıdır, dinlenilmez, gençlere hitap etmez, diye. Şimdi benim top sakalımı eleştiriyorlar. Halbuki, 'Gençler Türk Müziği sevmez' imajını yıkmak, bunu protesto etmek için yaptığım birşey bu. Kılık kıyafeti şudur diye bir kaide yok ki... Böyle şeylere takılmamak lazım. Bırakalım mızraklı tamburu uzun saçlı, kot pantolonlu insanlar çalsın. Ama çalsın yani.. Bırakalım ney'i kot pantolonlu, top sakallı insanlar çalsın. Ney çalıyor sonuçta.. Mühim olan ortaya konulan şey.. Kaldı ki sanatçı halkın arkasından giden, halkın değerleriyle bağdaşmayan insandır fikrini savunanlar var. İnsanlara birşeyler veremiyorsanız tam tersine zarar veriyorsanız sizin sanatçılığınız nerde kalıyor ki? Sonuçta siz duygulara, seslere, melodilere hükmediyorsunuz. Bunlarla insana ulaşıyorsunuz, zehir mi vermem lazım insanlara. Sanatçı kültürüyle, bilgisiyle, birikimiyle, ahlakıyla,değer yargılarıyla halkın önünden giden insandır. Ona iyi yol gösteren insandır.

Müzik icra ettiğiniz ortamla ilgili tespitleriniz neler?

Biraz bu piyasayı bildiğimi iddia edebilirim. On sene TRT'de çalıştım. Ne yazık ki Türk Sanat Müziği Türkiye'de iyi icra edilmiyor. Önüne gelen solist oluyor. Bugün popüler müzik yapanların yüzde 85'i konservatuar kökenlidir. Türk Sanat Müziği'nde kendini geliştirecek, ispatlayacak mecra olmadığı için biraz da ekonomik kaygılarla o tarafa yöneliyorlar. Marketten ekmek alacak parası olmayınca ruh birşey ifade etmiyor. Ben şahsen 62 yaşında bir bayandan şarkı dinlemek istemiyorum ama çıkarıyor birileri ona şarkı söylettiriyor. Bunun karşısında genç insanlar dışarlarda, gece klüplerinde, barlarda çalışıyorlar. Bıraksınlar hem Türk müziği kazansın hem genç insanlar kazansın.

'Dönülmez Akşamın Ufkunda' kimselere yâr olmuyor!

Timur Selçuk bana da şarkısını vermedi. 'Dönülmez Akşamın Ufkundayız' ı okumak istedim. Çok insaflı bir kayıt yaptık, onun rahatsız olmayacağı şekilde. Bu kasedin çizgisinden de farklı bir çalgılama oldu, sadece o şarkıyı klasik yapmıştım. Onu bile göze aldım. Ama izin alamadım. Gidip dinlettiğimde çok ufak tefek şeylere takıldı. Ertesi gün televizyonda bir hanım o şarkıyı bağıra bağıra söyledi. Ondan rahatsızlık duymamalarına da şaşırıyorum.

RÖPORTAJ: GÜLCAN TEZCAN


Kağıda basmak için tıklayın.

On yıllık Güven'in öyküsü
Eve kapandığı 10 yılın sonunda kitabı tamamladığını, ancak yayıncıların 'başım belaya girer' endişesiyle basmak istemediğini söyleyen Türkali, "Sonra beş yayınevi başvurdu. Kitap basıldı. Bu kitap Türkiye için gerekliydi"
Jim Carrey, 'korku'dan caydı
Beyazperdenin 'komik adamı' Jim Carrey, tarzının tamamen dışına çıkacağı 'Phone Booth' adlı korku filminde rol almaktan son anda vazgeçti. İnternetteki Hollywood ve Mr. Showbiz sitelerininde yer alan habere göre, Carrey, Joel Schumacher'in yöneteceği projede rol almayacak. Carrey'nin oynayacağı karakteri tam olarak kavrayamadığı için yapımda yer almaktan kaçındığı ve film ekibini zor durumda bıraktığı belirtildi. Daha önce de beyazperdenin başka bir 'komik adamı' Will Smith, bu filmde rol almaktan son anda caymıştı. Başrolünde kimin oynayacağı belli olmayan 'Phone Booth', yolda giderken çalan ankesörlü telefona yanıt veren ve kapatırsa öldürüleceği tehditini alan bir adamın gerilim dolu öyküsünü anlatıyor.Carrey tarafından da reddedilmesine rağmen yönetmen Schumacher, filmin çekimlerine bu yaz New York'ta başlamayı ve düşük bütçeli yapımı birkaç haftada bitirmeyi planlıyor. Jim Carrey`nin 'Me, Myself and Irene' adlı yeni komedi filmi ise bu ay Amerikan sinemalarında gösterime giriyor.

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED
Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...