| Türkiye'nin birikimi... |
|
|
|
|
Einstein'ın pabucu dama atılıyorDeğişim, bu evrenin değişmez tek kuralı. İnsanlık tarihinin büyük mütefekkirleri, felsefecileri ve bilim adamları, içinde yaşadığımız bu değişim çorbasında sabit kalabilen, sınırları, mahiyeti ve boyutları hiç değişmeyen sabitler arayıp durdular hep. Bir dairelerinin çevresini çapına böldüğünüz zaman karşımıza çıkan ve üç tam bir dört bir altı ile başlayarak ilelebet sürdüğü iddia edilen Pi sayısı, işte bu sebeple insanlığın bu kadar ilgisini çekmiştir. Zira evrenin yerinde saymadığı, bu yüzden o çok aranan sabit için bir temel teşkil edemeyeceği çok uzun zaman önce anlaşılmıştı. Yine de bilim adamları, "değişen evreni yönlendiren tabiat kanunlarını" ifade edebileceklerini düşündükleri teorilerini değişmez addettiler her zaman. Astro ve kuantum fizikçilerinin, son zamanlarda üzerinde en çok tartıştığı mevzu, Einstein'ın izafiyet kuramının sonunun gelip gelmediği sorusu. Modern fiziğin en sabit değeri olarak varsayılmış olan ışığın hızının (saniyede 300 milyon metre) zannedildiği gibi sabit olmadığı fikri, uzun zamandır gündemdeyse de, bunu ispatlayabilecek deneyler son zamanlara kadar kurgulanamamıştı. Bugün evrenin başlangıcını açıklamaya çalışan faraziyelerin en geçeri olarak sayılan Big Bang Kuramının doğru olduğu varsayımıyla hareket edilerek yapılan ölçüm ve araştırmalardan çıkan sonuç, tek bir noktadan etrafa dağılarak oluşan evrenin bugünkü şekline gelebilmesi için, en azından başlarda, oluşan madde - enerji çorbasının ışık hızını oldukça aşan bir hızda dağıldığı şeklindeydi. Nitekim, geçenlerde de gazetelere yansıdığı üzere, muhtelif laboratuarlarda yapılan deneylerde bir ışık huzmesi, öngörülen rakamın % 5'i kadar daha önce bir zamanda ulaşmıştı son noktaya. Işık hızına yakın hızlarda zaman boyutu flulaştığı ve enerji - madde ayrımı kaybolduğu için, ışığın belli bir ortama girişi, çıkışından sonra gerçekleşmiş ve böylece alışageldiğimiz sebep - sonuç ilişkisi tersine dönmüştü. Şu sıralarda yapılan bir başka deney de, kainatın ilk oluşum saniyelerini incelemeyi hedefliyor. ABD'nin Brookhaven Milli Laboratuarlarında, Relativistic Heavy Ion Collider (Göreceli Ağır İyon Çarpıştırıcısı) adı verilen muazzam bir aletle iki altın iyonu ışık hızına yakın bir hızda birbirine çarpıştırılarak, Big Bang'den sonraki saniyenin ilk milyonda birlik anında oluşan maddeye benzer bir enerji - madde karışımının tahlilinin yapılması hedefleniyor. Daha önceki deneyler, oluşan maddenin ısısının güneşten 10 bin kat daha sıcak olduğu görülmüş. Saniyenin katrilyonlarca biri gibi bir zamanda kaybolan bu ısı çorbası, öyle gözüküyor ki, mevcut fizik kuramlarını altüst edebilecek bir mahiyette. Ancak bu deney daha şimdiden birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Scientific American dergisine bir mektup gönderen fizikçi Walter Wagner'ın başlattığı polemik oldukça ilgi çekiyor. Wagner'a göre, bu deneyle birlikte oluşan enerji - madde çorbası, bir anda büyük bir kara deliğe dönüşebilir ve önce dünyayı, ardından da güneş sistemini yutabilirdi. Bir diğer senaryoya göre de, vakumda yapılan ve anormal enerji dönüşümlerini içeren bu tip bir deney, vakumun mahiyetini değiştirecek ve kainatın dokusunu yırtacaktır. Kıyametin insan yapısı bir deney yüzünden kopup kopmayacağını bilemiyoruz elbette. Ancak fizikçiler arasında yakın gelecekte kızılca kıyamet kopacağa benziyor.
mutku@yenisafak.com
|
|
| Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
| İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|