YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Dizi...

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Ilıcak ve Meclis'in misyonu

Bir yanda, Türkiye'yi insan hakları alanında topyekün bir iyileştirmeye çağıran Katılım Ortaklığı Belgesi, öte yanda, insan hakları alanında arkası gelmeyen giyotin operasyonu... Nasıl çıkacak Türkiye bu işin içinden bilemiyorum. YÖK bambaşka bir dünyada yaşıyor sanki... MGK bambaşka iklimde icrayı sanat ediyor... Milli Eğitim sanki 1930'ları-40'ları dayatıyor topluma...

Bir süreden beri okullarına alınmayan Samsun 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin başörtülü öğrencilerinden biri, İHL'deki öğretmenine yazıyor:

"Hocalarımız bizimle konuşmuyorlar. Yanımızdan geçerken bile bize bak(a)mıyorlar. Kendi kendimize destek olmaya çalışıyoruz. Bu yasak sizin okulunuza da gelince siz de mi öğrencilerle konuşmayacaksınız hocam? Sizin de mi elinizden bir şey gelmiyor. Biz Müslümanlar şu durumda ne kadar da çaresiziz öyle değli mi hocam?"

İnanan genç bir insana en uzak olması gereken "çaresizlik" duygusu, işte böyle çörekleniyor insanların yüreğine... "Biz Müslümanlar" diyor genç öğrenci... Baskıların toplum tarafından hangi trajik platformda algılandığını basiretten azıcık nasibi olanlar bile anlar bu sözlerden.. Varın siz, en temel insani haklarından yoksun kılınan başka çaresizleri düşünün...

Marmara İlâhiyat'tan bir grup kız öğrencinin e-mailini aldım. Artık başörtüsü baskısı oranın kapısını çalıyor. Rektör gelmiş, fakülte yöneticileriyle konuşmuş... "YÖK Fermanı uygulanacak" mesajını getirmiş. Okul yöneticileri, bu yasağın uygulanamayacağını ifade etmişler. İdarecilerin bu yasağı uygulamaktansa istifayı tercih edeceklerini, öğretim üyelerinin öğrencilere "başörtüsünü çıkarın" diyemeyeceğini bildirmişler. Şimdi, Ramazan sonuna kadar bir ikna süreci başlamış... Belki her yerde olduğu gibi kapıya polis koyacak YÖK...

Öğrenciler "milletvekillerini rahat uyutmamak için sesinizi yükseltin" diye yazıyorlar. Milletvekillerini rahat uyutmamak, bir umut var mı orada?

Evet işte Avrupa'dan gelen insan hakları çağrıları, işte bu ülke gençliğinin özgürlük çığlıkları ve işte olan biteni seyreden milletvekili camiası...

Diş sağlığı üzerine hutbeler okunuyor bu ülkenin camilerinde... Soğuk, dinden arınmış sözcükler seçilerek... Diyanet'ten gönderilen hutbeler... Acaba kim yazıyor o, hangi çerçevede yazılacağı MGK'da belirlenen hutbeleri? Sözüm ona laik bir ülkeyiz, sözüm ona inanç özgürlüğü var... Oysa MGK şablonunda bir dine inanmak, ona göre yaşamak zorunda bu ülke insanı...

Bu anlayışın altında ne var? Vatandaşını bir böcek kadar ağırlıklı görmeyen bir zihniyet yatmıyor mu bunun altında? İnsanların camide dinleyeceği hutbeyi bile emir-komuta disiplini içine sokmak, hangi demokratik mantığın içine sığdırılabilir? Yüreğinize yük haline gelen bir hutbeyi dinlemek ya da, camiyi terketmek... Neresinde bunun inanç özgürlüğü? İnsana saygı? Hatta laiklik neresinde bunun? Bu, devlet tekelinde bir ruhbanlıktan başka bir şey mi?

AB seslenip duruyor: Demokrasi, insan hakları, özgürlükler...

Peki nasıl gerçekleşecek bu?

İnanç alanımızı dahi MGK düzenlemeye devam mı edecek?

İnsan Haklarının bu kadar gündemde olduğu bir zamanda YÖK'ün bu kadar kıyıcı davranabilmesi nasıl izah edilebilir?

Bilim adamları üzerinde "sakıncalı" lık kuşkusu bizzat MGK tarafından üretilir ve YÖK'e bilim adamlarını ayıklama görevi verilirken, yani bilim alanı bile yeterli özgürlükten yoksun iken biz, hangi alanda özgürlüğü yakalayabileceğiz?

Millet iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, bazı alanlara dokunma konusunda belirli bir çekingenlik gözleniyor.

Şu anda, Meclis'te en azından dört parti (MHP, FP, ANAP, DYP) başörtüsünün serbest bırakılmasını ve YÖK'ün zaptu rapt altına alınmasını istiyor. Ama bunun bir anlamı yok, çünkü bu irade başörtüsü ve YÖK söz konusu olduğunda işlevsiz hale geliyor... MHP'nin seçimlerden sonra bunca dar alana sıkışmasının ardında ne var?

Bu yapıya demokrasi demek mümkün mü?

Hükümet tutuk bazı konularda...

Andıç'la ilgili açıklama yapılabildi mi hükümet tarafından? Yapılamadı. Yapılması da çok zor, ya da sudan sabundan arınmış bir açıklama beklenebilir, mazeretlerini de anlamak mümkün. Çünkü o da sınırlı sorumlu bir alana sıkışmış durumda.

Bürokrasi, yukardan aşağı veya aşağıdan yukarıya müthiş bir kuşku ağı ile çevrilmiş durumda... Vali yerinden emin değil, kaymakam değil, milli eğitim müdürü odacısından kuşkulu... Nerdeyse "insan hakları"ndan söz etmek sakıncalı damgası yemeyi göze almak gelmek anlamına geliyor. Nasıl düzelecek bu iş?

Aslında Nazlı Ilıcak riski üstlendi ve yolu açtı. Bir tek milletvekilinin bile, üzerindeki sorumluluğu idrak etmesi halinde ne kadar kilit sökücü olduğunu gösterdi. TBMM'nin 550 milletvekili, tek tek herbiri, böyle bir misyonla yüklenmiş durumdalar. Sema Pişkinsüt tarihi bir görev yaptı İnsan Hakları Komisyonu Başkanıyken... İşkenceye karşı mücadelede onun adı altı çizilerek yazılacak muhakkak. Ertuğrul Yalçınbayır tarihe yazılacak isimlerden... Demek ki oluyor... Meclis'te ayağa kalkıp "Bu yanlış" diyebilecek irade gösterilirse oluyor...

Meclis, Türkiye'nin demokratikleşmesi mücadelesinde inisiyatifi ele almalı, diyorum... Bu paslı kilidi çözecek, sökecek olan odur. Orada da MHP'nin tarihî bir kavşak noktasında olduğunu vurgulamak istiyorum. Şu anda kilitteki pas, biraz da-belki büyük nisbette MHP'nin ölü toprağı serpilmiş duruşu ile sürüp gidiyor. MHP'nin içinden, şu yukarda verdiğim, Samsun İlahiyat'ta okuyan öğrencinin serzeniş yüklü duygularını anlayacak insanlar çıkmasını bekliyorum.

Avrupa'nın döve döve adam ettiği bir ülke gibi görünmek arımıza dokunuyor.

Haydi ey Meclis göster kendini... Yeter temsil ettiğin insanların çektiği acılar... İnsanların yüreğini kavuran özgürlük özlemi yansımıyor mu yüreğine?


11 KASIM 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ahmet Taşgetiren

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...